*

  • türkiye'de ilk kez çolpan ilhan & sadri alışık tiyatrosu, piu entertainment ve zorlu psm ortaklığıyla seyirciyle buluşmaya hazırlanan ve uraz kaygılaroğlu'nun ilk kez tiyatro sahnesinde olacağı oyun.

    uraz kaygılaroğlu'nun william shakespeare'e, nezaket erden'in viola karakterine hayat verdiği, sayısız ödülün sahibi efsanevi filmden aynı isimle türkiye'de ilk kez sahneye uyarlanacak oyunun yönetmenliğini serdar biliş, koreografisini beyhan murphy, müziklerini tuluğ tırpan, dekor ve ışık tasarımını cem yılmazer ve kostüm tasarımını gamze kuş üstlenecek.

    oyunda yer alan diğer isimler ise şebnem sönmez, merve polat, kerem arslanoğlu, ceren taşçı ve ekrem can arslandağ. oyunun özgün atmosferini yansıtmak üzere bestelenen şarkılar, müzisyen gülinler ve oyun için bir araya gelen özel müzik grubu tarafından sahnede canlı olarak seslendirilecek.

    tiyatrodaki pek çok kalıbı yıkan ve tiyatroyu yeniden inşa eden william shakespeare'in 16. yüzyıl ingiltere'sinde, yeni oyunuyla kendini ispat etme çabası içindeki gençliğine ve genç bir kadının erkeklerin dünyasında sahneye çıkmak için verdiği mücadeleye odaklanan oyun, shakespeare dönemi tiyatrosuna ve yaşamına dair çağdaş bir perspektif sunuyor. oyunda bir tiyatro kumpanyasının shakespeare'in oyununu sahneleme sürecini, bir dizi yanlış anlaşılmayı, karmaşayı, kralları, kazaları ve aşkın en tuhaf hallerini anlatırken shakespeare ve marlowe efsanesine de göz kırpıyor.

    oyunun prömiyeri 4 ekim 2023 çarşamba akşamı zorlu psm'de.
  • çok pahalı ya. bu kadar da olmaz artık. boku çıktı bu özel tiyatroların.
  • oyunun prömiyerine gittim, değerlendirmelerimi yazayım.

    öncelikle biletler biraz pahalı ama bence değdi, salonda boş koltuk görmedim. urazka'nın kankaları da salondaydı, (cem yılmaz, nilperi şahinkaya ve adını bilmediğim ünlü arkadaşlar)

    oyun, adından da anlaşıldığı gibi 1998 yapımı aynı isimli filmden sahneye aktarılmış. filmi hatırlarsanız, shakespeare, romeo ve juliet oyununu ortaya çıkarmak için çalıştığı sırada viola ile bir partide tanışır. bu parti lord wessex ile viola'nın nişanının düzenlendiği balodur. shakespeare, viola'nın güzelliğinden büyülenir ve bu aşk ona, romeo&juliet oyunu için ilham kaynağı olur. viola tiyatroya ilgi duymaktadır fakat o dönem kadınların sahneye çıkması yasaktır bu nedenle seçmelere erkek kılığında thomas adı ile girer. oyun da tam olarak bu hikayeyi anlatıyor.

    ancak aklınıza klasik bir tiyatro gelmesin, tam bir görsel sanat işi olmuş. ben hatta biraz alice müzikaline de benzettim. sadece oyun için bestelenmiş şarkılar var. hatta müzikler canlı performans olarak sahnede bir ekip tarafından çalındı ve söylendi. kostümler de çok başarılı.

    oyunculara gelirsek, ben uraz ı severim ve bence tiyatroda da iyi iş çıkarmış. aslında tüm oyuncular iyiydi. özellikle viola yı oynayan nezaket erden çok başarılıydı. urazla iyi bir çift olmuşlar. dansçılar ayrı bir gösteri yapsa izlenir, öyle çalışılmış.

    en beğendiğim şeye gelirsek, alt metinler. dönemin tiyatro yasakları ve yönetim şekli üzerinden günümüze ibretlik göndermeler vardı. “sevgili shakespeare, saraya şirin görünme kaygınızı anlıyorum ancak bu kaygıyla kim olduğunuzdan vazgeçmeyin.” anlayana…

    oyun nerdeyse 2 saat sürdü, ara verilmedi ve oyunda tempo nerdeyse hiç düşmedi. ben zevkle izledim.

    gerçekten emek verilmiş bir iş olmuş, bu işi ortaya çıkaranları tebrik ederim.

    son olarak, sahnelerde shakespeare'nin orijinal soneleri de aynen yer aldı. en sevdiğimi şuraya bırakıyorum:

    “yarayla alay eder, yaralanmamış olan.
    dur, şu pencereden süzülen ışık da ne?
    evet, orası doğu, juliet de güneşi!
    yüksel ey güzel güneş, öldür şu kıskanç ayı,
    bak nasıl da sararıp soluvermiş tanrıça kederden
    sen ondan çok daha güzelsin diye.”
  • 1998 yapım john madden filmi.
    keyifle izlemiştim zamanında, çokta beğenmiştim.
  • nezaket erden'in damgasını vurduğu harika bir oyun.
  • çolpan ilhan & sadri alışık tiyatrosu katkılarıyla sergilenen, (bkz: uraz kaygılaroğlu) ve (bkz: nezaket erden) 'in başrollerinde olduğu tiyatro oyunu.

    oyun 105 dk / tek perde

    sahne şovu, shakespeare'den alıntılar, hafif ama iyi göndermeler ve oyuncuların yeteneği ile harika bir oyun izledim diyebilirim. gülinlerin katkısı, şarkısı ve şarkı sözleri de harikaydı. uraz bildiğimiz uraz'dı aslında ama oyun içinde de böyle bir tip gerekiyormuş belli ki. nezaket erden yer yer koşar gibi konuşsa da sahnede en iyisi oydu diyebilirim. dekor sade ve güzeldi.

    oyunun başlangıcında shakespeare'in kafasının iç karışıklığını görmemiz, dans koreografileri ve dansları beğendim.

    haldun dormen de izlemeye gelmişti ve onu da farkedip doğaçlama bir saygı eklediler oyuna, hoşuma gitti.

