• hintli yönetmen parvez sharma’nın ilk uzun metrajlı belgeseli...

    yaklaşık 6 yılda, 12 ülkede ve 9 dilde çekilen aşk için cihad - a jihad for love bu yıl istanbul film festivalinde en değerli yapımlarından biri olarak gösteriliyor..
  • ntv belgesel kuşağının renklerinden.

    hem de yönetmen katılımlı etkinliklerinden...

    müslüman ülkelerde yaşayan eşcinselleri, ülkeleri, aileleri ve hatta kendi kişilikleriyle karşı karşıya getiren çarpıcı 'kişisel cihat' öyküleri anlatıyormuş.

    http://www.guncel.net/…man-escinsellerin-mucadelesi
  • trembling before gd filmine kardeş gelmiş olan film. zaten filmin musevi boyutunu gözler önüne seren trenblig before gd'nin yönetmeni a jihad for love'in yapımcısı konumunda.

    açıkcası mısır, türkiye, iran, hindistan gibi müslüman ülkelerdeki eşcinselleri konu alan belgesel çok güçlü bir sesi olmasa da güçlü bir şeyler ortaya koyma çabasında. en renkli ve de en hoşgörülü örnek türkiye yakasından gelmekte. ferda ve kıymet adlı çift bayağı pembe görüntüler çiziyor türkiye'deki gay life açısından.

    filmi verdiği ya da vermeye çalıştığı mesaj diyelim şöyle idi; herkes günü geldiğinde allah'a hesap verecek. ne kendinizi kısıtlayın ne de allah'a inanmaktan vazgeçin. inançlı olmak / iyi insan olmak ve eşcinsellik zıt değildir, bugün sizi kimse yargılamasın kimsenin buna pek hakkı yok.

    eşcinsel olduğu için ölüm cezası alanlar, hapsi atılıp tecavüze uğrayanlar, ülkesinden kaçmak zorunda kalanlar, kırbaçlananlar ... koyu müslümanlık, hoşgörüşüzlük. ve asl-olan kuran'ın şeriat kurallarının gölgesinde kalması. insana bir taraftan türkiye nereye gidiyor acaba diye düşünmeden edemiyor hate crimelar, yükselen radikal müslümanlık ve artan hoşgörüsüzlük ve tek tip insan yaratma eğilimi ile. insan düşünmek dahi istemiyor.

    http://www.imdb.com/title/tt0780046/

    http://www.radikal.com.tr/…r.php?ek=r2&haberno=8246
  • hint asıllı eşcinsel yönetmen parvez sharma ’nın epey yankı uyandırmış ve bunun yanında büyük tepki çekmiş çok tartışılmış ( bizde ntv dahil bir çok kanalda yönetmenin de katılımıyla hakkında yayınlar yapılmış ), yapımı 6 yıl sürmüş hindistan, pakistan, iran, türkiye, mısır, güney afrika ve fransa’da yaşayan eşcinsellerin anlatımlarıyla islam ve eşcinselliğin kesişme noktasını ve bu kesişmenin yıkıcılılığını, parçalanan hayatların ruhların hezeyanlarını ama yinede herkesin varolma ve kişisel cihatlarını, büyük bir cesaretle gerçekliğe dönüştürmelerinin anlatıldığı vurucu cesaretli sorgulayıcı bir belgesel aşk için cihat… ülkemizdeki ve dünyadaki homofobinin kırılması bizden farklı yaşayan, hisseden, algılayan kişilerin de var olduğunu olacağını, bizim de insan olarak onların üzerlerindeki baskıyı sınırlamaları haksızlıkları aşmaları için onlara destek olmamız gerektiğini bu belgeseli izlediğinizde daha güçlü hissediyor ve içselleştiriyorsunuz… ortak payda olarak insanlıkta buluşmamız gerektiğini anlıyor bunun aracının da empati kurmak olduğunu görüyorsunuz…

    bu belgeseli 2008 istanbul film festivalinde seyrettim. belgeselin sonunda yönetmenle tanışma fırsatımız oldu. filmin türkiye de gösterilmesinden dolayı ne kadar mutlu olduğunu ve gösterilmesinde emeği geçen herkese cesaretlerinden dolayı teşekkür ettikten sonra seyircilerin sorularına büyük bir içtenlikle yanıtlar verdi. aynı zamanda belgeselde yer alan hayatlarını yaşadıklarını kendi kişisel gerçeklerini anlatan oyunculardan türk lezbiyen çift ferda ve kıymet, sonradan fransa’ya yerleşmek zorunda kalan mısırlı bir genç ve güney afrika da cemaati olan müslüman alim de bizimle filmi tartıştılar…

    gerçekten ilginç bir deneyimdi insanlar ne dininden vazgeçebiliyor ne de cinsel kimliklerinden zor bir ikilem ama başarıyorlar. kuran da geçen lut kavmimin akıbetini ve sodom ve gomore olaylarını farklı yorumluyorlar… gerçekten kişisel mücadelelerini veriyorlar bir nevi gerçekten cihat aşk için cihat ediyorlar… cihat kelime manası olarak değerler için savaşmaksa eğer evet bu insanlar savaşıyorlar… kendilerini dinden soyutlayan din dışı gösterenlere karşı onları cehennemle felaketle acıyla tanımlayanlara karşı savaşıyorlar… belki de mücadele anlamında en karanlık çıkılmaz ve kuytu bir mecrada savaşlarını yürütüyorlar belki seslerini kimse duymuyor duysalar bile anlamıyorlar veya anlamak istemiyorlar ama onlar direniyorlar … sevgi için anlaşılmak için kabul edilmek var olabilmek yaşamak için evet yaşamak için savaşıyorlar önce kendi içlerinde içsel bir savaş veriyorlar sonra dışa karşı… kişisel cihatlar eşliğinde kimliklerini kabul ettirmeye çalışıyorlar….

    etkileyici aynı zamanda hüzünlü bir deneyimdi benim açımdan. insanların çektiği acıları özelliklede gerçekten bu parçalanmayı bizzat yaşayanları karşınızda görmek değişik bir duygu… duygu karmaşalarının içinde sizi hayat dahil her şeyi sorgulamaya anlamaya tartışmaya itiyor. son olarak diyebileceğim bu belgeseli muhakkak bir yerlerden edinin ve izleyin cihat kavramına, eşcinselliğe ve islama bir de bu açıdan bakın çünkü bambaşka bir bakış açısı var filmimizde…
  • özellikle müslüman ülkelerin ne kadar umursamasa da ihtiyaç duyduğu, bir çok eksiğe rağmen genel anlamda müslüman eşcinsellerin yaşadığı tarifsiz dramlara ışık tutan belgesel. müslüman eşcinsellerin sadece toplumla değil kendi içinde inancıyla da yaşadığı çatışmalara yer verilmiş olması ayrıca takdir edilesi.

    ama yine de peki kadraj dışında yaşanılanlar ne olacak dedirtti. şöyle ki hiç türkiyeden bir örneğin olabileceğini düşünmeden izlerken, insanların yaşadığı dramı sindirmeye çalışırken hoop karşınıza türkiyeden bir çift geliyor. son derece mutlu. hemen öncesinde ise türkiyede eşcinsel birlikteliği yasaklayan bir yasanın olmadığı vurgulanıyor. peki ya yazısız kurallar ne olacak? neden türkiye eşcinsel müslümanların cenneti gibi lanse ediliyor? trans bireyler, gayler, lezbiyenler ve onların gördüğü fiziksel, pskolojik, cinsel şiddet ne olacak?
hesabın var mı? giriş yap