• 2000 öncesinde de hersey mülakat ile oluyordu . torpili olanlar için sevindirici haber. ..
  • "yok lan, o kadar da değil." diyemiyorsunuz değil mi artık? işte öyle.
  • statüko odaklarının son çırpınışlarına rağmen, üç vakte kadar tarihin tozlu sayfalarında yerini alacak sınavdır. 7 şubat 2018 tarihinde milli eğitim, kültür, gençlik ve spor komisyonunda görüşülen kanun teklifinin meclis genel kuruluna sevk edilmesini müteakiben yok hükmünde olacaktır.
  • an itibariyle kalkmıştır. isteyen üniversite yök'ten izin alıp sözlü sınav yapabilecek. bununla birlikte doçentlik için aranan yabancı dil şartı 55'e düşürülmüş.

    kaynak: https://twitter.com/…sler/status/961304305339961345

    edit: akademik hayatta ciddi manada çalışılan iki sınavdan birisi olan -diğeri için (bkz: doktora yeterlilik sınavı) bu sınavın kalkması büyüfk ölçüde akademik kaliteyi negatif yönde etkileyecektir. eften püften 3 yayınla doçent olan kişiler 5 sene sonra profesör olabilecek bu kararla beraber.
    akademk hayatın en önemli adımlarından birisi olan doçentlik, yüksek lisans-doktora-doktora sonrası dönemler olmak üzere yaklaşık 12 13 yılın birikimiyle hazırlanılan ve hak ederek alınan kimsenin kara kaşına kara gözüne bakıp verilmeyen bir ayrıcalık-tı. maalesef üniversitelerde bomboş hocaların birikmesine ve yıllar sonra bu kararın ne kadar hatalı olduğuna hep beraber tanık olacağız.
  • şu an özellikle twitter'da faaliyet gösteren ve tek kaygısı bu sınav olan bazı takma isimli hesaplar var. bu hesap sahipleri büyük ihtimalle doçentlik yazılı sınavdan geçmiş, sözlüden başarısız olmuş veya yeni düzenlemeler sonrası sözlüye girmeye ihtiyacı kalmamış ve doçentlik ünvanını bu yasal düzenlemeyle almış kişiler.

    şimdi malum doçent unvanını almak ve kadroya atanmak ayrı şeyler. eskiden de doçent olduktan sonra üniversitenizin kadro açmasını beklemek zorundaydınız. şimdi de doçent kadrosuna atanmak için üniversiteler sözlü sınav zorunluluğu getirebiliyor.

    bu hesap sahibi arkadaşlarımızdan bazıları gördüğüm kadarıyla tüm enerjilerini bu sınavın kaldırılması/yapılmaması yönünde harcıyorlar. yök başkanlığından cumhurbaşkanlığına her türlü mention aracılığıyla bitip tükenmeyen enerjilerini bu davaya adamış durumdalar. söylediklerinin arasında doğru olduğunu düşündüğüm bazı noktalar, örneğin sınavların standardı, olsa da kendi davaları için takma isimlerinin ardında maalesef her türlü yalan yanlış iddiayı paylaşarak ve maalesef akademinin tamamını aynı çuvala doldurup uçurumdan aşağı sallayarak inandırıcılıklarını da yitiriyorlar.

    buna karşılık ben de şunu söylemek isterim, sadece kendi doktora konusundan haberdar bir akademisyenin öğrencisi olmak ister misiniz? ben istemem ve bu bu sınav iyi kötü adayların başkalarının ne yaptığına bakmasını, bir alana ait okumalar yapmasını sağlıyordu.

    merak ediyorum acaba bu twitter cengaverleri enerjilerinin bir kısmını oturup iki bir şey okumaya harcasalar kötü mü olurdu?
  • yapılan son düzenlemeyle kaldırılmıştır.

    artık yalnızca eser incelemesi yapılacaktır. ancak puan toplama sistemi devam etmekte olup bu çerçevede doçent adayının bilimsel makaleleri, bilimsel toplantılarda sunduğu tebliğler, yaptığı tez danışmanlıkları, yazdığı kitaplar ve tezler, yabancı dil bilgisi, adayın eserlerine yapılan atıflar gibi hususlar da değerlendirilmekte ve puanlamaya esas alınmaktadır.

    yeterli puanı alan ve doçentlik tezi başarılı bulunan aday, 5 kişiden oluşan jürinin oyçokluğu ile başarılı bulunması halinde doçent unvanını almaya hak kazanmaktadır. ancak doğruluğundan yüzde yüz emin olmamakla beraber, üniverstelere sözlü yapma ve ek kriterler getirme konusunda yetki tanındığını duydum.
  • bazı vasıfısız üniversiteler(%15 kadar) kadroya atama için bu sınavı yapmaya devam etmektedirler.

    üak tarafından yapılan sözlü sınavın bir mantığı vardı. o mantık yine üak tarafından son 10 yılda devamlı ağırlaştırılan doçentlik şartlarıyla çürüdü. iş öyle bir noktaya evrildi ki üak kriterlerini kıtı kıtına sağlasanız bile size jüri olarak atanan profesörlerin en az 3 tanesinden daha fazla yayına sahip oluyordunuz. dolayısıyla o sınav kalktı. ancak bazı işgüzar üniversiteler bunu yapmaya devam ediyor. dertleri de sadece adayları geciktirmek, torpilli tipler için elde stok kadro olmasını sağlamak.

    bu işin en iyi çözümü prof. ünvanını almayı zorlaştırıp, bunların adam gibi yayın yapmalarını sağlayarak eldeki nitelikli havuz ile üak sözlüsünü geti getirmek ya da üniversitelerin kafasına göre bu sınavı yapmasını kökten engellemek. garabet bir durum ortaya çıkıyor çünkü. ünvan veren jüri üniversitenin kadrosunu niye sallasın ki? saçmalık.
hesabın var mı? giriş yap