• büyük şehirlerde iş yükünün artışına paralel olarak görülen artıştır. daha az uyku, daha az dinlenme; daha fazla kafein ile enerjik hissetme isteğini getiriyor zira. dizi/film özentiliğinden kaynaklanan kahve fetişizmi de ancak aylak adamların işidir.
  • dünya genelinde yaygınlaşan modanın türkiye'yi etkilemesi. kahve, petrolden sonra en fazla rant ve gelir sağlayan, en yüksek hacme sahip olan ticari bir metadır. meselenin bir de kafein bağımlılığı boyutu var. kahve bir endüstiri halini aldı yani. o yüzden şaşırtıcı değil.
  • degerli tl, ucuz dolarin yarattigi illuzyon nedeniyle herkesin kendini new york'ta londra yasiyormus havasina kaptirmasinin dogal sonucudur.

    dolar kuru yakinda cogunu fabrika ayarlarina dondurur.

    beni sorarsaniz, ben hep ince belli cam bardakta varos icecegi caydayim.
  • patlayan şey kahve değil türk kahvesi harici diğer kahve içme şekilleri diyebiliriz, muhtemelen hiçbirimizin annesi babası türk kahvesiz o keyifsiz ayılmamışlardır.bizim kahve kültürümüz var sonuçta.haa dediğim gibi kahveyi diğer şekillerde içmede bir artış var,türk kahvesi harici bildiğimiz nescafeydi uzun zaman boyunca şimdi kahvenin envayi çeşit içme şeklinin olduğunu öğreniyoruz ayrıca keyiflide bir durum bundan doğal birşey yok.
  • mantar gibi üremekte olan kahvecilerle kendini gösteren fetişizm.

    kahve diyarı, durağı, dünyası, deryası, yarağı, küreği diye gidiyor... kahve d**** formatıyla birinin kahve daşşağı açmasını çok istedim ama henüz gerçekleşmedi.

    hatta kahve x'i olayını geçtim, "kahvenin x'i" formatı da başladı çaresizlikten.
  • 3. nesil kahvecilerin hastasıyım.
    geçen trendlere meraklı bir arkadaşımla karaköyde bunlardan bir tanesine gittik.
    afedersiniz, göt kadar bir masa, yanımızdaki iki abla ile de neredeyse dirsek teması halindeyiz. bir cappuccino tl) sipariş verdik. yaklaşık 10 dakika sonra biri ondan 10 dakika sonra da diğeri geldi. e haliyle de biraz ılıkca.
    ezcümle, bir kahve gurusu sayılmam ama iyi servis, kötü servis ayırdedecek kadar gün görmüş yer gezmişliğimiz de var çok şükür.
    bu yeni nesil kahveciler ve bilumum nevzuhur karaköy esnafı çok yıllanmadan kaçacaklar gibime geliyor.
  • ülkemizde kahve kültürünün yeni doğduğunu sananların sanrısı.
  • en yakın rakibimize cay tüketiminde ne kadar fark atmısız bir bakalım.

    demek ki hala:

    (bkz: çay şakirdin mazotudur)
  • büyük şehirde kahve bağımlısı insanlar var. doğru. bir kısmı özentilikten olabilir bir şey diyemem ama benim de içinde olduğum büyük bir kısmı mecbur.

    bakınız iyi bir beyaz yakalı olup mutlu mesut yaşamak için 12 yasından beri çalışıyorum. okuldan gel, ders çalış, uykun varsa kahve iç, bir daha çalış. üniversiteyi kazan, bitene kadar, sabah ders 9da, kulübü, sosyal hayatı, projesi gece 2de yatarsın. kahvesiz nasıl dayanırsın?

    iş desen daha beter, ben 6da kalkıyorum her sabah. serviste uyumaya devam ediyorum, masama giderken kahve almazsam uyanamıyorum. 5 saat uyku kime yeter. erken yat desen yatamam, spor, yemek, ev işi, ütü derken saat zaten 12 oluyor.

    bu sabah kahve alamadım, masamda 20-25 dk uyumuşum, rüya bile gördüm, korkup uyandım.

    böyle bir şey kahve bizim için. içmemiz lazım.

    e her gün içince vücut alışıyor, damak gelişiyor. sabahları dark americano ya da filtre içerim, akşam blonde latte demeye başlıyorsun, öğlen uykun hala açılmadıysa ristretto bianco içiyorsun.

    granül kahve mi içelim ne yapalım? çay severler poşet çay içiyor mu?

    siz bu satırları okurken ben gece lattemi içiyor olacağım. malum şehirde kahve içilmez. içiyor olunur.

    siz söylemeden ben söyleyeyim, evet (bkz: entry nick uyumu) :)
hesabın var mı? giriş yap