• bir iddia.

    ben demiyorum elbette. bugünkü yazısında yılmaz özdil aktarıyor.

    bu topraklarda ilk kerhane, ilk birahane, ilk rakı fabrikası, ilk bira fabrikası ve ilk şampanya fabrikası abdülhamit zamanında açıldı diyor. hatta teşekkür de ediyor kendisine bu hizmetleri için.

    yazının tam metni:

    --- alıntı ---

    abdülhamid

    atatürk'ün mareşal üniformalı tablosunu depoya kaldırtan tbmm başkanı ismail kahraman, dolmabahçe sarayı'nda padişah abdülhamid'i anma sempozyumu düzenledi. “ne yazık ki tarihi ve kültürel miras bilinmiyor, özellikle gençler bilmiyor, unutturuluyor, hükümdarımız abdülhamid'e vefa borcumuz var” dedi. * bence de öyle. * mesela, bu topraklardaki ilk “rakı” fabrikası abdülhamid döneminde kuruldu. şahsen büyük vefa borcum var. * (kendini yeni osmanlı filan zanneden ismail kahramangiller, rakının 19 mayıs 1919'da icat edildiğini zanneder ama… ilk rakı fabrikası cumhuriyet'ten 22 sene önce kuruldu. hem de, bizzat abdülhamid'in başmabeyincisi sarıcazade ragıp paşa tarafından tekirdağ'da kuruldu. padişahın isteği, şeyhülislam'ın onayıyla kuruldu. o dönemin en meşhur markaları, deniz kızı rakısı ve üzüm kızı rakısı'ydı. deniz kızı rakısı'nın asıl ismi tenedos rakısı'ydı ama, etiketinde güzeller güzeli bir deniz kızı resmi olduğu için, ahalimiz deniz kızı rakısı diyordu. abdülhamid döneminde üretilen tüm rakı markalarının etiketinde, kız resimleri kullanılıyordu.) * peki, bu topraklardaki ilk “bira” fabrikası kimin döneminde kuruldu? gene abdülhamid döneminde kuruldu. gel de vefa borcu hissetme birader. * (cumhuriyet'i kuranlara “ayyaş” diyorlar ama… abdülhamid döneminde, yılda 10 milyon litre bira tüketiliyordu. cumhuriyet bu rakama, yani osmanlı'nın içtiği kadar biraya, anca 1940'lı yıllarda ulaşabildi. henüz bira fabrikası kurulmadan önce, övünmek gibi olmasın, osmanlı'da ilk birahane izmir'de açıldı. birahanelerin açılma iznini veren de, abdülhamid'in babası abdülmecid'ti.) * osmanlı'nın ilk “şampanya” fabrikası da abdülhamid döneminde kuruldu. resmi, mühürlü evrak var, abdülhamid'in izniyle kuruldu. * (abdülhamid şampanya fabrikası kurdurduğunda, elitler kurdu denilen cumhuriyet'in kurulmasına 30 sene vardı. şampanya fabrikasını, musevi alatini kardeşler kurdu. abdülhamid hazretleri, bu alatini kardeşleri madalyayla ödüllendirdi, kendi elleriyle, bir değil, iki değil, üç defa “mecidi nişanı” taktı. musevi alatini kardeşlerle öylesine cankuştu ki, tahttan indirilip selanik'e gönderildiğinde, üç sene boyunca, alatini ailesine ait alatini köşkü'nde kaldı.) * abdülhamid efendimiz, rakı, bira ve şampanya fabrikası kurdurdu ama, kendisi “rom” tercih ederdi. bizzat torunu osman ertuğrul televizyonda anlattı: “dedem rom içerdi, babama söylerdi, bak ben bunu içiyorum, çünkü bu yasak değil, kuran'a bak, orada şarap diyor, şekerden yapılanın bahsi geçmiyor derdi.” * acayip “sigara” içerdi abdülhamid… birini yakar, birini söndürür, vapur gibi tüttürürdü. saraydaki işi sadece sigara sarmak olan özel ustalar vardı. kızlarının hatıralarında yazıyor, sürgüne giderken, bavullara en önce sigara paketleri doldurulmuştu. * (türk tütünüyle yapılan amerikan sigarası ateshian'ın tiryakisiydi. chicago'da üretilen bu sigara, new york, boston ve san fransisco'nun yanısıra istanbul ve kahire'de satılıyordu. hatta, ateshian firması, 1900'lerin başında amerikan gazetelerine verdiği reklamlarda “türk sultanı abdülhamid'in içtiği sigarayı için” sloganını kullanıyordu. bu reklamlarda “haremde, oryantal giysiler içinde sigara içen, saçı açık, hatta göbeği görünen, seksapel bir kadın” resmi kullanılıyordu. paketi 25 cent'ti.) * abdülhamid'in en önemli tarihi ve kültürel miraslarından biri ise… bu topraklardaki ilk “kerhane”yi açtırmasıydı. * (fuhuş elbette vardı, şehre yayılmasını önlemek, kontrol altına alabilmek için, varlıklarını ticarethane olarak sürdürmelerini sağladı. acem'in hanesi, alaycı kadri'nin hanesi, keseci hürmüz'ün hanesi, langa fatma'nın hanesi gibi evler vardı, zaptiye rüşvet alıyor, göz yumuyordu. abdülhamid buna son verdi. istanbul karaköy'deki zürefa sokak'ı hizmete açtırdı. bugün hayvan zannedip zürafa sokak diyorlar, aslında zürefa'dır, osmanlıcadır, lezbiyen anlamına gelir. kendini muhafazakar zannedenler inanmakta güçlük çekecektir ama, bu topraklar kerhane kültürünün kurumsallaşmasını abdülhamid'e borçludur.) * ha bu arada… binlerce yurtseveri fizan'a yemen'e sürgün etmiş, zindanlarda boğdurmuş, hafiyeleriyle jurnallerle 33 sene kan kusturmuş, mısır'ı tunus'u kıbrıs'ı sırbistan'ı karadağ'ı romanya'yı, toplam 1.5 milyon kilometrekare toprağı kaybetmiş, tarihçilerin bileceği iştir… ben kendi payıma, vefa borcumuzu ödemek için “hayırlı” faaliyetlerini yazıyorum! * dolayısıyla… “gençlerimiz tarihi ve kültürel mirası bilmiyor, kendisine vefa borcumuz var” diyerek, abdülhamid'i parlatmaya çalışan ismail kahraman'ı hakikaten tebrik ediyorum. * padişahımızın doğumgünü vesilesiyle düzenlenen sempozyuma, eskort kızlar çağırıp, şampanya ve rom servisi yaparsanız dört dörtlük olur yani… ben bile iki duble atmaya gelirim gari.

