*

  • oz isimli dizinin en can alici dramatik ogesi, yegane duygusal unsuru da diyebiliriz bu durum icin. buyuk asklar nefretle baslar onermesini dogru kilacak olan soz konusu iliskide ozellikle chris keller tobias beecher'a cok cektirmistir. isin icine dayagin, siddetin karistigi kisimlar atlatilmis, chris yeniden tobias'in kalbini kazanmis ama kahpe felek sevgililerin yakasini birakmamistir. onceki deneyimlerden arta kalan guvensizlik ve fitnecilerin cabasi kopup, kopup tekrar birlestirmistir ikiliyi (bkz: ask nefret iliskisi).
    fakat her ne hikmetse buyuktur bu ikisinin aski. chris'i iyi olmaya, tobias'i ise ailesine karsi coming out'a yonlendirir.

    --- spoiler ---
    heyhat, her sey tam yoluna girmisken tobias'in basi tekrar derde girer. chris onu kurtarmak icin sucu uzerine alir ve baska bir hapishaneye transfer olur.
    ayrilirlarken aralarinda suna yakin bir diyalog gecer:
    chris keller: gorusuruz.
    tobias beecher: nasil, nerede?
    chris keller: ya buraya dondugumde, olmadi cennette.
    tobias beecher: cennete gidecegimizi mi dusunuyorsun?
    chris keller: sen ve ben beraber olunca tanri bile bizi disarida tutmaya kiyamaz.
    --- spoiler ---

    (bkz: tearjerker)
  • türk filmlerini aratmayacak kadar hüzünlü bir aşktır...
  • (spoiler şeyedebilir)

    aşk maşk yoktur aslında aralarında bakma sen..tobias platonik takılır sadece,dua etsin keller şeyapmadığına..gerçi orasını bilemeyiz neler dönüyor,kimin eli kimin gtünde belli olmayan bir yer,heyallahım neler diyorum..neyse sadede gelelim,tobias cidden körkütük aşık olmuştur keller'a , ee boylu poslu adam..keller ise sadece götünü olaylardan en temiz şekilde nasıl kurtarırım çakallığında, amacı "aşk" çerçevesinde tobias'ı kullanmaktan başka birşey değildir..ya ne olacağıdı...bu garibim de safın önde gideni, liseli kızlar gibi pırpır uykusuz gecelere talim..hadi hepsini geçtim,dışarı çıkmışsın neden keller'ın davasıyla uğraşırsın,gerzeklik parayla değil..

    ama hayat , iki ucu boklu değnek,oyuna gel,sen tekrar düş mapusa ,dön sevgilinin yanına...pardon ama sana götümle de gülerim bu vakitten sonra,orasına karışamazsın tobias..

    keller : dünyaların en tatlısı aşktır..
    tobias :yalvaririm bir daha asktan bahsetme bana..

    ahahahajks.. top olun emi..
  • dünya dizi tarihinin en güzel aşk hikayesi olmaya adaydır.
  • tobias için düşmesi daha zor olduğundan daha sert çakıldı bu aşkın içine ve daha güçlüydü duyguları bu sebeple. karakterini değiştiren, onu artık bambaşka biri yapan bir aşktı onunki, chris ise bu aşkın vurdumduymaz tarafı. değişimini daha içsel yaşadı chris, dışarıya ser verip sır vermedi. her zaman bilinmezin daha çekici olması yüzünden, kendisini tam olarak sevip sevmediğinden hiç emin olamayan tobby için chris, herşeyi hiçe saydıran bir tutkuydu. başka bir ihtimali olmasına rağmen yüzü chris'e dönük durdu, tereddüte yenilmedi.
    ne dersiniz beyler, böyle bir aşk uğruna ibne olmaya değmez mi?
  • "we sing in the choir together..."

    (yazılmamış hayret?)
  • yanında ferhat ile şirin aşkı bile sönük kalır.
  • yani bu gune ne kadar dizi izledigimi bilmiyorum tam 1 dizi hastasiyim her halde. vede ne yazikki ben oz gibi saheseri malesef simdi izledim, gec olsa bile izledim ya olsemde gam yemem, yukarida yazan arkadas ne kadar guzel yazmis, bu yazidan sora ben ne yazsam bos. ellerine saglik arkadasim. ne kadar guzel anlatmissin, tek nefesde okudum. 1 tek onu soyleyim, keller bilincli sekilde oldurdu kendini, beecher atmadi kendini atdi o sadece oyle firsat kolladi. gerci kellerin idam beecher inda idam ya nebileyim boyle seyler olmasini isterdim.ki daha efsanevi olurdu. size neden bu kadar dizi izledim yazdim her dizide sayisiz ciftler vardir ve tartismasiz favorim bu ciftdir, evet efendim illa boyxgirl olmak zorunda degil boyxboy,,,,,keller ve beecher der susarim. ama kellerin aski oldurucu olsa bile guzeldi. cok guzeldi hemde
  • zordur yaa... six feet under'da anlatılan david ve keith aşkını izlerken ilk başlarda iğrenmiş, daha sonra da saf aşkı anlattığını anlamış ve sevmiştim. ama oz'da yaşanan aşkı anlatmak daha da zordur. çünkü oz bir hapishane değil aslında dış dünyadan daha da açıktır herkese. dışarıda insanlar kendilerini evlerine hapsedebiliyorlar, her şeyi göstermek zorunda kalmıyorlar. oysa oz'da bu aşk herkesin gözünün önünde yaşandı 6 sezon boyunca.

    anlatılan karakterlerden benim anladığım şu; chris keller, gerçek ve tanrısal aşkı, tobias beecher ise insani aşkı temsil ediyor. yani olaydaki kızımız tobias. o gerçek aşk o kadar gerçekçi bir şekilde yansılıtıyor ki, evli ve çocuk sahibi heteroseksüel bir erkek hayatında ilk kez aşık olduğunu anlıyor, hem de bir erkeğe. tabii ki chris keller oz'a gelmeden önce yaşananlar da etkili oluyor belki bu kararı almasında ama yine de sonrasında gelişen tüm olaylar aşkı gölgelendiremiyor.

    chris keller'ın yediği boklar, tobias beecher'ın temizleme çabalarını aşıyor. ama olan biten her şeyin bir aşkın çevresinde gezindiğini görünce ilahi bir kata çıkıyor her şey. bu yüzden insanlar orada burada, satırlarca yazı yazıp, oz'da akılda kalan birkaç şeyden biri olan bu aşkı anlatmaya çalışıyor insanlara.

    ne chris keller ne de tobias beecher olmak isterim bu aşkı yaşamak pahasına bile olsa. ama iki aşığı dışarıdan izlemek keyif vericiydi.
hesabın var mı? giriş yap