• tam hali ''16 temmuz 2016 darbe girişiminde teslim olan askerleri öldürenlerin, dövenlerin yargılanmayacak olması'' olan başlık.

    canımı en çok yakan detaylardan biri.

    yirmili yaşlarındaki çaresiz askerlerin öldürülme videolarını izledim, dillerinde ''allah'' olan insanların onları linç etmelerine tanıklık ettim.

    bundan otuz yıl önce yaşansaydı tüm bu olanlar, türlü efsaneler uydurulmuştu şimdiden, orgazmik islami hayal gücü ile inanılmaz dram ögesi eklenmişti efsanelere; her şeyden önce ''darbeci'' oldukları için, birilerinin köpeği, birilerinin emrindeki soysuzlar olmuştu güzelim çocuklar.

    neyse ki teknoloji çağındayız; askerlerin kim olduğunu, çoğunun hiçbir şeyden haberinin bile olmadığını izleyebiliyoruz, okuyabiliyoruz. ''tatbikat var dediler'' diyor mesela birisi, diğeri askeri araçtan sarkarak ''doğuda görev yapmadığım için üzüldüm lan ben'' diye bağırıyor, öbürü ''kadıköy'de sivil olarak geziyordum, çağırdılar" diyor.

    daha ne hikayeler var kim bilir. dün gece çaresizce ağlayan askerlerin mutluluk pozları vererek askere gittiği fotoğraflar, onları tanıyan arkadaşlarının açıklamaları, daha neler var kim bilir.

    ölen askerlerin bazılarının isimlerini hiçbir zaman duymayacağız, hikayelerini bilemeyeceğiz. duvardaki bir tuğla eksilecek, yerine yenisini ekleyiverecekler hemen, hiçbir şey olmamış gibi. yine iki yüzlülük yapıp askerleri uğurlayacaklar davullarla, zurnalarla yarın. düşünsene, sokaklarda eğlenmeye başladılar bile, kornalara basarak konvoy yapıyorlar, daha 24 saat geçmemişken üzerinden bu acının, üzerlerinde garip bir gurur ile bir şeyi kutluyorlar?

    bu caniliği, barbarlığı yapan hiçkimse yargılanmayacak ya. elindeki kemer ile askerleri döven adamın yüzü apaçık olmasına rağmen kimliği tespit edilemeyecek mesela, gezi dosyasındaki gibi aylar sonra sadece oradan geçtiği için mahkemeye çağrılmayacak hiçbiri.

    salyaları aka aka, ellerinde sopalarla etrafa saldıran bir kere daha vursa rahatlayacak kitle, hiçbir zarar görmeden yaşamaya devam edecek. aynı yolları kullanacak bizle, aynı otobüsü kullanacak, aynı şehirde yaşayacağız onlarla. adreslerini verecekler sosyal medyada ''ben öldürdüm'' diye ve bize hükmedecek kadar kalabalık olduklarını, her geçen gün daha da kalabalıklaştıklarını korku ile göreceğiz biz.

    hiçbiri sokakta polis mermisi ile öldürülmedi, hiçbiri tenhada kıstırılıp dayak yiyerek öldürülmedi.

    kabullenemiyorum. bu canilerle aynı dili konuşmaya bile katlanamıyorum. onların kahraman ilan edilmesine, darbeyi durdurdukları yalanını sürekli duymaya dayanamıyorum.

    psikolojimizi mahvettiniz. yıllarca gözümüzün önünden gitmeyecek şeyler yaşattınız bize. şimdi meydanlarda kutluyorsunuz sizi kıçınızdaki elli liralık pantolon ile tankların karşısına döken liderinizin düşmemesini.

    sizden, karanlık zihninizden tiksiniyorum.

    yapabileceklerinizin gayet farkında olan liderleriniz, imamlarınız döktü sizi sokaklara. işlediğiniz her cinayetten, her işkenceden sizler kadar onlar sorumlu aslında.

    işte tam olarak bu yüzden hiçbir zaman yargılanmayacaksınız zaten.
  • öldürülen askerler fetocu rütbeli piçlerse yargılanmaya hiç gerek yoktur, madalya bile verilebilir. yok eğer zorunlu askerliğini yapan emir kulu gariban anadolu çocuklarıysa hesabı sorulmalı.
  • yıl 1930, atatürk izmir/menemen'de allahuekber denilerek öldürülen kubilay'ın haberini aldıktan sonra, ilçenin haritadan silinmesini istedi. anlık sinirle alınan bir karardı belki ama bir vatan evladına verilen değeri göstermesi açısından çok önemli bir örnek. akabinde divan-ı harp mahkemesi kuruldu ve olayla ilişkisi olanlar idam edildi.

    yıl 2016, rte darbe girişimi ardından allahuekber diyerek türk askerinin kafasını kesenleri, yine allahuekber diyerek türk askerlerini darp eden, yerlerde sürükleyen sefilleri kahraman ilan etmiştir.

