*

  • arkadas kalalim repliklerinde bahsedilen durumdur.. (bkz: eski sevgiliden dost olur mu)
  • kastıran bi durum
  • ilişkinin fosilleşmesinde bir sakınca görmeyen tarafların ellerindeki son kalıntıları değerlendirme çabalarının bir ürünü.
  • biz sadece arkadasiz diyerek vurgulanan fakat bir türlü becerilemeyen durum.
  • (bkz: fuckbuddy)
  • ili$ki ya da ili$ki denemesinden sonra girinen bu form isminin hakkini veriyorsa yoldan gecen adam benim arkada$im demektir. hic konu$mam etmem onla da mesela.
  • ayrilmis olsak da sen ara sira bana verirsin degil mi? cumlesinin kibarcasi.
  • birkaç hafta sonra
    önce uzak
    ayak üstü bir rastlaşmada
    gitmem lazım bekliyorlar diyecek
    arkandan bakar bırakıp gideceksin
    sonra bir başka yerde ürkek
    yanıma yaklaşıp
    hal hatır soracaksın
    ben serinkanlı olamayacağım,
    kötü kapkara bir yüzle ayrılacağım yanından
    derken sahil boyunda yürürken
    aklım başıma gelecek,
    koşar adım döneceğim.
    suda olacaksın,
    sesleneceğim
    geleceksin.
    suya girip omuzlarından tutacağım.
    gülümseyip
    yanaklarından öpüp
    barışalım diyeceğim

    ve bir sabah arayacaksın,
    limanın içindeki balık lokantası,
    bir küçüğün yarısı rakı...

    poyrazda limandan ayrılan teknenin
    ilk dalgayı yediğinde yekesinin nasıl sarsıldığını anlatacağım sana.
    sense bana çocukluk hatıralarını.
    çocukluğumda arkadaş olduğum bir tayı hatırlatacaksın bana
    öylesine ürkek ama sıcak.

    sihri bozmaktan korkarak
    içime kapanacağım
    için için kendime kızacağım
    sıkıcı biri olup çıkacağm

    sen yanımda yokken
    bir avuç yasemin koyacağım masamıza
    anlatmak istediklerimi söylemesi için
    küçücük beyaz çiçeklere sığınacağım

    geçe kalmadan dönmek isteyeceksin.
    gitmeni istemedim ki hiç.
    kal diye inleyecek gözlerim.

    kalacaksın.
    sana kendi yatağımı vereceğim.
    temiz çarşaflar nevresimler sereceğim.
    ve bornozun kapının arkasında asıp bıraktığın yerde olacak
    onu oradan bilerek almadığımı
    sabahları gözüm dolu kokladığımı bilmeyeceksin

    benden önce uyanacaksın sabah.
    apar topar kaçar gibi kapıya çıkacaksın.
    yanaklarıma belli belirsiz birer öpücük konduracaksın giderken
    ve uzaklaşınca bir mesaj atacaksın...
  • aşkı bitmiş kişinin rahatlıkla önerebileceği, diğer kişiyi ise ya yoran ya sinirlendiren ya da daha fazla aşık eden durum.*
  • altındaki asıl amaç bir arkadaşlığı sürdürmek, devam ettirmek, idame ettirmek olmayan eylem. kalınan şey de aslında arkadaşlık değil, hibrit bir oluşumdur. aslında arkadaşlık kavramı günümüzde çok samimi bir hal olarak da görülmez. arkadaş denilince arada bir mesafe, bir yabancılık ya da bir tür resmiyet vardır. çok sağlam bir ilişki değildir. genelde kim lan bu lavuk? sorusuna yanıt ‘’ne olcak canım arkadaşım’’ olur. yani arkadaşım denilen kişiye sanki önemsizmiş gibi bir anlam yüklenir. çabuk silinen bir iz gibidir burada arkadaş. camdaki buğu gibi. zaten önem verilen insanlara artık arkadaş denmemektedir. dost denir, kanka denir, canımın içi, incirimin tanesi denir. denir de denir. ama burada indirgenen derece arkadaşlıktır. çünkü bu bir tür kamuflajdır. bir tür amaç saptırmadır.