    --- alıntı ---

    edit: bu da yazıda geçen, abdülhamit'in de içtiği o sigaranın reklamı.*

    bu da dönemin rakısı için yazılmış bir metin.
    (bkz: http://i.hizliresim.com/oergrp.jpg)*

    edit 2: burada yazıyı eleştiren pek çok yazardan farklı düşünüyorum. özdil'in bu yazıyı yazma sebebi osmanlıya hakaret etmek ya da her şeyiyle kötü göstermek değil.
    kutlu doğum haftasını 23 nisana denk gelecek şekilde sabitleyen, atatürk'ü tarihe gömelim deyip osmanlı padişahları için anma düzenleyen siyasilerin çelişkilerini ve bunun peşinden giden seçmenin aymazlığını bu yolla gözler önüne sermekten ibaret.

    edit 3: başlığı açan kişi olarak bunu söylemem komik kaçacak belki ama;

    ulan yoksa?!
    (bkz: kripto fetöcülerin gündemi değiştirmeye çalışması/#63094070)

    debe edit: (bkz: #63087876)
  • yılmaz özdil'in yazısının konusudur.

    osmanlıcı takımın, osmanlı'nın "o" sunu bile bilmediğini çivi gibi çakmış yine.

    eski iş yerinde bi çocuk vardı bu takımdan. ama iyi bir çocuktu. sık sık tartışırdık.
    bir gün abdülhamid'in ne kadar iyi olduğundan falan bahsetti. klasik iddiaları yineledi.

    ben de kendisine, abdülhamid zamanında 1 milyon km2 toprak kaybettiğimizi bilip bilmediğini sordum.

