• 11 mayıs günü ankara diyarbakir seferini yapan uçağın yolcuları tarafindan hep bir ağızla türkülerin söylendigi, hosteslerinde ritm tutarak katıldığı uçuştur.

    https://youtu.be/aa_mhfae5-y

    gelen değişik mesajlardan ötürü şu açıklamayı yapmak artık hakkim;

    "sende bunlardan misin "
    " zilgit çekenleri mi savunuyorsun "

    içerikli mesajlara cevap vermemekle beraber ilgili konu başlığını ve videoyu bağımsız olarak paylaşımını sağladımi söylemek istiyorum.

    konu ile ilgili ise tek yorumum bahsi geçen kişilerin türk devlet sanatçıları olduğunu ve diyarbakır şehrine konser amaçlı giderek yol esnasında da kendilerini motive ettiklerinin bilgisini aldim.

    toplu taşıma da ne kadar doğrudur orası ayrı bir dava. ama kişilere güzel ve hoş gelen bir durum olmasaydı illaki hosteslere şikayet gidip türkülerin sonlanmasi sağlanirdi

    biraz da çoğunluğa ayak uydurmak gerekli bu tür mevzularda, en azından tahammül edebilmeyi öğrenmeliyiz.

    konuyu sadece türkiye'de olura çeken arkadaslara ise yurtdışı ülkelerinde de birçok bu tür video kaydını youtube üzerinde izleyebilirler.
  • hâlbuki, benzer bir olay londra - paris uçağında yaşansa ve bu olayda bir anadolu türküsü yerine, bir fransız halk şarkısı, yolcular tarafından hep bir ağızdan söylense, "medeniyetin gözünü seveyim!" denilecekti. sonra, gelsin türkiye'den siktir olup gitmek hezeyanlı entry'ler; gitsin "avrupalı olmanın dayanılmaz cazibesi" temalı entry'ler...
    siz değil miydiniz, batı ülkelerindeki sokak çalgıcılarına, sokak dansçılarına, sokak sanatçılarına methiyeler düzüp öykünen? onlar da, hiç görüntü ve ses kirliliği yaratmıyor mu sanıyorsunuz? orada da sokaktan geçen bazı vatandaşlar, kısa bir süreliğine de olsa hiç rahatsız olmuyor mu? avrupa'da olunca sevgi, kardeşlik, beraberlik, medeniyet; anadolu'da olunca ise magandalık ve ses kirliliği mi oluyor şimdi?
    başta uydurduğum londra - paris uçağı senaryosu, gerçekte vuku bulsaydı ve o an, ortalama bir sözlük yazarının başına denk gelseydi eğer, ekşici kardeşimiz buraya gelip janjanlı bir başlık açardı ve buralar ingiltere , fransa, avrupa kültürü methiyeleriyle dolup taşardı. avrupa'lılar, "yaşamayı seviyorlar abi", "beraber şarkılar söyleyip eğlenmesini de biliyorlar", "onlar gerçekten yaşıyorlar ya!", "biz de hâlâ burada bilmem ne" tadında klasik klişe yorumlar da, altından hiç eksik olmazdı tabii.
    not: yaklaşık 1 saat süren bu uçak yolculuğu hakkında, "uyuyan yolcular falan vardır, onlara yazık olmuş" diye yorum yapanlar var. arkadaşlar, londra - paris arası mesafenin kaç mil olduğunu ezberden, ta virgülüne dek bilecek kadar "entelektüel" olabilirsiniz; ancak, bu da yaşadığınız ülke ile ilgili sadece basit, sıradan bir ilkokul coğrafya bilgisidir. birden aklıma, yılmaz güney'in siverek ile ilgili anektodu geldi. ilgili anektod: (bkz: #33391554), bu duruma cuk oturuyor.
    tanım: doğulu gözlerle oryantalizme soyunanları, maalesef üzen, derin acılara gark eden olaydır. maazallah bu videoyu izledikten sonra, artık, first class'larında yolculuk etmeye korkabilirler.
    uçakta, bu kısacık türkü meselesinden dolayı, hakikaten rahatsız olan yolcular olmuşsa eğer, onları tenzih ederim. tabii, rahatsızlığı olanlar ya da hastası olanlar o sırada şikâyet edebilir, serzenişte bulunabilirler. elbette, kimsenin, onları rahatsız etmeye hiçbir hakkı yoktur.
    ancak, bu ikiyüzlü zihniyetle, değil avrupalı, değil batılı, bir hiç bile olamazsınız. zaten, aşağılık kompleksleri o kadar çok derinlerde, ve öylesine içkin, öylesine acınası haldedir ki, bu yüzden olsa gerek: çakma bir oryantalist olmaktan öteye de gidemezler.
    dipnot: bu arada, londra - paris arasındaki mesafeden söz açılmışken söyleyeyim: kuş uçuşu olarak, yaklaşık 344 kilometreymiş, pardon 214 mil olacaktı veya 376.640 yarda ya da 13.559.040 inç...
  • gördüğüm kadarıyla rahatsız olan yok herkes eğleniyor güzel geçmiş bir yolculuk.

    ulan şu memlekette diyarbakırla izmiri ayırmaksızın seven kalmadı mı?
  • en çok nasıl başladığını merak ettiğim olay.
  • şarkı söylemek bence de saçma da , toplumun her geçen gün birbirine daha da ön yargılı olduğu bir yerde 100 'e yakın insanın ortak bir eğlence geliştirebilmesine çok sevindim.
    not: toplu taşımada sessizlik seven bir gentleman.
  • geçenlerde vapurda biri tepki göstermesine rağmen inadına izmir marşı söylenince burada alkış kıyamet kopmuştu. şimdi kalkıp burada ilkel, gürültü kirliliği vs diye ikiyüzlülük yapmaya gerek yok, gayet eğlenceli ve güzel bir video.

    sağa sola çatacak yer arayan, burnundan soluyan kekolar ortalıkta yokken, karşılıklı hoşgörü olduğunda ülkemizde daha sık görebileceğimiz güzel bir manzara içeren video.

    etiket takacak olanlar için not; atatürkçü-izmir-chp-galatasaray-agnostik

    avrupa'da yapamazsın evet * 1 23 456
  • altı üstü 1 saatlik bir uçak yolculuğunda, gayet profesyonelce ve güzel şekilde söylenmiş bir halk müziğinden bile rahatsız olabilecek tipleri ortaya çıkarmıştır. keşke tanık olabilseydim ve uçak stresimi de ortadan kaldırsaydı.
  • en basit tabirle kabalık ve avamlıktır.

    uçakta gürültüye genel olarak gelemiyorum, bebeklerin sürekli ağlaması bile beni yer yer rahatsız ediyor ama anne babaların da yapacakları bir şey yok onlar da ağlamasını istemezdi diyip duymazdan geliyorum. fransızca şarkı söyleseler de rap battle da yapsalar aynı şeyi düşünürdüm. izmir marşı söyleselerdi "muhalefetin anlamsız goygoyculuğu" der geçerdim bugüne kadar hep muhalif partilere oy vermiş biri olmama rağmen.

    basın gidin sıra gecenizi başka yerde yapın. bir de bu hanzoları uyaramazsın da anında üste çıkarlar. uçaktaki bazı yolcular adına ben rahatsız oldum.
  • (bkz: barzo show)
  • len bi türbülansa girse uçak, görürdük delaleyli.
hesabın var mı? giriş yap