• ikinci yeni tavrını ta doksanlı yılların sonuna kadar hep aynı tutarlılıkla sürdürmüş, kendisini yenilemeyi bir tavır olarak bir yana bırakmış bir şair. onun şiiri akıp giden bir ırmak gibidir. içinde denizkızları yörük efeleriyle dans eder.
  • ut

    ben yaşarsam utlar gibi yaşarım
    eski zamanlarda gül bahçelerinde
    bir orman aydınlığını getirir meyvaların
    aşkın eğilmiş mor ağzından

    ben gözlerini severim ceylanların
    kalbimi duyarım balıklar soluyunca mavilerde
    hanımelleri mantarlar kuzukulakları
    unutulmuş aşkları kırların

    ben ellerimi severim sabahleyin uyanınca
    büyülü masallar limanında
    en erken kalkan gemi benim
    rüzgârımda deniz kızları
  • (1928 istanbul - 22 ocak 1996 istanbul) istanbul hukuk fakültesini bitirdi. hukuk müşavirliği yaptı. ilk şiiri bucak dergisinde (zonguldak, 1945) çıkmıştı. belli başlı tüm dergilerde göründü. şiir kitapları: cümbüşcü başı (1958), et (1960), kuyuda yusuf (1962), avlanırken bir korku (1967), albatros adı bir gün gelecek (1971), geçmiş zaman tevellüdü (1988), ziba sokağı (1991), ay batarken kancama (1994), yırtıksız sözler (1997).
  • rakı

    gözlerin beni resimlerden gelen aydınlığa götürüyordu
    oyunlar oyunlar ve camlarda hep sen varsın
    bir kuş ormanını terkediyor bana sormadan
    benim yalnızlığım yaşıyor saçlarında korkunç güzel
    senin öpüşlerin benim ağzım
    eğil su iç diyorum geyiğim
    bir kaçak miço geliyor masmavi denizlerimden.
    bir yerlerinde sen uçarı ellerimin
    yarım şişe rakının sözü mü olur

    ercüment uçarı
  • ercüment uçarı için

    şiiri doğurmaz,
    yumurtlar!

    cemal süreya
  • zamanında turgut uyar'la girdiği şiir üzerine tartışmaları kanaatimce kaybetmiş bir şairdir. gerçi o zamanın tartışma üslubu bile ayrıca takdir edilmeli, o ayrı. şiir değişirken, dönüşürken aynı kalmaya çalışmak hatasına düşmüştür. orhan veli' nin şiirini savunmak, sürekli orhan veli şiirini yazmayı gerektirmezdi çünkü. çünkü bu zaten şiirin doğasına aykırı.
  • "ercümend uçarı, 1923 yılında istanbul'un beykoz kazasında doğdu. ilk şiiri 1945'de zonguldak'ta yayınlanan bucak dergisinde çıkmıştır. o günden bu yana şiirler uğraşır durur. yurdumuzun kalbur üstü edebiyat ve sanat dergilerinde şiirleri yayınlanmaktadır. henüz bekardır. cümbüşçübaşı ilk şiir kitabıdır. kendisi, şiir anlayıpını şöyle belirtiyor:
    "şiirlerimde en çok üzerinde durduğum, iyi bir mısra örgüsünü kurabilmek, öz ile biçimi yoğurup bir hamur haline getirmektir. öte yanda bu şiirlerde istanbul'lari gözyüzleri, kolyozlar, koşuşup durur. denebilir ki kendimle sesimle türk şiirinde bir pencere açmanın çabasına girmişimdir. üstelik "beta ışını" gibi şiirlerimde ise, makina çağının sillesini yemiş yeryüzünün daha değişik bir anlatılışı vardır. ölümsüz bir duyarlılığa ulaşmak amacımdır. bunun yanında evrene her gün yeni bir açıdan bakmağa çalışıyorum."

    cümbüşçübaşı'nın 1958 yılında dost yayınevi tarafından yapılmış baskısının arka kapağından.
  • ülkü tamer'in anılarında kendisiyle ilgili bir bölüm:

    "o sıralarda ercüment uçarı, bir başka yayınevine 850 lira vererek kitabının yayımlanmasını sağlamıştı. yayıncı 1 lira satış fiyatı koymuştu kitaba. yayımlanınca da, ercüment'e 850 kitap göndererek, "ödeştik. alacak verecek kalmadı," demişti. "
hesabın var mı? giriş yap