    kesinlikle red etti bu arkadaş. böyle bir şey olmamıştır; propaganda dedi. nasıl lan dedim; tarihte yazıyor; inanmıyorsan yabancı sitelere bak.

    inanmadı. ama 3 gün sonra geldi; "abi baktım haklıymışsın" dedi. bize böyle söylemiyorlar diye de ekledi.

    başkalarının söylemesine lüzum var mı arkadaşım dedim. aç oku, incele...

    bunun gibi milyonlarca şahıs var. kendisine söylenenlere robot gibi inanan. sorgulamayan, sormayan, okumayan...

    atatürk'ü niye seviyorum biliyor musunuz: en hakiki yol gösterici benim dememiş:

    en hakiki yol gösterici/rehber, ilimdir, fendir demiş.

    işte bu yüzden ne yapsanız atatürk'ü silemezsiniz, mutlaka haklı çıkar o adam.

    ***
    edi büdür: şahsen abdülhamid'in kötü niyetli olduğunu düşünmüyorum. çok faydalı hizmetleri de olmuş bir kişi. ancak, yetenekli bir yönetici olmadığı açık ve net.
  • ulan bunu diyen yazan adam ''yazar'' ben halen çaylağım delireceğim mk.
  • tebaasına evlilik dışı ilişkiyi* yasaklayıp ağır cezalar veren buna karşılık ise yüzyıllar boyunca haremlerinde onlarca kadınla düşüp kalkmış heriflerin soyu için son derece sıradandır. adamlar; baba, evlat, kardeş, torun, eş, hamile cariye, doğmamış bebek ne varsa katletmişler abdulhamit kerhane açmış çok mu?
  • bu adamı otorite zannedip, koca padişaha bir solukta hükmü yapıştıran andavalları göstermiştir.

    edit: bu entry üstteki birkaç entry silinmeden ve düzeltilmeden önce yazılmıştır.
  • bu konularda kutuplaşmanın son derece tehlikeli olduğunu düşünüyorum. neo osmanlıcılar da ibadet eder gibi osmanlı goygoyu yapıp artık soğutmaktan öte gıcık etme raddesine getirmiştir sade vatandaşı. geçenlerde de fesli deli de; abdulhamit, atatürk'ü gördüğünde sen mi geldin? diye iç geçirdiğini iddia etmişti yani ülkenin karanlık geleceği olarak görmüş neyse konuyu bulandırmadan bunlar tehlikeli işler. abdulhamit'in şanssızlığı osmanlı'nın çöküş dönemine denk gelmesidir yoksa son derece ilerici, zeki bir adamdı. sanat sever, bilgili, donanımlıydı. latin alfabesine geçiş çalışması yapmış, bazı cemaatlerle de arasına mesafe koymuş ender bir insandı. şimdi sen sırf neo osmanlıcı, default arabası osmanlı tuğralı doblo olan demokrasi şahinlerine duyduğun öfke yüzünden böyle bir yazı kaleme alırsan belli bir kesimin alkışını toplar, belli bir kesimin öfkesini toplar benim gibi objektif görmeye çalışan kişilerin de rahatsızlıklarını alırsın. yazılarını genel olarak beğendiğim yılmaz özdil bunlara gerek yok.

    elbet bilgilendirici, içeriği dolu bir yazı olmuş ancak türkiye şartlarında, sanatın sanat için yapılmadığı, yazının okunmayıp nitelikten öte niceliğe önem verilen bu topraklarda gitmez bunlar

    edit: imla
  • koca padişahınızı tepelesinler sizin. adamlar hazır mirası yemiş hayatları boyunca; mirası yapan da 3-4 kişi.
  • mehmet akif ersoy da siroz hastalığından ölmüş. hani atatürk okadar ayyaştı okadar içerdi ki sirozdan öldü ya, mehmet akif de mi çok içerdi yani.!

    düz mantık her yerde işe yaramıyor. ama anlatamıyosun.
  • padişahı ilahlaştırıp ona tapan kişileri rahatsız etmiş yazıdır.
    senin gibi etten kemikten bir insanı bu kadar ilahlaştırıp sanki tanrıymış gibi muamele yapmak nasıl bir kafa yapısıdır bunu anlamak çok güç.
hesabın var mı? giriş yap