• gerek divan edebiyatı, gerek bürokrasinin had safhada oluşu osmanlı devletinde eşine az rastlanır bir devlet dili yaratmıştı. osmanlının kurum ve kadrolarıyla kurulan tc’de de bu üslup uzun süre devam etti.

    ancak son 5-6 yılda (muhtemelen balığın baştan kokması ve/ya imamın osurması sebebiyle), tc devletinin taa alt kademelerine kadar bir mahalle karısı üslubu hakim oldu. dün ak dediğine bugün kara demeler, aksine şahit 20 kişi olmasına rağmen açık açık ve göstere göstere yalan söylemeler, “ben devletim, her yerde her zaman benim dediğim olur” tarzı kompleks kaynaklı şımarıklıklar, hamlıklar, çiğlikler, nezaketsizlikler, sübjektif değerlendirmeler vb devlette ve askerde şimdiye kadar hiç olmadığı şekilde yaygınlaştı.

    özel sektör maillerinde/yazılarında en çok “yapıyor olacağım” gibi dangalaklıklar söz konusu iken, devlet maillerinde her nevi mahalle karısı üslubu, mahalle karısı argümanı, mahalle karısı şirretliği, mahalle karısı yalancılığı, yavuz mahalle karısı baskınlığı, mahalle karısı ağlaklığı, …

    demeçlere, yazılara, argümanlara bir de bu gözle bakınız, farkı farkedeceksiniz. devletten çıkan her lafın artık bir sülüman demirel, bir bülent ecevit, bir ismet inönü veya bir adnan menderes ekolünden çıkma olmadığını; bir rasim ozan kütahyalı, bir şamil tayyar kafasından çıkma olduğunu hemen anlayacaksınız. (ekol mü, ekol ne arar la şamil tayyar'da)
  • van minüt ile baslamistir.
  • devlet yönetiminde devlet adamları değil de mahalle karıları olduğu sürece başa gelebilecek durum.

    (bkz: malum ülke)
hesabın var mı? giriş yap