• yuo mezunlari tarafindan sergilenen slawomir mrozek oyunu. sevgi paylastikca cogalir oyunu yazari ve yonetmeni mahir ulas timur tarafindan metne mudahalede bulunulmus safak timur, aydin buyukhelvaci ve ilker elibol, ihsan ceylan oyunculugunda seyirciyle bulusmustur. oyunda canli muzik de mevcuttur.
    yuo oguz atay sahnesinde izlenebilir.
  • kenter tiyatrosunun ocak 2008'de baslayacak olan okan yalabık, engin hepileri ve bülent şakrak'ın rol aldığı yeni oyunu.
  • yeni haliyle okan yalabık'ın oynamayacağı belirtilmiş oyun. tarihi de belirsiz sanırım. tüm planları bozması nedeniyle, pazar sabahı sinir sıkıntı sebebi.
  • adlandırılamayan tiyatro atölyesinin 2011-12 sezonunda 'büyük balık küçük balığı yer' çıkış noktasıyla sahnelediği mrozek eseri.

    --- oyun broşüründen ---

    ve açık denizde..

    bir büyük balık, küçük balığı yutar hikayesi.

    adalet nedir?

    adalet: 1. isim yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması, türe.

    belki de katlanadığımız şey bu.

    adaletin doğru tanımlanıp, farklı algılanması.

    şişmanlar rahatça yaşayabilsinler diye, ufaklıklar tahterevallinin diğer ucunda olmak zorunda.

    şimdi görüyoruz düzeni..

    adalet için savaşmanın bile suç sayıldığı bir ülkedeyiz!

    ve

    güçsüzlerin güçlüleri yenmesi sadece masallarda olur!

    --- oyun broşüründen ---

    ayrıca, oyun broşüründe bertolt brechtin tahtarevalli şiiri de yer almakta.

    http://www.youtube.com/watch?v=y-i7cpa9c_o
  • devlet tiyatrolarının bu yıl ankara'da sergilediği oyunlardan biri.

    oyun 75 dakika, tek perde. 3 ana karakter ve 2 de yardımcı karakter oynuyor.

    oyunun konusu, yemekleri biten 3 kişinin denizdeki mücadelesi. oyuncuların performansı son derece başarılıydı. mimikleri, karakterlerin içine girişleri... oyundaki tek kusur, konunun biraz fazla kısır döngüye takılmasıydı.

    daha önce çok daha güzel oyunlar izlediğim olmuştu ancak bu oyuna kötü demek çok büyük haksızlık olur. hiç değilse oyuncuların performansı için yine de bir şans verilir.
  • yazılan önceki yorumları okuyarak biraz önyargılı biraz tereddütlü gittiğim ankara dt oyunudur.

    ancak ben ve birlikte gittiğimiz arkadaşlar oyundan kaçma hissi duymadık, aksine kaçma hissi duyduğum bir çok oyun varken bu öyle olmadı, bir çoğumuz beğendik.

    oyun absürd komedi ve bu anlamda baktığımda gülünmesi gereken yerlerde salondaki bazı seyircilerin gülüyor olmasını garip karşılayan diğer seyirciler en çok dikkatimi çeken oldu sanırım. oyun mesajlarını direk değil de metaforlar üzerinden veriyordu ve bu aslında bu tarza uzak insanları sıkabilir ve anlamayı güçleştirebilir. ben sevdiğim için onu da beğendim.

    oyundan aklımda kalan bıçak ile perküsyon sahnesi ve selamlama kısmı gerçekten güzeldi.
  • çoğunluğu mutlu etmeyecek bir konu ve anlatıma sahip, içerisinde başarılı kadın performansları, çok başarısız erkek performansları barındıran ankara devlet tiyatrosu yapımı, yönetmenliğini ilham yazar'ın yaptığı oyun. farklı bir deneyim için izlenebilir.
  • kötü oyun, oyuncuların enerjilerinin epey yüksek olmasına rağmen.
  • ben en kötü tiyatro oyununa bile şans verip, tiyatroya insanların gitmesini teşvik etme taraftarıyım ancak bu oyun gerçekten kötü. aylardır pandemi sebebiyle uzak kaldığımız salona, bu oyunla kavuşmak ayrı bir hüsran oldu.

    başrolü paylaşan 3 hanımefendi gerçekten ellerinden geleni yapmışlar, yan rol beyler de sanırım kendilerine verilen rolü eksiksiz oynadılar ama oyunun kendisi, kurgusu, metni kötü. yani kötüden çok daha doğru tasviri, anlamsız olması. ne ana fikir iyi işlenmiş, ne espriler komik, ne göndermeler anlamlı. öyle boş boş geçti dakikalar.
  • oyunu beğenmeyenler kesinlikle oyunu anlamayanlar. yorumlarınızı üzülerek okudum resmen. kadın oyuncuların performansı şahaneydi erkeklerinse sürekli tekrar eden replikleri biraz baymadı desem yalan olur. oyunu almancadan çeviren yücel erten oyundan şöyle bahseder; 1961 yılında yazılmış açık denizde, iktidar, güç, ahlak ve benzeri yerleşik değerlere acımasız bir neşter vuruşudur. bu neşter bir yanıyla adalet, özgürlük ve demokrasi gibi kavramların; propaganda, demagoji, manipülasyon ve entrikalarla nasıl içinin boşaltıldığını ortaya serer. diğer yandan insan denen yaratığın, can pazarında ne kadar acımasız ve karanlık olabileceğini sergiler. bireyin, iktidar odaklarının oluşturduğu çarpık mantık karşısındaki çaresizliği, bireysel özgürlük ve adalet duygusunun göreceliği, başkaldırma, boyun eğme, kurban olma… mrozek oyununda tüm bunları ürkünç bir mizah üslubu ile önümüze döker.
    bence oyun hakkında bi daha düşünün.
hesabın var mı? giriş yap