• son dönemde, bilişim konusundaki trend belirleyicilerin, pazarlamacıların bolca kullandığı kavram. bilişimden az anlayan insanların ağzında nereye gittiği belli olmayan cümlelere yol açmaktadır.

    işin temeli aslında standartlaşmaya dayanıyor. 2016 sonu itibari ile, bilişim teknolojilerinin ilk dönemi olan "verimlilik artışı"nın standartlaşmasını yaşıyoruz. şimdiye kadar üretimi dünyanın farklı bölgelerine kolayca dağıtabilmeyi, çok fazla veriyi işleyip anlamlandırabilmeyi, hızlı işlem yapabilmeyi, vb. sağlayan bilişim teknolojilerinin bu katkısı artık iş dünyasına seksi gelmiyor; yani standartlaştı. yani şirketlerin 1 birim para yatırdığında karşılığında kaç birim gelir elde edeceği ya da tasarruf sağlayacağı belli.

    iş dünyasına seksi gelen şey ise bilişimin artık iş modellerini de değiştiriyor oluşu. bununla kastedileni, bilişim dünyasından olanlar için "klişe" olacak birkaç örnekle anlatalım:
    - bugün dünyanın en büyük otel sağlayıcısının hiç odası yok (airbnb)
    - en büyük taksi şirketinin hiç arabası yok (uber)
    - dünyanın en büyük medya şirketi hiç içerik üretmiyor (facebook)
    gibi örnekler arttırılabilir.

    burada daha çok platform iş modeli örnekleri verdim ancak blockchain veya fintek şirketleri gibi irili ufaklı pek çok girişim, dünyadaki klasik iş modellerinden farklı alternatifler sunmaya başladı. bu da mevcut iş modelleri ile çalışan şirketleri korkutuyor "biz de işimizden olur muyuz" diye. bazı şirketleri de heyecanlandırıyor "nasıl yeni gelir kayakları buluruz" diye.

    işte bu ahval şerait içinde, dijitalleşme kavramı vuku buluyor. burada mevcut durumu anlamak önemli çünkü herkes farklı şeyler söylüyor. dijitalleşme ile ilgili konuşurken, çevresel faktörleri anlamak, kavramın tanımını bilmekten daha önemli bence.

    ben de bir tanım yapacak olursam şöyle derdim: dijitalleşme bir değişimdir. bu değişimde bilişim teknolojilerini artık içselleştirmek, ve bilişimi kullanarak mevcut iş modellerine ek olarak yeni fırsatlar oluşturabilmektir.

    bir de olayın pazarlama tarafı var tabii ki. bilişim teknolojisi ile para kazanmak isteyen çeşitli firmalar (sap, cisco, ıbm, oracle, vb.) ve bilişim teknolojisinin havalı olmasından para kazanan danışmanlık firmaları (gartner, forrester, ıdc, accenture, mckinsey, vb.) sürekli yeni bir kavram ortaya atmak zorundalar. çünkü sürekli bir değişim, sürekli bir yenilik, sürekli bir fırsat ve bir korkuyu gündemde tutmak zorundalar. son yıllarda bulut, güvenlik, veri merkezi, mobilite, büyük veri, vb. kavramları bolca kullandılar. dijitalleşme de yeni bir alan oldu.

    dijitalleşmeden yola çıkıp bilişim teknolojilerinden bahsetmişken, the economist geçen aylarda teknoloji editörü arıyordu. ilanda adayı tanımlarken, "teknoloji ile bilişim teknolojilerinin farkını bilen" gibi hafif alaycı bir tanım yapmışlardı. gerçek olan şu ki, bilişim teknolojilerinin devri geçiyor. yani dünyaya gelecek o büyük değişiklik artık bilişim teknolojileriyle gelmeyecek. (araç olabilir ama merkezde olmayacak.)

    dünyayı değiştiren teknolojileri inceleyen kondratiyef dalgaları yöntemine göre, 5. dalga olan bilişim teknolojileri, en büyük etkisini 90lı yıllarda gösterdi ve şu anda 6. dalganın ne olacağı tartışılıyor. genetik, uzay teknolojileri, çevre teknolojileri seçenekler arasında.

    bilişimden anlıyor olmak, öyle çok da matah bi' şey değil anlayacağınız.

    edit:imla
  • kurumsal firmaların hepsinde başlatılmış bir iş dünyası trendidir.
  • bugün katıldığım “dell teknoloji konuşalım” etkiliğinde, konuşmacı dijital dönüşümü anlatırken bize şu soruyu sordu: “uber, en büyük rakibinin netflix olduğunu açıkladı. uber ve netlix çok farklı sektörlerde olmasına rağmen neden birbirini rakip olarak görüyor?”
    soruyu, birçok katılımcı cevaplasa da kimse doğru cevabı veremedi.konuşmacı “rakibi bazen yakında değil, en uzakta ara” felsefesinden yola çıkarak sorunun cevabını; uber’in hedef kitlesini dışarıda tutmak istemesine ve netflix’in ise bu duruma zıt olarak sunduğu yapımlarla benzer kitleyi evde tutmasına, bağladı.kısacası, katılımcılar olarak gelişen dijital dönüşüm ile pazarlama stratejilerinde rakip ve rekabet ilişkisinin farklı bağlantılarla nasıl bir noktaya gelebileceğini güncel bir örnekle anlamış olduk.
  • bilişim,çağımızın güzide sektörü ve dijitalleşme de bilişim sektörünün gelişimi ile doğan çağın bir gerekliliği..