    ve bu iki insanı karşılaştıranlar var hala. dünya liderliği sağa sola atar yapmakla olmaz. dünya liderliği ileri görüşlülükle, aydınlıkla olur. işte bu yüzden biz mustafa kemal atatürk yolundan uzaklaştıkça, karanlığa gömüleceğiz.
  • yargılansalardı da meşru müdafaa kapsamında değerlendirilmeleri gerekirdi. o yüzden çok da dert edilmemesi gereken olaydır. yani bir katil var ortada, adam sana silahını doğrultmuş, sana itaat etmek dışında seçenek bırakmıyor. eğer insanlar böyle zamanlarda bu başlığı açan gerizekalılar gibi aman itaat edelim deselerdi, şimdi özgürlüktü, eşitlikti bunların olmadığı ve sadece daha güçlü silahı elde edenin diğerlerine itaat ettirdiği, herkesin de karşı koymayayım dediği ve itaat ettiği bir dünyada yaşıyorduk. hayat böyle değil arkadaşlar, hukuku bir kez askıya aldınız mı, kendi canınızı da zaten askıya almışsınızdır. askerler hukuku askıya almasınlar. bunu öğrensinler.

    fransız ihtilalinde ne oldu, bütün soyluların kafalarını meydanda giyotinle kestiler. keserler arkadaşım. bu zaten günlük hayatın parçası olan bir şey değil, sen kral olarak ağır bir dikta kurarsan ve vatandaşlara senden kurtulmak için şans vermezsen ve isyan ettiklerinde de üstlerine askerleri sürersen olay öyle tırmanır. yuvarlanan kafan kafasız vücudunu 2-3 saniye görür, son göreceğin o olur.

    burada kimse onlar emir kuluydu zırvası yapmasın. anayasanın 137. maddesinde ve 657 sayılı devlet memurları kanununda ne yazar: "konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz."

    bu kadar nettir bu konu. akli sağlığı yerinde olan herkes "vatandaşla çatışmaya gir, üstlerine ateş aç" diyen amire bakıp, nasıl bir sebeple oraya gelmiş olabileceklerini anlayıp bu yaptığının doğruluğunu tartabilir. nasıl hırsızlık yapmanın yasadışı olup olmadığını bilmek için hukukçu olmana gerek yoksa yasadışı emri de ayırt etmek için yoktur. bu kafayla general banka soymaya götürse banka da soyacak mısın? teğmen ayrıldığı kız arkadaşının yeni arkadaşını dövmeye götürdüğünde gidecek misin? bunun sonu yok ki.

    bir generalle yanındaki adamlar özel hareketa da gidiyorlar, orayı da basacaklar, ama oradaki görevli subaya burayı "devralmaya geldik" dediklerinde subay ikiletmeden çekip generali alnından vuruyor. bu yaşandı dün gece. sonra da yanındaki itler onu da vurmuşlar. bu adamın suçu neydi, bu da öldü. itaat etseydi değil mi?

    etmeyeceğiz.
  • bu da demokrasinin gerekliliğindendir sanırım. he bir de burası hukuk devletiydi değil mi? o mazlumlar teslim olmuştu, tek suçları verilen emre uymak olan vatan evlatlarını bir takım cani katletti. zavallı ailelerinin durumlarını düşünemiyorum bile... bu mu demokrasi? bu mu halkın iradesi? halk iradesiyle asker öldürebiliyor demekki... yok böyle bir ayıp yok. gerçek demokrasi istiyoruz, katliam değil!
  • malesef öyle, anti militarist kesimin içinde asker olsa da dövsem diyenler bu tarihi fırsatı kaçırdı malesef. belki şanslıysanız göz altındakilere taş filan atabilirsiniz.
  • çok acı bir gerçektir. tsk ne diyecek çok merak ediyorum.
  • yargılanacaklar.

    göstermelik 2-3 isim bulunacak, onlar yargılanacak. yargılananları savunan avukatlar belediye meclis üyesi olacak, belediye başkanı olacak, milletvekili olacak, belki bakan olacak.

    yıllar sonra dava zaman aşımına uğrayacak. karardan sonra orospu çocuğunun biri çıkacak, ''milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun." diyecek.

    tanıdık geldi, değil mi?
  • korkunç bir gerçek. korkunç gerçeklerle yüzleşerek geçti ömrümüz. cumartesi anneleri misal.
    şimdi o emir erlerini linç eden ithal cihatçılar (ithal olduklarına inanmak istiyorum bir madımak şahidi olarak inatla umutla) zaten iktidar değişirse tam kadro biat ettikleriyle beraber malezya'ya falan kaçarlar. he iktidar değişmezse aramızda dolaşırlar!
  • devletin başı sokaklara çağırdı
    polis sokaklara çağırdı
    diyanet selalarla sokaklara çağırdı
    hepberaber coşkuyla katlettiler 20 yaşında askerleri
    tvlerde bir demokrasi bayramı,
    süleymanların en soysuzu nutuk atıyor
    coşkuyla saldırdılar ülkenin askerine.
    polis gaz bombası atmadı
    yaşasın sarıklı demokrasi bayramı
hesabın var mı? giriş yap