• mahalle maçlarının oynandığı sahadır. zemininin futbola müsait olduğu tek mevsim bahar olmasına rağmen üzerinde dört mevsim top koşturulur.
  • (bkz: top sahasi)
  • tüm duygusal özelliklerinin yanında, nice türk gencinin* de dayağın allahını yediği alanlardır buralar, açık konuşalım. biriyle ters düşmüşsündür falandır, akşam babaların eve gelme saatidir, çocuklar çekilmiştir. ve onlar gelir, sonra giderler. sen de gözyaşlarının yüzünün kiri üzerinde açtığı temiz şeritlerle iyice sokak çocuğuna dönmüş halde eve gidersin, bi posta da evde ayar alırsın. ha nedir, benim başıma gelmedi ama yaşayanları çok gördüm. hiç de 10-15 yıl sonra duygusal entry girerim diye dayak yemek isteyecek kadar hisli bi insan olamadım zaar.
  • bir tarafı duvarsa, o duvara itinayla kale cizilen hatta 90 diye tabir ettigimiz catallarının çizilmesine özen gösterilen cocuklugumuzun oyun yeri. misket oynamak icinde ideal bir yerdir ayrıca. her turlusunü -mors, çukur, kale- oynamak mumkundur.

    artık gerek cocukların oyun alanlarının bilgisayar oyunlarına kayması gerekse bu tip bos alanların goruldugu anda binalarla doldurulması nedeniyle pek goremedigimiz yerdir ayrıca
  • toki'nin ağzının sularını akıtan arsadır.
  • ankaradaysa artik üzerine bina yapmaktansa park yapılması gereken arsadır.
  • boş arsa, müteahhitler için üstünde göz göz paralar yetişecek verimli bir toprak , çocuklar için top sürme hayali, yeni şoförler için arabaya alışma alanı, çiçekler böcekler bitkiler için iki arada bir derede yaşam mekanı, göz için betonlar arasında bir derinlik bir ufuk hayali olabilir...

    benim bir kendime gelmek istediğimde dolandığım bir boş arsa var.
    ne zaman yürüsem içinde hikayelere dalıyorum. içinden girdiğim gibi çıkmıyorum.
    o arsada cüneyt uzunlar hikayeler büyütüyor. işlek aklın, derin gören gözün kalbin, hayretini yitirmemiş merakın, körleşmemiş vicdanın anlattıklarını dinliyorum. fakat hakikaten ne güzel anlatıyor bir görmen lazım bence. anlatmakla olmuyor. böyle enfes öyküler.. öyküyüm ben heyt diye bağırmayan, acayip bir gerçeklik, duruluk... kendi sesini yaratmış öyküler. kendi dillerince akıyorlar... içine girip sen de akıyorsun. tanımadığın tanıdığın bir sürü hayatla yeniden tanıştıran bir takım hikayelerin içinde kendi hikayeliğini idrak ediyorsun. nasıl anlatmalı bilemedim. adresi veriyim de gel bir sen bak şu arsaya. kurtar beni bu tanımsızlıktan.

    http://cuneytuzunlar.blogspot.com/
  • eylem tabula rasa'sı.
hesabın var mı? giriş yap