• anadolu üniversitesi iletişim bilimleri fakültesinde hocadir kendisi. trt4'te aof'nin bazı derslerinde izleyebilirsiniz.
  • anadolu universitesi iletisim bilimleri fak.de estetik ve sanat tarihi,guzel sanatlar fak.de de kulturel iletisim derslerine giriyor,konservatuar ogrencilerine de tiyatro tarihi mi tam bilemicem simdi bakarim derslerine giriyor.ben bu donem kendisinden sanat tarihi dersi aliyorum,kendisini tanimadan once cumhuriyet gazetesinde kosesini takip ederdim,elias canetti'nin kitle ve iktidar kitabinin cevirisini yapti ve de semsa yegin'in cevirdigi elias canettinin kitabinda son sozu soylemis biri olarak kendisini tanirdim ve etkilenirdim,insanin yasaminda cevreyle kendisini iliskilendirmesi geregini ana fikir olarak yazilarindan ogrendim,ve de daha bir suru kitapta ahmet cemalin izini gorebilirsiniz,bir keresinde dersinde varolusculuk felsefesinden bahsederken dedi ki 'evet,yasam sacmadir,herseyi sacmadir,bunu bildiginde iki yolun vardir,ya yasami secmeyecek kendini oldureceksin,ya da yasamaya karar vereceksin,ama bu yolu sectiginde de olesine yasamayacaksin,kendi ahlak kurallarini gelistirecek,bir kenara koyacak ve o dogrultuda yasamdan sorumlu olarak yoluna devam edeceksin' daha bu sozlerinin uzerine ne diyim,bi tanedir ahmet cemal:)
  • brecht'in me ti'sini çevirmiştir... çok da iyi yapmıştır..
  • walter benjamin'in pasajlar'ini da cevirmis olan sahsiyet.
  • her ne kadar tasvip etmedigim cok tarafi olsa da, benjamin cevirdigi icin bir eli, lukacs cevirdigi icin diger eli defalarca opulesi adam... bir de katherina blum'un cignen onuru var bittabi...
  • filmlerde izlerken "aaah neden benim hiç böyle derslerim, böyle hocalarım olmuyor" dediğimiz türden dersleri hayata geçiren, eleştirel düşünceyi yaşam biçimi haline getirmiş ve bunu okurlarına, öğrencilerine anlatmaya kendini adamış türkiye aydını.
  • "ilk günbatımının hemen ardından söylediklerimiz, bir
    yüzyıl sonra da geçerli olabilirdi ve biz, güneşe
    boğulmuş bir ilkyaz sabahının ilk saatlerinde, en çalışkan
    çiftçilerle yarışarak, zamanı değirmenlerimize çuvallar
    dolusu taşıyabilirdik. bunları düşünemiyorsak eğer,

    anlat bana, nedir aşk?

    ilk mektuplarımızla birlikte okumayı sökerdik ve
    ellerimizin tutkusu uğruna en yakıcı özlemleri göze
    alabilirdik. sonra geleceği müjdelenmiş yok ülkelerin
    tapınaklarında beklemek yerine, şimdi ele geçirilmiş bir
    gecenin saatlerinde eritebilirdik. yapamamışsak bunları
    eğer,

    anlat bana, nedir aşk?

    sabahın ilk dalgaları bizi kumsalda bulmayabilirdi ve
    biz, günah çıkartmak için mavi sığınaklarımızı yeğlerdik.
    köpüklü haritalarda yerimizi arayanlar, bir an sonra
    haritalarını yitirirler, sonradan, çok sonradan
    söylencelerimizle yetinmek zorunda kalırlardı.
    olmamışsa söylencelerimiz eğer,

    anlat bana, nedir aşk?"

    demiş.
  • bir zaman edebiyatımızda kesik bir damar olacağı zannedilen küskün adam..
    "para yüzünden yitirilebilecek herşeyi yitirmişim para ile alınamayacak ne varsa almışım"
  • korlesme'nin de cevirmenidir.
  • bahriye nazırı cemal paşa nın torunlardan biri olduğunu öğrenince "nerden geliyor bu aristokrat havası" sorusunun cevap bulduğu yazar, çevirmen, kaliteli insan.genellikle soluk kahverengi ve bej tonlarda seçtiği ceketinin cebinden serçe parmağına taktığı koskoca yüzüklü eliyle içtiği dunhill sigarası görülmeye değerdir.derste soru sormaya çekinirim bu hava dağılmasın diye..

    niteliksiz adamın ikinci cildinin çevrisini beklerken ahmet cemal in "paranın gerçeği ve romanı" başlıklı yazısından haber aldığımız tatsız olay, kitabın kaderi diyebileceğimiz bir gizemli paralellik oluşturacaktı..( ki yazar da - robert musil - bu kitabını tamamlayamadan hayata veda etmişitir)

    kibar görüntüsüyle çaykovski ye benzetirim bir de onu.çaykovski nin cinsel tercihin getirdiği büyük ruhsal çöküntüyü canına kıyarak gidermesi bu olayla uyuşacaktı.
hesabın var mı? giriş yap