• (bkz: hissizleşmek)
  • olur bazen. devamlılık kazanırsa fazla açılmayın, boğulursunuz.
  • doktorluğun, avukatlığın olmazsa olmazı.
  • duymazlıktan gelmektir,

    duyurulanları.

    vurdumduymazlıktan,
    eksikliğini duymamaktır
    duyuların.
  • fazla'ya maruz kalmaktan hep.
  • yokluktan ileri gelebilendir.
    görmemişlik, görme kusuruna yol açar zamanla ne de olsa.
    aşağılık kompleksi gibi türer bu da.
    duymadıkça, kimseler duyurmadıkça, sağırlaşır duyargalar.
    kimse çalmadıkça o kapıyı, kapının üstü örülür, insanın kendi ördüğü duvarlarla.
    gün gelir, kapı çaldığında, "kim o?" sorusu bile aklına gelmez insanın.

    önceden çekilen yokluk, sonradan belirecek varlığa karşı alerji oluşmasına sebep olur.
    yokluğun varlığa karşı alerji yarattığı bir ömürde, fazlalık ya bulantı yapar ya da bunaltı. bulantı fazla olanı, bunaltı fazlaya maruz kalan kişiyi kaçırır. yokluktan muzdarip olmak kalıcı etkiler bırakır. zira yokluk, yalnızlaştırır kişiyi. kişinin bayırlaştırdığı ömrünün, bayır aşağısındaki küçük düzlüktür yokluk.
  • bazen kendiliğinden oluveren bir tür duyumsama yabancılaşmasıdır. bazen de öyle sanmaktır kendini ki korkularının ve hissettiklerinin sesini duymazdan gelebilsin insan...
  • aşırıya maruz kalmaktan da ileri gelebilendir.
    hayatın gürültülü seviyesi kalıcı işitme kaybına yol açar bazen insanda. parlak bir ışık kaynağına bakarsanız gözleriniz kamaşır. bir enstrüman çalmayı öğrenirken – gitar olsun mesela – önceleri acıyan parmaklarınız, zamanla nasır bağlar.

    işte duyarsızlaşma, ruhun kabuk tutmasıdır. maruz kalınan aşırılık veya aşırı düzeyde maruz kalınan durum her ne ise ruhunuza öyle çok çizik atar ki artık ne acı hissedebilirsiniz ne sevinç. olan biten ne varsa ruhunuzun sertleşen kabuğu üzerinden akıp gider.
  • insanın zamanla her şeye alışması ve tepki vermemeyi huy edinmesi ile daha bir keskinleşen hal.
hesabın var mı? giriş yap