• audiogalaxy'de dolanırken karşıma çıkıp adıyla beni dumura uğratan,grup ötüken adında bir gruba ait şarkı.en kısa zamanda klibinin çekilmesini umuyorum.
  • bu ilginç ve ilginç olduğu kadar da hüzünlü şarkımızda sevilmekte olan bayanın da bir hikayesi vardır. bu hatun ülkücü olup aynı zamanda öğretmendir (veya öğrenci de olabilir). şarkı sözünü yazan arkadaşımız bu bayan öldürüldüğü için sevdiceğine kavuşamamıştır.
  • (bkz: zoofili).
  • niyeyse dinledikçe insanın içine huzur veren grup ötüken şarkısı...gözlerimden yaşlar aka aka sözlerini copy paste ediyorum, gönüldaşlarım...

    "...

    yıllar önceydi, puslu bir eylül sabahı...
    kampüs kantininde tanışmıştık onunla...
    daha dün gibi hatırlıyorum...
    gözleri kömür karası, sözleri gönül yarasıydı...
    vurulmuştum...

    koç gibi delikanlı derler ya, işte tam öyleydi...
    özü sözü birdi, mertti, sertti, erkekti...
    aşık olmuştum, platonikte olsa o benim aşkımdı, seviyordum...
    göz göze gelince boğazıma bir şeyler düğümlenir,
    kekeler konuşamazdım...
    ağzım kururdu, titrerdim...
    o ise öylece bakar susardı...

    aynı okuldaydık...
    benimle ilgilendiğini hissederdim...
    konuşmazdı...
    yan yana gelirsek, lafı ben açar beklerdim...
    o havadan sudan konuşur, araya laf karıştırır çeker giderdi...
    bazen günlerce gözükmezdi, özlerdim...
    beni sevdiğini söylemesi için her numarayı yapardım, yemezdi...
    çay içelim derdim, gelmezdi...
    telefonumu verirdim, aramazdı...
    kitabını, notlarını alırdım verene kadar istemezdi...
    eline dokunurdum çaktırmadan çekerdi...
    yalnızca kantinde yakalardım onu, gider otururdum yanına...
    çay alma bahanesiyle kalkardı...
    dönünce tam karşıma otururdu...
    göz göze gelirdik, hissederdim beni sevdiğini...
    gözleri söylerdi o söylemezdi...
    sinirlendiğini belli etmemeye çalışarak,
    çayını yarım bırakır, sigarasını söndürür, kalkar giderdi, çıldırırdım...

    2000 içerdi...

    o hep gitti, ben hep bekledim...
    böyle geçti tam üç sene...
    okul bitmek üzereydi ve benim doğum günümdü...
    onu da çağırmıştım...
    her zaman ki gibi gelmez diyordum ama geldi, ilk defa geldi...
    sevinçten uçuyordum...
    kapıda onu görünce her şeyi göze aldım...
    el alemin içinde boynuna sarılıp
    bağıra çağıra "seni seviyorum lan" dedim...
    "seni seviyorum" rahatlamıştım...

    arkadaşlar aptallaştılar, ben utançtan kıpkırmızı oldum...
    o elindeki bir tek kırmızı gülü uzattı bana, "lanet olsun" dedi...
    "lanet olsun, bende seni seviyorum"
    göz gözeydik, ağlıyordu...
    ve acı bir gülümseme belirdi yüzünde...
    içeri bile girmedi, kapıdan döndü gitti...
    içimde fırtınalar koptu o gidince...
    yüreğim acıyordu...

    seviyordum, seviliyordum

    ağlıyordum, gitmişti...

    aylar sonra gazetede gördüm resmini...
    okulunu bitirmiş, öğretmen olmuştu...
    güpegündüz, yol ortasında,
    öğrencilerinin gözünün önünde vurmuşlar onu...

    ülkücüymüş...
    ..."

    eğer ki elimde real player var diyorsanız lütfen tıklayınız:
    http://www.otuken.net/…k-muzigi/grup_otuken/bus1.ra

    yalnız bu akşam dolunay var, lütfen sabırlı olunuz, zifri karanlık olduğunuz bir gece dinleyiniz, e mi gönüldaşlarım...
  • sabahın seherinde dinledikçe içimde yeni yeni duygular uyandıran şarkı...ne yalan olsun, bayağı da öğretici bir çalışma...örnek mi istersiniz, buyrunuz o zaman;

    - gözümüze ilk çarpan "puslu bir eylül sabahı" dizesi; malumunuz kurt puslu havayı sever...eylül'de bir gönderme olsa gerek (bkz: 12 eylül)...

    - sonra, arkadaşımızın koç gibi olduğunu ancak sevdiğini söyleyememekten müzdarip bir platonik olduğu....malum arkadaşlar bu konuda bayağı mutassıplar...eli eline değmiyor evlenmeden önce...

    - neyse, bir başka önemli nokta offical ülkücü sıgarasının tekel 2000 olduğu...grup ötüken'in şarkılarını yazarken üst makamlarından onay aldığını düşünürsek oraya marlboro light, parliament gibi delikanlıyı bozacak veya kısa samsun gibi solcular ile özdeşleşecek bir sıgara koyamazlardı...tabi "tekel 2000 taşeron sıgarasıdır" şeklindeki dedikoduları ise boşvermek gerektiği kanaatindeyim...

    - son olarak fark edilen ise, arkadaşımızın sevdiğini söylerken ağladığı...bu noktaya kadar "delikanlı duruşu"ndan taviz vermeyen yiğidimizin salya sümük bir halde düşünmek istemiyor ve bu konuda konuşmak istemiyorum...

    şarkının son kıtası ayrı bir lezzet aslında, adam sevdiğini söylüyor ama gülü verip kaçıyor, sonra da bir gazetede vurulduğu haberi geliyor...kızımızda bir türlü öğrenememiş beyimizin ülkücü olduğunu (oysa ki çok zor değildir bunları ayırt etmek)...

    neyse efendim, sonuçta ortada yarım kalmış bir aşk hikayesi, bir tarafta mefta olmuş biri var...malumuz ölünün arkasından konuşmak olmaz diyerek nokta koymam gerek...
  • büyük bir ihtimalle davadan dönmüş ve niyazi olmuş bir ülkücüdür bu.(bkz: davadan döneni vurun).
  • real player sevmem ben diyenler http://www.ulkuocaklari.org.tr/…k/grupotuken/04.asf adresini denesin. gözyaşlarınızı tutamayacağınız bir şarkı..
  • (bkz: iyi bok yedin)
  • sondaki "ülkücüymüş..." dizesini kinayesiyle görmemiz gereken parça. "meğer ülkücüymüş" anlamında değil bir kere o; karşı tarafın 2000'ci koçumuzu vururken başvurduğu bahaneyi küçümseme ifadesi.

    sevenler ayrılmasın... başka bir şey diyemiyorum.
hesabın var mı? giriş yap