*

  • gerceklesmek uzere olan seyler icin kullanilan deyim.
  • kişinin elinin kulağında olduğunu belirtmek için de kullanılabilecek kelime grubudur.
  • seyyal taner'in bu adda bir şarkısı var 1991 tarihli alladı pulladı adlı albümünden:
    "eli kulağında sevgimin / eli kulağımda yüreğimin" diye. tam sözlerini bulamadım.
  • bir heyecan var çimde
    soluk soluga yasiyorum
    bir kararla apar topar
    sana gelmek istiyorum

    hemen simdi hemen bugün
    içim disim dügüm dügüm
    sorma bana neden diye
    bir bildigim var elbette

    eli kulaginda yüregimin
    eli kulaginda sevgimin
    ha bugün ha yarin
    çok sey olacak
    ha bugün ha yarin
    aklin duracak

    düsünsene senle beni
    biraz çilgin biraz deli
    dolu dizgin gitmeliyiz
    hiç kimse dur dememeli

    söz: seyyal taner - ülkü aker
  • hemen, az sora beklenen i$ler için kullanılan bir deyimdir.

    hikayesi $öyledir:
    islamiyetin ilk yıllarında ezan okunurken, mekke'li mü$rikler alay ettikleri ve okuyanı $a$ırttıkları için, ilk müezzin olan bilal habe$i, ezanı, elleri ile kulaklarını tıkayarak okurdu. birisi yanındakine "ezan okundu mu" diye sorduğu zaman, eğer ezan vakti çok yakın ise $öyle cevap verirdi:"hayır okunmadı ama, eli kulağında."

    olması yakın i$ler için hemen, eli kulağında gibi sözlerin kullanımı bundan kaynaklanmaktadır.
  • (bkz: imminent) - fransızcası da ingilizcesi de aynı.
  • şimdi gelirler :)
  • müezzinin ezan okumak için ellerini kulaklarının ardına götürmesiyle ezana başlaması arasında kalan ve en fazla 10-15 saniye süren zaman dilimi baz alınıp ''çok yakında olması bekleniyor, neredeyse olacak'' anlamı içeren tanım.
  • eskiden birisi yanındakine,
    — ezan okundu mu, dediğinde, eğer vakit çok yakın ise,
    — okunmadı ama (müezzinin) eli kulağında; dermiş.

    gerçekleşmesi pek yakın olan işler hakkında "(henüz olmadı ama) eli kulağında!" deriz. bu deyimin kaynağı asr-ı saadet'e, bilal-i habeşî'ye kadar uzanır. islâmiyet yayılmaya başlayıp da müslümanların sayısı artınca, namaz için onları bir araya toplamak üzere ezan okunması kararlaştırılmış ve sesi güzel olduğu için de habeşistanlı eski köle hz. bilal, bu vazifeye seçilmişti. ne var ki medine'deki müşrikler ve diğer dinlere mensup olanlardan bazı tahammülsüz insanlar, ezan okunurken sesi duyulmasın diye gürültü yapmaya, çocukları toplayıp bilal-i habeşî ile alay ettirmeye başlamışlardı. bunun üzerine hz. bilal, ellerini kulaklarına tıkayarak ezan okumaya başladı. bilâhare müezzinler, ellerini kulaklarına tıkamayı bir tür bilal-i habeşî sünneti gibi gördüler ve ezanı öyle okudular.

    iskender pala - iki dirhem bir çekirdek
hesabın var mı? giriş yap