• son günlerde popüler olan bilindiği taktirde vay anam vay neler dönmüş serhat ya dememenizi sağlayacak olan söz öbeği.
  • iskender pala iki dirhem bir çekirdek'te şöyle anlatır hikayesini:

    eskiden resmi dairelerde ve şer'iye mahkemelerinde şimdiki gibi bir dosyalama ve kayıt sistemi yoktu. her ayın evrakı bir torbaya konur, bu torbaların üzerine, ait oldukları ayların isimleri kırmızı mürekkeple yazılır ve duvardaki çivilere sırası ile asılırdı.

    sene sonunda 12 tane oldu mu, evrak mahzenine kaldırılırdı...

    işte böyle bir evvel zaman resmi dairesinde, katiplerden birisi, eski yıllara ait torbalardan bir kaç tane alarak evine götürmüş ve kendisine don fanila yaptırmış.

    ancak, torbaların üzerindeki kırmızı yazılar, yıkamakla çıkacak cinsten değilmiş.

    bir gün hamama giden katip, orada daire arkadaşlarından birisi ile karşılaşmış. soyunma odasında elbiselerini çıkarırken arkadaşı, bizim katibin iç donunun tam arkasına gelen yerde, kırmızı mürekkeple yazılı "cemaziyel-evvel" yazısını görünce işi anlamış fakat çaktırmamış.

    aradan yıllar geçmiş, bu katip yükselmiş müdür olmuş ve eski kalem arkadaşlarına tepeden bakmaya başlamış. hamamda rastladığı arkadaşı da onun yanında çalışıyormuş...

    bir gün aralarında bir tartışma çıkmış ve haksız yere arkadaşının gururu ile oynamış. artık sabrı kalmayan arkadaşı:

    "haydi canım sen de, kime caka satıyorsun?..ben senin cemaziyel-evvelini bilirim...!" demiş...
  • cemaziyelevvel, hicri-kameri takvimin 5. ayı olup (hicri yıl miladi yıldan 10-11 gün kısa olduğu için) mayıs-haziran aylarına tekabül eder. rebiülahirden sonra, cemaziyelahirden önce gelir. “evvel”i ve “ahir”iyle bu ayların, islamiyetten sonra bu isimleri aldıkları belirtilir. “cümaza” arapçada “soğuk” ya da “kurak” anlamlarına gelir. bu durumda ayın türkçe karşılığı, “ilk kurak”, ardından gelen cemaziyülahirin ise “son kurak” olmaktadır.
    hz ali bu ayın 8’inde doğmuş, cemel olayı gene bu ayın 15’inde yaşanmıştır. ardından gelen cemaziyülahirin 6’sında hz. ömer halife olmuş, yine aynı gün on iki imamın altıncısı cafer-i sâdık, 20’sinde ise hz. fatma dünyaya gelmiştir. bundan ötürü araplar arasında “hayret verici pek çok olay, cumaza ile recep arasında yaşanır.” sözü yerleşmiştir. muhtemelen bundan dolayı her iki ay uğurlu sayılmış ve ilkine büyük tövbe, ikincisine küçük tövbe ayı denilegelmiştir. peşlerinden üç kutsal ayın (recep-şaban-ramazan) gelmesi bu kabulde etkili olmuş ve bu aylar, bir hazırlık ve arınma dönemi olarak algılanmıştır.
    bu anlatılanlardan sonra deyimin anlamı netleşmekte, onun “bir kimsenin tövbe geçmişi ve öncesindeki günahkarlık dönemi”ni kapsadığı yani bir anlamda sicilini ifade ettiği anlaşılmaktadır. kısacası “ben senin cemaziyelevvelini bilirim.” demek, “ ben senin tövbelerinin sayısını, hatta öncesini bilirim.” demektir.
    ilim çarşısında masal satan roman esnafına itibar etmeyiniz efendim.
  • avamca zamanında yediğin hurmalar gün gelir yavrum tırmalar.
  • ‘ben senin cemâziyelevvelini bilirim’ deyimini sık sık duyarız.

