*

  • üniversitelerimizin, eğitim, tarih, edebiyat gibi fason fakültelerinden mezun bayan arkadaşlarımızın, sektörde kariyer olanaklarının olmadığını idrak etmeleri sonucunda sarfettikleri cümle.
  • ozellikle okul bittigi gibi gorucu usulu evlendirilen modelleri ilgi cekicidir. okul biter bitmez evlenir, annelerinin kendilerine uygun buldugu, belki mahalleden belki cemaatten ilginc bir tiple evlenirler. genelde kocalari kendilerinden yasca ziyadesi ile buyuk oldugundan ekmek parasi kazanma zorunluluklari yoktur ama pabuclarini cabucak kaptirmak istemediklerinden asistan filan olurlar. kendi isimlerini yazmaktan aciz bu zavallilarin cvlerinde isimlerinin hemen ardindan medeni durumlarinin yazilmis oldugu gorulur. oysa ki uluslararasi bir bilim kongresine gonderilen cvde kimse sizin medeni durumunuzu merak etmez. ha bi de bunlarin butun gece kocalarini memnun etmek icin kasan modelleri sabahin onbirinde okula giden modeli vardir ki yeme de yaninda yat.
  • iclerindeki ev hanimini akademik ortamlarda disa vuran kisilerin dusturudur. basarili bilimsel calismalar yapmalarina ragmen, tam doktora tezinin ortasinda evlenirler. sonra da en buyuk dertleri, aksama ne pisirecekleri, bayram tatilini nasil gecirecekleri, kayinvalidenin ettigi laflar filan olur. hatta arada cocuk yapip, akademik hayata uzun bir ara verenleri de gorulur. ne tam ev hanimidirlar, ne tam akademisyen. yasayip giderler bir sekilde.
  • erkeklerin askerden kaçarken akademik kariyer yapmalarından* esinlenen bir kadının düşüncelerinin sonunda sarf ettiği cümle
  • bu düşünceye sahip olan kadınlar askere gideceğime akademisyen olayım zihniyetinde erkeklerle evlenip mutlu bir yuvaya ve mutsuz öğrencilere sahip olurlar.
  • bendenizin mottosudur efenim. hatta birazdan gorucuye cikiyorum, cok heyecanliyim. uzun uzun proposallar yazip kendimi, yaptigim isi boyle gozunu yerden kaldirmayan gelin kiz magrurluguyla anlatmistim. begenmisler sagolsunlar, haber yolladilar, biz sana para vericez, ofis vericez, bilgisayar vericez, bir dedigini iki etmiycez, elini sicak sudan soguk suya sokmadan tezini yazmani sagliycaz dediler. birazdan da elimde bir plastik tabaga konmus ama bogazimdan gecmeyen bir sandvicle bir grup oturan boga misali adamin arasinda dolanip "hi hih, benim iste, tez yazacagim, cok guzel olacak insallah!" gibilerinden zirvalayacagim.

    anlayacaginiz, akademisyenden ancak bu kadar ev hanimi olur, onlar cocuk yerine tez/makale dogurur.
  • gercek bir akademisyenin asla sarfetmeyecegi cumledir.

    akademisyenlik, herhangi bir meslege alternatif olarak secilebilecek bir meslek degildir, yani "onu olamazsam akademisyen olurum" demek soz konusu bile olamaz. iyi bir yere gelebilmek, alaninda taninir bir isim olmak icin calismak, cok calismak, daha da calismak gerekmektedir. zaman zaman bosa kurek cekmeyi, sonunda ne cikacagini bilmedigi konulari israrla ve sabirla arastirmaya devam etmeyi goze almalidir kendisine akademisyen diyen bir insan. emeginin karsiligini alabilmek icin aylarca ayni konuyu didiklemeyi, o konuda bulabildigi kadar cok yayina ulasip okumayi, bazen sonu yokmus gibi gorunen hesaplamalar, simulasyonlar yapmayi da goze almalidir bu yola bas koyan insan. butun bunlari sirf ev hanimi olmayayim diye yapacak, yapabilecek birisinin olabilecegine inanasim gelmiyor nedense. varsa boyle insanlar, onlar muhtemelen akademisyen degillerdir, akademisyenmisler gibi davraniyorlar ve kendilerini kandiriyorlar demektir.
hesabın var mı? giriş yap