• zorunlu edit:
    selamlar ey ahali. aşağıda, tammm olarak arkasında durduğum şeyler kadar, amacını aşmasından endişe ettiğim şeyler de oldu. gelen kimi mesajlardan da benzer tip kaygılar oluştuğunu anlayınca, biraz o seslere elçilik yapmak biraz da linç kültürünü besleyen bir zat olmamak adına açıklama yapmak istedim.

    kızgınlığım videodaki kişilerden çok, bunun bir kültür olarak bize dayatılmasına. "boğaziçi büyüktür herhangi bir üniversite" algısı -hatta gerçeği diyelim-, sosyal adalete çelme takıyor. keşke doğudaki adam da pırıl pırıl bir eğitim alsa, kıçı kurtarmak için istanbul'a gelmek zorunda olduğunu düşünmese. videoyu bir kere daha izleyince ironi kısmını ayrı ele alarak baktım, konuşan kızın ağzına kürekle vurmaktan vazgeçtim. acır. yazık. tatlı tatlı gülüyor.

    ama video hala itici, o ayrı.

    belirtmem istendiği için altını çizmek istiyorum ki bu video ödev için hazırlanmış. eleştiri oklarınızı bilerken, önemli bir done olabileceğinden, bilhassa paylaşıyorum. benim için hala itici ama anladığım kadarıyla bir "inside joke" durumunun dışarı çıkarılınca boka sarması söz konusu bu videoda.

    aşırı empatiden ölüyorum, nooluyosa ondan oluyo galiba. ötekileştirmeyin diyorum çünkü bu memlekette, üniversite kazanamayacağını düşünüp intihar eden var. bırak boğaziçi'ne girmeyi, adam sıfır çekmiş sınavda. sonular gelince babası dövüyo mu sövüyo mu bilmiyoruz. öte yandan bi de bu video var. tamam, bileğinin hakkıyla kazandın, tadını çıkartmalısın ama her zaman öte yandakileri görmek, düşünmek, önemsemek de kıymetli bir vasıf.

    "allahım ne güzel bacağım var, koşabiliyorum, yürüyebiliyorum la la laaa..." diyor musun? deme! engelliler var. işte öyle bi kafa bendeki.

    "engelsiz insanlar, engellilere göre daha bilmem nedir" demek nasıl ayıpsa, bence bu da ayıp.
    boğaziçi'ne giren insanların ayrıcalıklı olması, bizim ayıbımız.
    "ne kadar donanımlı, kültürlü, bilgili bir insan" demeden önce, "ne kadar da boğaziçili bir insan" dememize yol açan bu sistemin ayıbı.

    her şeyin mevki ve maaş üzerinden değerlendirilmesi, tam bir kapitalist takozluk.

    ben diyorum ki, başta boğaziçili dostlar olmak üzere, "ben bu oyunu bozarım" deme vaktimiz geldi. herkes ceo olmayıversin. birileri de garson olsun. ama çok iyi garson olsun. ona saygı duymayı bilelim, bilmiyorsak öğrenelim. sırf mevkileri yüzünden gereksiz psikopatları tepemize çıkartmayalım.

    sevgili videodaki gençler, ağzınıza kürekle katiyen vurmam; özümde hümanist bi insanım. asla kıyamam pembiş dudaklarınıza.
    çok kızdım, evet ama derdim "alın bunları, yumuşak yumuşak yerlerine vurun" şeklinde bir hedef göstermek değildi. sadece yaptığınız şey, hafif ya da ağır sıklette, yapılmasın istiyorum. yeterince kutup var zaten. ayrışa ayrışa gebericez.

    elimdeki küreği gururla size devrediyorum. taşak geçtiğiniz bu klişeleri kim yapıyorsa, allaaşkına kafalarına geçirin; yapmasınlar böyle mallıklar.

    sevgiler

    -.-

    az önce youtube'da "boğaziçi" diye arama yaparken karşıma çıkan, ağzımı açık bırakan video.
    http://youtu.be/2jkrlgcn3p0

    espri anlayışım yetmiyor ya da başka üniversiteden olduğum için ezik biçimde gerildim heralde?!

    "üniversite mezunu olmayanlar beyinsiz filan mı sanıyorsunuz" derdim de boğaziçi mezunu olmayanlar kafadan "bi tık daha az beyinli" galiba bu arkadaşlara göre.

    "kaçıncı oldun canım sen?"

    bilmiyorum amk. sonuncu olsam, benim hakkımda bi şeyler söylüyor heralde bu sıralama. salak mı oluyorum acaba? yetersiz miyim, ne dersiniz?

    ama sonra lütfen metroda kitap okuyan adamı sevgi ve şefkatle kucaklayın olur mu? ay ne kadar da kültürlü bir varoş!!

    çok kızdım, çok! ironi, şaka, gırgır... ne boksa, yapmayın. ötekileştirmeyin. kucaklayın. sonra korpırıtlar gelicek peşinizden (evet boğaziçinde şirketler teklif ediyor gerçekten de) böyyük şirketlerde hademeye selam vermeyen o dallamalardan olmayın.

    şirketteki cafede çalışan adama, sana her öğlen sıcacık yemeğini koyan adama, tuvalette arkanı toplayan kadına bi sor bakayım kaçıncı olmuş...

    anlat ona da nasıl bir ayrıcalıkmış boğaziçi'nde okumak. hatrım için yap bunu... nolur bak!

    öf be abi! öfff!

    küfretmicem ve salon kadını çizginden çıkmiycam diye gereksiz eforlar spend ettim şu an! bi get together yapalım da ağzınıza kürekle çarpiym, anca rahatlarım...

    ayrıcalıkmışmış. uzanamadığım ciğere küfrediyorum şu an di mi?

    çok isterdim boğaziçi'nde okumayı,evet. ve pek severim o canımın içi manzarayı; her gelişimde bakıp bakıp iç çektim ama bu videoyu meşrulaştıracak bir şey değil, kusura bakmayın canım.

    insanların zengin olmak istemesi vs zenginlerin "fakirler ölsün" videosu çekmesi...

    bilmem anlatabildim mi?

    (bu kız da bilmem ne brand manager'ı değilse ya da yakında olmicaksa ben de kurumsal şirketler hakkında bi bok bilmiyorum. hodri meydan!)
  • bogazicili degilim ve gayet eglenceli ve basarili bir tanitim videosu olmus. arkadasi cok ezmisler sanirim.
  • beni boğaziçi'den soğutan videodur.
    (bkz: bu çocuk olmamış)
  • başıma bir iş gelmeyecekse beğendiğim video
    beğenmeyenler itü veya odtü'lü herhalde kızmayın siz yapın onu da beğeniriz
    not : ben 2 yıllık olduğumdan çapım beğenmemeye yetmiyor.
  • "sen kaçıncı oldum canım?" kısmında kapatıp çıktığım
    videodur. hafif bir acıma geldi bu espriyi düşünene.
  • sessiz izlediğim video. arkadaşlara ışık ve odak dersleri varsa iyi not tutmalarını öneriyorum.
  • kepazeliktir.
hesabın var mı? giriş yap