• giderek daha sık gündeme gelen paradokstur. basitçe sağlık tartışması değildir, öyle olsa çoktan aşılar yasa zoruyla yapılırdı. felsefenin ve hukuğun konusudur daha çok.
    tartışmanın kökeni; bazı amerikan eyaletlerinde aşı ile önlenebilir hastalıklarda artış var. nedeni basit; evladına aşı yaptırmayı reddeden kıçımın enteli kitle. ama zararları sadece kendilerine değil, hepimize. o zaman bunları zorla aşılamalıyız!
    mevzu şöyle;
    bazı hastalıklar "eradike" edilebilir (tamamen ortadan kaldırılabilir). ilk örneği "çiçek hastalığı". tek etken - tek hastalık olmalı. (zatürre veya ishal gibi olmamalı, bir sürü farklı mikrop tarafından ortaya çıkmamalı)

    kural basit ve sert; dünyada o dönemde yaşayan herkes aşı veya geçirilmiş hastalık yoluyla o mikroba karşı bağışık olmalı; toplumda rezervuar kitleyi ortadan kaldırmak için bu şart. aksi takdirde o hastalık er yada geç hortlar. onun da mantıklı sebebi var. az sonra.
    çiçek hastalığının aşı sayesinde eradike edilmesi sonrasında tıp dünyasında müthiş bir özgüven oluştu; yüzlerce hastalık aynı yöntemle yok edilecekti... kızamık, çocuk felci, difteri ... belki verem, aids, ...
    ama medya, hurafeler, aşıların nadir ama kaçınılmaz yan etkilerinin yarattığı fobiler aşıları tartışmaya açtı. ama asıl mesele bu değil, öyle olsa aşılabilirdi; asıl zorluk insan bencilliği.
    önceki kuşaklar aşı oranlarını artırıp başarılı oldukça o hastalık artık çok ender görülmeye başlar. bu da o hastalığı gündemden düşürür; görünmez kılar. (istanbul'da çocuk felci yok - belki 1-2 vaka) o zaman insanın bencillik geni devreye girer; yüzbinde bir görülen aşı riskini göze alıp milyonda bir görülen bir hastalığın aşısını olmayı-evladına yaptırmayı reddetme. o zaman paragraf başına; "kural basit ve sert..." cümlesine dönün. işte çuvallama burada başlıyor. aşı oranı azaldıkça tek tük vakalar giderek yeni bir salgına dönüşür; etrafta hem bolca virüs stoğu hem de aşısız bir kitle vardır.
    40-50 yıl önce aşılarla neredeyse! yok olma noktasına gelen hastalıklar böylece tekrar hortlar. yüzlerce hastalık yok edilebilir ama bir avuç okumuş cahil "bana ne, aşılar doğal değil, hem de kartellerin yalanı" diyerek bu şansımızı yok ediyor; o zaman aşı zorunlu olsun! aynı adamlar gerçek bir salgın görse hastane kapısında birbirini tepeler "önce ben" diye. dediğim gibi sorun önceki kuşakların bize bıraktığı mirası hoyratça heba edişimiz aslında.

    bu bilgiler ışığında felsefe-birey hakları-topluluk çıkarları-hukuk- herşey birbirine karışır. bireyin kararı ve hakları topluluk menfaatlerinden üstün olabilir mi? yanıtınız hayır mı? tekrar düşünün... kürtaj tartışmasında da aynısını mı demiştiniz? e iyi o zaman; faşistsiniz, ama tutarlısınız...
    kişisel yanıtım; aşılarla gerçekten bu hastalıklar ortadan kaldırılabilir, hiç şüphem yok ama hayır, aşı zorunlu olamaz.
    sonra o kapıdan sıçan geçer yol olur. devlet benzer yasalarla ağzımıza sıçar.
  • desteklediğim durum. bizler ülkedaş olarak hep gaza gelmeye, duyduğumuz veya okuduğumuz bir şeyi mantık süzgecimizden geçirmeden
    "aaa!!! hakkaten yaaa!!! bunlar doğal değil ki, hem olmayan bir hastalığın antikorunu neden vücuduma alayım? hadi bağışıklık kazanmak yerine hasta olursam?" düşüncesinin bencilliğiyle alır başımızı mahkemelere gideriz. hem neden benim çocuğum aşı olsun ki canım?

    fakat o işler öyle değil. uzun yıllardır çiçek hastalığı görülmüyor ya da çiçekten ölünmüyor diye halihazırda günümüze kadar herkese aşılama yapılmışken, çiçek hastalığı artık yok diyemeyiz. çiçek hastalığı ihtimali ortadan kaldırılmış bireyler var çünkü.

    bu konuda çıkan anayasa mahkemesi ve yargıtay kararlarına gelince, "zorunlu aşı diye bir uygulama yapılamaz" diye bir sonuç çıkması mevcut kanunlarımızla alakalıdır. bu kararlar esas olarak mevcut kanunlarla alabilecekleri kararı, kanunun yetersizliğini ön plana çıkarmışlardır. halk sağlığı kurumu' nun, umumi hıfzısıhha kanunu' nun yapıldığı tarihteki şartları göz önüne alarak bu uygulamayı yapamayacağını, kanuni bir yapılanmaya gitmesi gerektiğini gözler önüne sermiştir.

    özetle 1930 yılında yapılan bir kanun üzerinden yönetmelikler yayınlayarak - hele ki uluslararası düzeyde kişi hak ve özgürlükleri, vücut ve beden bütünlüğü, özel yaşama saygı gibi konular bu kadar yükselmişken - aşıların zorunlu tutulamayacağını, ancak toplum sağlığı yönünden; özellikle bulaşıcı ve ölümcül hastalıkların bireyin önceliğinden çok toplumu öncelikli olarak düşünerek bu uygulamaların yapılmasını gerektiğini, uygulamaların da mevcut kanunla önüne geçilebildiği ve yeni bir kanun düzenlemesine gidilmesi gerektiği kanaatindeyim.
hesabın var mı? giriş yap