    adam/kadın zamanında güzel şeyler yaşamışlardır. bir şekilde olmamıştır. ama bir tanesi durumu kabullenememektedir. kurtlanmaktadır. bu kurtlanan taraf baktı gördü ki karşı taraf elden gidiyor, hemen bu kamuflaja sarılıverir. ‘’arkadaş kalalım neriman!..’’..hem biz arkadaşken daha iyi eğleniyoruz, arkadaşken daha özgürüz, arkadaşken daha çok şey paylaşıyoruz gibi süslü soslu cümlelerle de ikna etme eylemine girişilir. ancak bu tamamen bir yalandır. çünkü arkadaş kalmayı dileyen tarafın amacı karşı tarafı görebilmektir en başta. paylaşım kanallarının kesilmemesidir. haber alabilmek, hayatındaki bazı ayrıntılara ulaşabilmektir. bunlar olunca ne olacak derseniz bunlar olunca bu kişinin içinde kaynayan kurtlar bir nebze olsun dinecektir. ama hiç düşünmez bu arkadaş kalmak isteyen karşı tarafın durumu nedir, buna müsait midir, hazır mıdır. sadece karşı tarafla olma isteği doğrultusunda hareket eder ve onu ikna etmeye çalışır. saçma sapan bahanelere başvurabilir.

    bugün seni rüyamda gördüm diyerek aramak en bilinen yöntemdir örneğin. bugün yolda yürürken birini sana benzettim ise ikinci bahanedir. ancak bu ikinci bahane biraz romantik durduğundan pek tercih edilmez. sizin kapıcı ölmüş geçende başın saolsun bir geleydim sizin kapıcının karısını göreydim ordan seni de görürdüm ehehe diyeni de vardır misal. senin amcaoğlu geçende benim hala kızının düğününde hala kızıyla sevişmiş, pek eğlenmişler ayol diyeni de çıkabilir. ama gitgide bulunan görüşme bahaneleri her denemede daha da saçma olacaktır. çünkü imkanlar kısıtlıdır. tabii bunlar yerine ortak tanıdıklardan birinin düğünü, doğum günü bilmem nesi denk getirilmeye de çalışılabilir. bu tür toplantılarda karşılaşılınca da direk olarak eski güzel paylaşımlar hatırlatılmaya çalışılır. bu tür etkinlikler bulunmaz fırsattır arkadaş kalmak isteyenler için.

    ancak arkadaş kalmak isteyenlerin en büyük belası karşı tarafın hayatındaki diğer kişidir. birlikteliği olan insanların hayatlarına birilerinin girmesi bu arkadaş kalıcı bünyeleri bir süreliğine bozar. ancak asla yıldırmaz. gereği neyse yine yapılacaktır. arkadaş kalma eylemine inanmasa da karşı tarafı bozmak istemeyen ve bu arkadaş kalma bahanesine maruz bırakılan kişi ise durumdan gördüğü ilgi nedeniyle,bazen bu kişiye acıdığı için (herkes senin gibi değil ya kaldır at mal gibi insanları yapılamıyor bazen) ya da karşı tarafı bozmak istememesi nedeniyle ses etmeyebilir. ancak görüldüğü gibi olay aslında başkadır. arkadaşlık normal ve sıradan bir adımdır. ortak bir alanı paylaşan ancak ortak zevkleri olmayan insanlar arkadaştır mesela. ya da birbiriyle bir zamanlar çok iyi dost olmuş kardeş olmuş ancak artık görüşmeyen insanlar da arkadaştırlar. ancak sevgililik müessesesinden az buçuk payelenmiş kişiler artık arkadaş kalamazlar. bu bir çeşit mühürdür birbirileri için. çünkü bundan sonra bu kişiler ya sevgili olurlar, kalplerini paylaşırlar, ya da birbirilerini görmemeyi seçerler. çünkü bunun ortası patolojiktir. duruma uydurmadır. ne yardan ne serden geçerimciliktir. daha da kötüsü ‘’ben hepsini istiyorumm’’ culuktur. çünkü vakti zamanında yaşananlar çok derin, bol çizgili izler bırakır bünyede. bu izler orada duruyorken, öylece bağırıyorken aynı iki bünye aradan onca zaman geçse bile bir araya geldiğinde o çizikler, yaralar yine teper. tepmesinden daha doğal bir durum olamaz. ancak ben modern çağın insanıyım, yaşadıklarım çizgi bırakmaz bende, yara mı oda neymiş diyorsanız o başka elbette. yüzeysellik hayat tarzınız olmuşsa izsiz bir kalbe ve rahat huzurlu bir beyne sahip olursunuz. ama insan olamazsınız. bu da ayrı bir konu..
hesabın var mı? giriş yap