    fakat türkiye'de hatta globalde de bunu diyebilirim sanırım dijitalleşme konusunda yeterli ivmeyi sağlayamıyoruz. dijitalleşme, teknoloji kullanma kabiliyetini ve teknoloji okur yazarlığını da geliştirerek malesef ülkemizde belirli metrelere bağlı sebeplerle ivmelenemeyen bilişim sektörümüzün de gelişimine katkı sağlayacaktır.

    burada onlarca, yüzlerce örnekler verebiliriz. fakat dijitalleştirilen işlerde bile hala analog çalışma tarzını devam ettirme inadı bulunan, yeniliği ve değişimi kabullenmeyen bireyler ve kurumlar yüzünden aslında gitmemiz gerekeni de gidemediğimiz için daha çok geriye gidiyoruz.

    teknolojiye hızlı adapte olabilen bir ülkeyiz. bunların verilerine ve raporlarına zaten ulaşabilirsiniz. eğer vaktim olursa ben de editlerim. fakat bu adaptasyon sürecimizi bir türlü kullanamıyoruz. ve teknoloji kültürü oluşturamıyoruz.

    gelenekselcilik malesef bu değil. ya da işlerinizi eski tarzda devam ettirmek demek de geleneksellikten kaynaklı değil.

    baktığınız zaman nice yer ve konumlarda olan, nice işlerin içinde bulunan insan kitlesinde bunların sıklığını gördükçe malesef üzülüyorum.
    işlerimizi kolaylaştırmak yerine her zaman daha çok zorlaştırmayı seviyoruz. malesef bu dijital süreçler konusunda verilen çağrılara çok geç cevap veriyoruz. öncelikle bürokratik ve kamusal mecraları, akabinde ise kurumsal şirketleri eleştirerek bu yazıyı yazıyorum.

    bu konuda ne kadar yol alabilir ve dijitalleşerek özgürlüğe kavuşuruz hiçbir fikrim yok. ama gördüklerim, çabalarım ve anlatmaya çalıştıklarımdan ve özellikle son zamanlarda uzaktan iş idaresinde de bulunmakta olduğum için bunun ızdırabı ile bu entry'i yazıyorum.

    sosyal medya ile birlikte elimizdeki cihazların bilimum özgürleştirecek özelliklerini de kullanalım. lütfen.
    uzun zaman sonra entry girme fırsatım oldu. ve bu süre zarfında bu konu beni çok doldurduğu için böyle bir hissiyattayım.

    teşekkürler.
  • koronavirüs but eşik olacak bunun için sanırım. şimdiden bir çok üniversite online eğitime geçti, özellikle teknoloji şirketleri uzaktan çalışmayı teşvik ediyor. önümüzdeki senelerde hız kazanarak hayatımızdaki bir çok şeyin dijital olmasını sağlayabilir bu coronavirus dedikleri.
  • dijitalleşme, tesadüfen edinilen bilgilerin birbiri ile ilişkilendirilmesi yeteneğinin soyunu kurutmakla kalmadı, bunu aynı zamanda gereksiz de kıldı. klasik anlamda "bilge" artık kalmadı. çünkü ona da artık gerek kalmadı.

    üzerine düşünmeden kabaca geçiyoruz ama dijitalleşme ile kaybolan materyaller (örneğin kitap) ve bizim onlarla kurduğumuz ilişkiye ne oluyor acaba? içeriğe ulaşabiliyoruz ama maddesellik yok oluyor.
  • eğer yaptığınız işin dijital ortama taşımıyorsanız yaptığınız iş , uzun ömürlü olmayacak demektir mesela udemy sayesinde herkes öğretmen olabilir , cripto paralar sayesinde herkes yatırımcı olabilir , online ticaret siteleri sayesinde herkes ticari zekasını geliştirebilir , airbnb sayesinde herkes kendi kullanmadığı odasını kiralayıp pasif gelir elde edebilir artık hepimizin bir an önce bu dijital çağa ayak uydurması gerekiyor yoksa yaptığımız iş uzun ömürlü olmaz ve kendimizi geliştiremeyiz kim ne derse desin ister kabullenin ister kabullenmeyin dünya artık bu yöne evriliyor
  • kültürün tam anlamıyla oturmamasından mütevellit ortada bir kavram karmaşası söz konusu.

    dijitalleşme kavramının tanımını yapabilmek adına öncelikle dijitale dönüştürmenin ne olduğuna değinmek gerekiyor.

