• herkesin kisisel tarihinin en uzun gecesi de vardir elbette.
  • sozleri * ve müzigi super olan sezen aksu sarkısı.
    sözleri de söyledir hatta:

    sevdamin o büyüdügü en uzun gecede bir yerdeyim
    ben uzandigim istege çok uzak o yerde kendimleyim
    o dualarin bittigi hasretin delice haykirdigi
    ve karanligin indigi bir yasak gönülle beraberim

    bir posta çantasindaki içli bir mektup sayfasindayim
    bir sarki cümlesindeki çaglayan o bitmez nefesteyim
    özlemlerle saran kollarda belki yorgun bir nabizdayim
    önce kendi sarhos olup devrilen düsen her kadehteyim

    her dogum öncesinde korkuyla beslenen sancilardayim
    parça parça bölündügüm hiçlikte son yalnizliklardayim
    insanin o çaglar boyu varmaya çalistigi gerçekte
    ve hayati sevgiyle örmek için yorulmus sabirdayim

    insanın o çaglar boyu varmaya çalistigi gerçekte
    ve hayati sevgiyle örmek için yorulmus sabirdayim

    kendimde insani affettim o en güzel ak sebepteyim
    bazen de bir hikayede bir efsanede bazen sendeyim
    simsegin çizgisindeyim firtina günü öncesindeyim
    sairin ezgisinde anlattigi o yerde insanla bulustum
  • ahmet altan'ın alkım yayınları'ndan çıkan yeni romanı. yayınevi bu romanı bir kerede 500.000 adet basarak yeni bir rekor denemesinde bulunacaktır.
  • ''dünyanın en uzun gecesi 21 aralık değil,
    beni terkettiğin gecedir.
    beni üzdüğün, yorduğun, yıprattığın gecedir.''
    (bkz: küçük iskender)
    (bkz: bir nedeni yok yalnızca öptüm)
  • ahmet altan'ın son kitabı.bir an önce okuyup hakkında yorumlar yaparak,beni bol bol düşündürmesini arzu ettiğim kitap.

    hayatında herkesten ve her şeyden fazla sevdiği erkekten kaçarak güneydoğu''nun dağlarında uluslararası bir araştırma grubuna katılan bir kadın.

    bir daha hiç kimseyi o kadını sevdiği gibisevemeyeceğini bilmesine rağmen ruhundaki zaafları saklamak için yaptığı vahşice hatalarla karşısındakini yaralayan bir adam.

    gerçek aşkın korkunç ağırlığını taşıyamayarak bir
    köprü gibi çöküp iki kıyısında iki insanı çaresiz bırakan
    bir ilişki.

    affetmelerine izin vermediği için kendi hafızalarından
    bile nefret etmelerine rağmen affetmeyi beceremeyen insanların içine hapsoldukları bir yalnızlık.

    iki insanın bütün zekâlarını kullanarak öldürmek için uğraştıkları ve her yediği darbeyle biraz daha hastalanarak güçlenen bir tutku.

    kutsal mezopotamya ovasının eteklerinde yükselen dağlarda süren tehditkâr bir hayat.

    bu iki insanın yaşadıklarını izleyen herkesin sorduğu bir soru:

    "hayatım boyunca beni böyle seven biri oldu mu?"
  • uykusuz gecen gecedir.
  • (bkz: en uzun gün)
  • (bkz: yedi uyurlar)
  • ahmet altanın son kitabı -bu tarihler itibariyle tabi- her zamanki gibi kadın, erkek, aşk, onların içsesleri, tutkuları, uzlaşamamaları, yakınlaşmaları, aşkın medcezirliği üzerine yazmış ahmet altan. aldatmakla beraber son 2 kitabı gibi, aslında tehlikeli masallarda bulduğum tadı bulmak amacıyla uzandığım, hayalkırıklığı yarattı bende. üzücü elbet. ama herşeye rağmen bu sefer işlediği konu bi harika; ilişkilerdeki özen ve itinaya dair. -her ne kadar aynı kavramı tanımladıkları söyleselerde bu iki kelimenin aynı olduğunu bi türlü içim almıyor sanki bi nüans var - hani sevgiler, aşklar çok güçlüdür, herşeyi kaldırır, herşeyin üstünden gelir duygusu içinde sevgileri, aşkları hor kullanıp bireyselliği yüceltip beni, seni güçlendirirken bize zarar vermeye dair. ilişkilerini kendi elleri ile zedelemiş ama birbirine denk iki kişinin ayrılık/barışma dönemine ilişkin iniş çıkışları, acıları, tesellileri. ama kitabın kurgusu fena olmasa da* sonu bi felaket. o kadar zayıf ki tekrar yazılmalı sanki.
hesabın var mı? giriş yap