    cemaziyulevvelin halk arasındaki kullanımıdır. bir kişinin geçmişiyle ilgili olumsuzluklarını anlatmak anlamını içerir.
    özellikle kişinin geçmişteki kötü hallerine bu deyimle vurgu yapılır.
    bu deyim; ben senin geçmişini bilirim, anlamında kullanılır.

    bu meşhur deyimin bir de hikayesi vardır:

    osmanlılarda arşivciliğe büyük önem verilir ve devlete ait her belge titizlikle saklanırdı.
    şimdiki gibi dosyalama düzeninin olmadığı o dönemde devlet dairelerinde bu iş için çuvallar kullanır ve her aya ait biriken belgeler bir torbaya doldurarak korunur üzerine evrakların ait olduğu ayın adı yazılırdı. sene sonunda on iki tane olan evrak torbaları arşive kaldırılırdı.
    arşive kaldırılan belgelerin birbirine karışmamasının ve arandığı zaman kolay bulunabilmesinin sağlanması için torbaların üzerine iri yazı ile ait olduğu ayın adı yazılır, bundan sonra torbalar mahzene indirilip, orada sıraya konulurdu.
    o tarihlerde alaturka saat ve hicri takvim kullanıldığından torbaların üzerine yazılan aylar; recep, şaban, ramazan, cemaziyelevvel, cemaziyelahir şeklinde idi…

    yıllardan birinde cemâziyel evvel ayına ait belgelerin bir sandığa konulup, sandığın kapağı mühürlenerek belgelerin başka bir yere götürülmesi gerekmiş…
    arşivde görevli dar gelirli bir memur, istenilen belgeyi sandığa boşalttıktan sonra eski yıllara ait boş torbayı alıp evine götürmüş.
    bir süre sonra da yoksulluk nedeniyle bu torbadan kendine don gömlek, iç çamaşırı diktirmiş ve giymeye başlamış.
    torbanın üzerindeki saf bezir işi mürekkep, çamaşırın birkaç kez yıkanmasına karşın çıkmamış ve torbanın üzerindeki cemâziyelevvel yazısı, iç çamaşırın arka bölümünde olduğu gibi kalmış.

    bir gün hamama giden katip, orada daire arkadaşı ile karşılaşmış.
    arkadaşı katibin iç donunun üzerinde yazılı kalan cemaziyelevvel yazısını fark etmiş.
    işi anlamış ama ses çıkarmamış.
    gel zaman git zaman torba hırsızı katip mesleğinde terfi ederek müdür olmuş.
    artık kadife astarlı samur kürkler, mücevher işlemeli kaftanlar giyer olmuş.
    eski meslek arkadaşlarına tepeden bakmaya başlamış.
    hamamda rastladığı arkadaşı da onun emrinde çalışıyormuş.
    bir gün aralarında bir tartışma çıkmış.
    gururu kırılan arkadaşı eski torba hırsızı müdüre şunları söylemiş:
    “haydı canım sen de, kime hava atıyorsun?
    ben senin cemaziyel-evvelini bilirim…

    “cemâziyelevvelini bilmek” sözü o günden sonra, herhangi bir kişinin geçmişteki bir kusurunun unutulmadığını “üstü kapalı bir biçimde” anlatmak için kullanılmaya başlanmış…

    insan, geldiği yeri unutmamalı. bir zamanlar kendisinin çektiği acı durumları, başkalarına çektirmeye kalkmamalı.

    başkalarının yaptıkları yanlışsa, aynı yanlışları tekrarlayan kişi olmamalı.
    herkes yanlış da yapsa, kendisi doğruyu yapanların ilki olmalı. veraset yoluyla yahut hasbe’l-kader kendisini çok iyi bir konumda bulmuşsa, onu bulamayanları düşünmeli, kendisini o insanların yerine koymalı.

    sahip olduğu o imkanların elinden alınıvereceğini aklına getirerek hep iyiliklerin adamı olmaya gayret etmeli.
hesabın var mı? giriş yap