    dijitale dönüştürme, dijital olmayanın bilgisayar sistemlerince kullanılabilir, işlenebilir hale getirilmesi, fiziksel formdaki bilginin sayısallaştırılmasıdır. sayısallaştırma detayına girmeyeceğim, kabaca veri ihtiyacı değerini yaratmaya odaklanıldığını belirtelim. mesela kağıt formundaki bir dokümanın taratılması ve bilgisayar ortamına alınabilmesi dijitale dönüştürmeye örnek olarak verilebilir.

    dijitalleşme ile, dijital teknolojilerin ve dijitalleşmiş verilerin kullanılması ile hem günlük hayatlarımızın hem de iş yapış modellerimizin etkinliklerinin artırılması, geliştirilmesi, analog olanın dijitale dönüştürülmesi ifade edilmektedir. dijitalleşmenin odağı özellikle endüstri 4.0 devrimi ile ortaya çıkan teknolojilerdir.

    dijital dönüşüm ise, bilgi ve iletişim teknolojilerinin(nesnelerin interneti, yatay ve dikey entegrasyon, büyük veri, bulut bilişim, üç boyutlu yazıcı, siber güvenlik, yapay zeka, sanal ve artırılmış gerçeklik, blokzincir, dijital ödeme sistemleri) değer yaratmak amacıyla kamu ve özel sektörün hedeflerine hizmet edecek şekilde kullanılması ve toplum tarafından benimsenecek düzeyde bir kültürün oluşturulması sürecidir.

    ince bir nüans; dijitalleşme teknolojiyi kullanmaya odaklanırken, dijital dönüşüm teknolojiyi türlü süreçlere entegre ederek artı değer sağlamaya odaklanmaktadır.
  • yurtdisina* tasinali dört sene oldu ve o zamandan beri kitle iletisim araclarinda en cok duydugum sözcüklerden biri bu: digitilasierung asagi digitalisierung yukari. almanya'nin dijitallesmekten ne kadar uzak oldugunu ve cogu iletisimin hala mektupla, posta araciligiyla yapildigini duymussunuzdur belki; almanlarin kücük kardesi avusturya da bu konuda onlardan pek farkli degil. ancak ayni sekilde bu digitalisierung lafini hic agizlarindan düsürmezler. her sey dijitallesiyor, eski hantal sistemi terk edip modernlesiyoruz derler, fakat ancak derler, demekle kalirlar.

    dün yasadigim bir örnekle taclandirmak istiyorum mevzuyu, posta kutusuna ayni kitaptan iki tane gelmis. resmini cektim, aha su:
    https://eksiup.com/p/hu530214bshv

    * kitap brosür gibi bir sey, ama bariz kitap yani öyle 20-30 sayfa falan degil, 150 sayfalik kuse kagit kitap.
    * gönderen kurum digital campus vorarlberg adinda, sadece online egitim veren bir üniversite/egitim kurumu. digitalisierung'un zirvesi yani - egitimler sadece online. ancak brosürler yine postayla gönderiliyor. hani e-mail? hani digitalisierung?
    * kapakta ne yaziyor: green campus: climate change - act now! evet, iklim degisiklikleri cok mühim bir konu, yesillikler agaclar yok oluyor, cok iyi bir konuya parmak basmissiniz. e bari kendinizle celismeyip bunun icin kitap basmayaydiniz ya la? (bkz: bombing for peace is like fucking for virginity)
    * ayni evde yasayan iki insana da neden gönderiyorsunuz bu kitaptan? hani yaptiniz bir eseklik, sadece online egitim veren ve iklim degisikligine duyarli bir kurum olarak bu farkindaliginizi kitap basarak duyurma karari verdiniz. ulan bir tane gönderin bari ayni eve, neden iki tane birden?

    sonra digitalisierung bana. yersen.
  • - dijitalleşme'ye stratejik yönetim penceresinden bakarsak en büyük sorunun olaya kurumsal seviye bir strateji gözeyle bakılmaması olduğunu söyleyebilirim.

    - firmalar bir hevesle ve bölük pörçük, plansız bir şekilde teknoloji transferine başlıyorlar, ancak ortada bir sistematik analiz ve planlama olmadığı için değer zincirinin her yerinde parça parça, kopuk çözümler görüyoruz.

    - bir bakıyorsunuz erp yazılımı alınmış sadece ön muhasebe yapılıyor, e-ticaret sitesi kurulmuş, üretimle, muhasebeyle falan bir entegrasyonu yok. patron atelyeye son model bir baskı makinesi sipariş etmiş, neden etmiş kimse bilmiyor vesaire.

    - dolayısıyla şirketler yazılım ve donanım mezarlığına dönüşüyor. oysa çözüm tüm değer zincirini baştan analiz edip, bütüncül bir plan oluşturmak. da işte bizdeki işveren/yönetici profili de belli, kimden ne bekliyorsam artık :)
hesabın var mı? giriş yap