• önce yaslanmanın geciktirilebileceğini, bunu yaparken arada kanserli hücrelerin yokedilip kanserin ortadan kaldırabileceğini, ardından da insanlığa ölümsüzlük kazandırabileceğini iddia eden teorisyen. şayet teorileri kısa süre içerisinde gercekleştirilirse, kuşkusuz dünyanın en tehlikeli insanı olacaktır kendisi. adam ölümsüzlük vaadediyo daha ne olsun.
  • pusula programinda mithat bereket ile bir roportaji yayinlanmis olan yaslanmanin ve en nihayetinde olumun sonunun gelecegini iddia eden* bilgisayar muhendisi profesor. bilgisayar muhendisi olmasi dolayisiyla insani biyogenetik adina ne kadar bilgili olabilecegi konusunda kuskuya dusuruyor dogal olarak. amma ve lakin koordinator gorevi gordugunu kendisi de dile getirmisti program. bilim otoriteleri tarafindan dikkate alindigi belli olan (scientist dergisine kapak olmus) uzun sakalli garip gorunuslu bisikletle gezen, bana gore tirlatmis bir amca.

    edit: kelime duzenini degistirdim, 2005 ne garip bir seneymis.
  • ray kurzweil bu dombili taocunun diyetini uyguluyormuş. (akupunkturlu munkturlu)
  • (bkz: transhumanism)
  • yaşlamayı geciktirme ve insan ömrünü uzatma üzerine gerçekten de ciddi ve mantıklı açıklamaları olan ingiliz bilim insanı.

    hücrelerde biriken atıkların yaşlanmayı da beraberinde getirdiğini ve termodinamiğin ikinci ilkesi gereği de hücrelerin git gide bozularak geri dönüşün mümkün olmadığı bir yola girdiklerini söylüyor. ( bizde zaten buna yaşlılık diyoruz) araştırmasını dayandırdığı en önemli olgu ise hücrelerde oluşan bu hücre içi veya hücreler arası atıkları hücrelerden uzaklaştıracak başka yaşam formlarını hücrelere yani vücuda enjekte ederek hücrelerin dolayısıyla vücudun yaşlanmasını gecirktirmek. bir nevi, insan hücrelerinde mutualist bir yaşam sürecek bakteri veya başka tek hücreli canlıların insan ömrünü uzatabileceğini savunuyor. mantıklı bir önerme tabii ki ama bunun o kadar kolay bir olay olmadığını kendisi de söylüyor. şu ana kadar böyle bir canlı veya enzim bulunmuş değil.

    bana mantıklı gelen kısmı ise şu
    şöyle düşünelim bir programcı nasıl ki istediği şekilde bir bilgisayar programı yazabiliyorsa ve bu program sadece kendisine verilen komutlar dahilinde işlemler yapabiliyorsa gelecekte de biyolglar sadece insandaki bu zararlı atıkları, hücrelerden uzaklaştırabilecek tek hücreli bile olmayan (virüsler gibi) canlı formları üretebilir ve aubrey de grey' in açtığı bu yolda çok büyük adımlar atabilirler. sonuçta canlıların dna denilen zincirden bu dna 'nında 4 farklı nükleotitten meydana geldiğini biliyoruz. işimize yarayacak şekilde bu 4 nükleotitli yapıyı yazmayı başarabilirsek neden olmasın? yeterki istensin.
  • 'yakında öyle muazzam gelişmeler yapacağız ki 500 bilemedin 600 sene yaşlanmadan yaşayacağız.' bunu ciddi ciddi iddia eden bilgisayar mühendisliği kökenli teorik biyolog. kendisinin orada burada verdiği röportajları görüp resmine bakınca sakalına hürmetimden biri iki yazdığını okudum. şahsi kanaatimi bir meslektaşımın beğenmediği makaleleri kötülemek için kullandığı sözlerle belirteyim:

    ' a particularly dry form of science fiction' (edebi yönü olmayan bilimkurgu)

    adam oturup 7-8 adımlı program yapmış, şunları şunları yaparsak ölmeyiz, yaşlanmayız diye. adımlardan her biri akıllara zarar:

    -bağışıklık sistemini eğitip hücreler arası bölgede biriken kalıntıların temizlenmesi.

    gibi bırak pratikte bir organizma için yapmayı, petri kabındaki doku için bile olup olmayacağı belli olmayan şeyler. uzun süre 'ulan kanseri naabıcaz?' diye düşünmüş, süper çözüm bulmuş ona da, bütün hücrelerdeki telomerleri çıkartıp sadece bölünmesini istediğimiz hücrelere verip bölünmeyi kontrol edecekmişiz. çekiredek çitliyoruz sanki. bu adamı görünce teorik biyoloji diye bir dal olmaması gerektiğine karar verdim, biyoinformatikçileri tenzih ederim gerçi.

    neyse arkadaşın daha yakından bir portresini okumak ve kendisi gibi hayat uzatma konusunda çalışan insanları tanımak isteyenler long for this world adlı, johnatan weiner kitabına bakabilirler.
hesabın var mı? giriş yap