• başkanı olduğu belediyenin diğer üyeleriyle birlikte eli arkada dolanan, esnafa "nasıl gidiyo işler" falan diyen, yemek yediği lokantalarda fotoğraf çektirip duvara astıran genellikle bıyıklı, esmer, az eğitimli kişiler. bu tipin dışına çıkıp gerçekten hizmet veren belediye başkanları da var tabii.
  • anayasaya aykiri davranislari tespit edildigi takdirde, atanmamis, halk tarafindan secilmis olmasina ragmen icisleri bakani tarafindan gorevinden azledilebilen kisi.
  • köyden bozma beldelerde seçilenleri;"sekteker" dedikleri sekreterleri ve belediye bütçesinin nerdeyse yarısını harcıyarak aldıkları makam araçları ile gezmeyi,tatil yerlerine bile gitmeyi pek severler.
  • yeni yasayla birlikte yetkisi gereginden fazla arttirilmis belediyelerin artik gereginden fazla yetkiyle donatilmis olan basi...
  • eskiden şans kapısı olarak bilinirmiş. her hafta milli piyangonun buyuk ikramiyesi bu kişilere çıkarmış. köy kahvelerinde dolaşan söylenti böyle dermiş;

    - hikmet ağabey duydun mu bizim başkana yine büyük ikramiye vurmuş
    - valla ne şanslı adammış bu yahu... başkan olalıberi her hafta büyük ikramiye buna çıkıyo

    e tabi o zamanlar şimdiki gibi basın-yayın guncellemeleri dakikada bir yapmıyor ki... bir hafta öncesinin gazetesini okuyabilenler köyün ileri gelenlerinden oluyor... saygı gösteriliyor... nerde kalmış milli piyangonun sonuçlarını anında öğrenivermek...

    işin garip(?) tarafı başkanlığı bırakınca amorti bile tutturamaz olmuşlar.

    gerçi sonradan ikramiyenin milli piyango tarafından değilde 3 kat üzeri izni olmayan yerlerde 10 katlı apartman dikme niyetinde olan alamancılar tarafından verildiği ortaya çıktı ama halk halen bu eski başkanlara saygıda kusur etmiyor, köy kahvesinin önünden geçerken, ayağa kalkıp ceketlerini ilikliyorlar... ne güzel... iyi uykular... iyi huylar...

    başbakanlarımız da çıkıp "bizim halkımız arjantinlilere benzemez, isyan etmez, devletine karşı çıkmaz" derler... e tabi haklılar... boş meydanda at koşturun... koltuk sevdası değil... hizmet için geliyoruz diye yalanlar söyleyin... yeriz biz... severiz baharatlı yemekleri...
  • (bkz: şehremini)
  • rahata geçmiş başkan.
    "size mu baksın"
    * atlantis belediyesi
  • baskan kelimesindeki vurgunun "baska" oldugunu hissetmemize yarayan kisi.

    mesela, farazi bir belediye baskani, baskanlik yaptigi sehrin gobegini belli yonlerde trafige kapatma erkini yaratip, mesrulastirip, kullanabiliyorsa, sade bir vatandas olan insanlar "allah alllah adam baska bir yerde yasiyor herhalde" diye dusunebilirler. veyahut, yine bu farazi sehrin gobeginin bu sekilde trafige kapatilmasi, trafigin yogunlugu uzerinde hicbir musbet etki yaratmiyorsa, bu farazi insanlarin aklindan, hem de gayrihtiyari bir bicimde, "allah, allah, bu isi ben anlamadim ama baskanin baska bir bildigi ya da baska bir maksadi var heralde" diye de gecebilir.

    neticede, biz bu kisilere, farazi veya sahici her aksiyonlarinin sonunda, sehir sakinlerinin "baskasi" bol cumleler kurmasinin musebbibi olan gorevliler dersek, uzun bir cumle olur ama katiyyen ayip etmis olmayiz.
  • evlendirme yetkisini ona buna* verip insanların başını yakandır.

    telkifim şudur ki: ya evlendirme yetkisi olmasın ya da evlendirmeyi bildiği gibi boşamayı da bilsin. ondört ay mahkeme mahkeme dolaştırmasın insanları.
  • akp çatısı altında görev yaparken puripak olanları başka partiye geçince şaibeli olabiliyorlarmış. bugün de bunu öğrendik.
hesabın var mı? giriş yap