    “ah bu katı kaskatı beden bir dağılsa,
    eriyip gitse bir çiy tanesinde sabahın!
    ya da tanrı yasak etmemiş olsa kendi kendini öldürmesini insanın!”

    tanıtım yazısı ve oyuncuları da es geçmeden bilgileri de aktarmak isterim;

    “en iyi film dahil 7 dalda oscar kazanan film aşık shakespeare (shakespeare in love) türkiye'de ilk defa tiyatro sahnesinde ! william shakespeare'in 16. yüzyıl ingiltere'sinde, yeni oyunu ile kendini ispat etme gayreti içindeki gençliğine ve genç bir kadının erkeklerin dünyasında sahneye çıkmak için verdiği tutkulu mücadeleye odaklanan şaheser.

    shakespeare dönemi tiyatrosuna ve yaşamına dair çağdaş bir perspektif sunuyor. oyun, bir tiyatro kumpanyasının shakespeare oyununu sahneleme sürecini, bir dizi yanlış anlaşılmayı, karmaşayı ve aşkın en tuhaf hallerini anlatırken shakespeare ve marlowe efsanesine de göz kırpıyor. tüm zamanların en büyük aşk hikayesi olan romeo ve juliet'i yazma sürecine tanıklık edeceğiniz olağanüstü oyun sahnede!”

    oyuncular; uraz kaygılaroğlu, nezaket erden, şebnem sönmez, kerem arslanoğlu, merve polat, ceren taşçı, ekrem can arslandağ, tahta tegin özdemir, emir ünver, gül öykü su okur, emrecan karakurum, kardelen koç, mine nur şen, bursu demir, alize çalık, nurcan şirin, tamar çıtak, başak kara, aral çolak, aytuğ erten

    dansçılar; ferhat güneş, fetih arda ergül, can gökdoğan, ali erim koç, berkcan ceylan, argun sayın, tuğçe göncü, begüm canbulatoğlu, ilayda ipekçi, ekin ançel, ay çakır, alya dormen

    vokal - şarkı sözleri; gülin kılıçay

    orkestra; özge metin, doğan doğangün, tan güven, mert yüksel, reis ali eroğlu

    yönetmen; serdar biliş
  • baştan sona hiç sıkılmadan izleyip, fazlasıyla keyif aldığım oyun.
    dansçılar, gülinler, oyuncular, görsel şov, metin, hepsi bir bütün olarak harikaydı.
    ancak, özellikle vurgulamak isterim ki;

    nezaket erden sen muhteşem bir detaysın.
  • bu kadar dağınık bir anlatım, oyunun içine çekemeyen oyuncular, sıfır dekor ( bu ayrı bir tarzdır evet ancak bu kadarını kaldıracak bir oyun değildi) bazı oyuncuların aşırı bağırması, gürültü vb. en çok rahatsız eden de seyirciye çok üstten bakan, kör göze mesajlar. özellikle gerçekten tatsız bir kaos halinde giden ilk yarım saatte ' ay bir şey anlamadık köpekler havladı' tadında beğenmeyecek seyirciyi sindirme hamlesi kötüydü.
    nezaket erden i beğendim, ' sen harika bir babasın' da fena değildi ancak çok uzun, ara yok, içine çekmiyor, bitmek bilmedi ve hala basit mesajlar.. hiç öyle harbiyede izlediğiniz ayakta alkışladığınız muhteşem oyunları beklemeyin, oyunun en iyisişebnem sönmez vekerem arslanoğlu bence. bu oyuna bunları bilsem 700 lira vermezdim bu arada. 300 civarı bilet al geç…. boğaziçi tiyatro kulübü çok oynardı böyle oyunlar ama adamlar öğrenci, bütçe belli. ve çok eğlenceli olurdu o oyunlar :)
  • bu akşam zorlu psm de izlediğim oyundur.

    ilk yirmi dakika tüm o kalabalıkta kayboluyorsunuz. başlangıç için fazlasıyla hareketli. sonrasında bir noktada oyunun içine giriyorsunuz. çok eğlenceli kısımları vardı. özellikle salıncak sahnesi… dansçılar ve müzik çok iyiydi.

    shakespeare in kendisini ispat etme çabasını ve kaygısını tam olarak hissedemiyorsunuz. kadınların kendisine yer bulma savaşını izlemek güzeldi. ama her şey dozunda olmalı. bir noktada dozu aşıyorlar. kişisel bir tercih elbette ama ben bu tür mesajların çok fazla üstünde durulmasının oyunu gölgede bıraktığını düşünüyorum. romeo ve julietten biraz daha pasaja yet verilebilirdi.

    uraz kaygılaroğlu role çok yakışmış ama asıl alkışları hak eden (bkz: nezaket erden)

    oyun başlangıcında gül dağıtmaları çok romantikti.

    elbette yine olsa yine izlerim. 105 dakikalık bir şölendi. keyifli ayrıldım salondan.

    son olarak tek perdelik bir oyun için fazla uzun.

    ayrıca (bkz: verona)
hesabın var mı? giriş yap