*

  • uclade yapilan bir konferansda evet biz ermeni soykirimi yaptik ve ben bunun icin ermenilerden ozur diliyorum demis bir kimsedir ayni zamanda.
  • ermeni diasporasinin 1915 olaylariyla ilgili biraz olsun tarafsiz konusmalarinin baslangici sayilan chicago konferansini duzenleyenlerdendir... ermeni konferansinda da bir bildiri sundu.

    http://www.omroep.nl/…man/tv/muur/artikel_chgo1.htm
  • social constructions of nationalism in the middle east; political cartoons in the middle east: cultural representation in the middle east; reconstructing gender in the middle east: tradition, identity, and power
    adli kitaplarin da editorlugunu yapmistir.
  • hrant dink'in "ruh halimin güvercin tedirginliği" başlıklı son yazısını "the pigeon-like unease of my inner spirit" başlığıyla ingilizceye çevirmiş olan kişi.
  • yakin zamanda ermeni meselesi uzerine vermis oldugu bir konusmayi dinleme firsati buldum. yaklasik %70 ermeni, %30 turk oranindaydi katilimcilar.
    müge hanim, girizgahin hemen ardindan, turklerin soykirimi nasil ve neden "acknowledge" etmesi gerektigi uzerine konustu. zaten sunumu 3 slide'tan olusuyordu, yaklasik 2.5 saat konustu bunlar uzerine. sunumunda tek bir referans gostermedi (kitaplarini referans gosterdi. soylemeye calistigim sunumunda hicbir referans kullanmamasi, kitaplarinda mutlaka vardir kaynaklar, referanslar...)
    daha once turkkaya ataöv'un konusmasini da dinlemistim. müge göcek'in aksine onun tum konusmasi dogrudan referanslar, arsivler uzerine kuruluydu. ama her iki sunumu da son derece sıkıcı buldum, bir daha da tarih seminerlerine gitmem dedirtecek kadar...
    fatma müge göcek'in konusmasini eglenceli yapan kisim ise sona ermesiydi, yani soru cevap kismi:
    birkac sorunun ardindan, turk bir hanfendi soz aldi soru sormak icin:
    ayaga kalkip: "size iki sorum var, su noktalari aciklamanizi isti-" demisti ki, fatma müge göcek "sizin uzmanliginiz ne?" dedi.
    "hemsirelik uzerine doktoram var", yaniti uzerine "siz, benim sizin hastalarinizi tedavi etmeme izin verir misiniz, hayir, o yuzden ben de sizin soru sormaniza izin vermiyorum." dedi. saskinlik icinde kaldi herkes. (soru sormaya calisan hanfendi boyun egmeyip israrla sordu sorusunu!).
    konusmanin ardindan, ortam sakinlesince, "ben o hanfendiyi provakator sandim, tehditler aliyorum, fbi koruyor beni." diye acikladi bu davranisini. ama yine ayni kadina "ben sizinle daha fazla konusmak istemiyorum" deyip uzaklasti.
  • ermeni soykırımına ilişkin bayağı ses getirecek oldukça kapsamlı bir kitabı çıktı. (bkz: denial of violence)
  • kendisiyle yapılmış yeni bir röportajı (ingilizce) dinlemek için bkz.

    "ı was born and raised in turkey and ı got all my education there, and in our educational system, in our history textbooks, there was no reference whatsoever to what had happened, to the violence. turks were always portrayed as very patriotic, innocent and noble people, and the only reference ı had was that a group of armenian terrorists killed diplomats from ’74 to ’85, so that was my only experience. ı knew nothing about why these armenian terrorists were taking out the turkish diplomats, and ı think that is also the only reference the turkish public has in turkey. they only remember those murders. they don’t know anything that happened in their own past. ı had to learn that later when ı came here to the united states to do my ph.d.”

    söyleşinin sonuna doğru, fatma müge göçek pek çok tehdit aldığını ve fbı koruması altında olduğunu söylüyor.
  • 26 nisan 2015 boğaziçi ermeni soykırımı konferansına konuşmacı olarak katılmıştır.
    kendi ağzımdan dediklerini özetleyeyim; osmanlı’da yaşanmış bir olayın, türkiye cumhuriyeti tarafından neden reddedildiğini kendisine sorar ve yıllarca bu konu üzerine odaklanır. geçen yıllarda 700-800 hatırat okumuş ve akademik çalışmalar yapmış. dediğine göre ‘’ türkiye cumhuriyeti’nin 2. ve 3. cumhurbaşkanları da bu işin içindeydiler’’. ismet paşa teşkilat-ı mahsusa’nın kasası görevindedir. celal bayar ise sürgün boyunca aktif görevler almıştır. tehcirden bireysel olarak sorumlu kişilerdir. yaptıklarının ardından mustafa kemal’in peşine takılırlar ve türkiye cumhuriyetinin kurucuları arasına girerler. yeni bir ülke kurulmasıyla kendilerini aklayacaklarını zannederler. yeni ülkenin elbet ki milli tarihi bu şahısların başarıları üzerinden yükselecektir. genç nesillerin de yaptıklarından bihaber olması sağlanacaktır. yeni türkiyenin de reddiyeci tavrı bu şekilde ortaya çıkmıştır.
  • 26 nisan 2015 tarihinde bogazici universitesi'nde yapilan ermeni soykirimi konferansinda cok basarili, dolu dolu bir konusma yapan akademisyen kadin.

    soykirim kulliyatine ciddi bir katki sunan kitabi icin, (bkz: denial of violence), 1 kasim 1928 tarihinden sonra, (bkz: harf devrimi), 2009 yilina kadar yazilmis calismasiyla ilgili 900'e yakin (oto)biyografiyi okudugunu belirtmistir.
  • “1.5 milyon ermeni” lâfı kimden çıkmış?

    türkiye’de ermeni soykırımı en az son 5 yıldır (ben 10 yıldır yazıyorum) yoğun şekilde tartışılmakta... bu konudaki tartışmaların “hain-kahraman söylemine sıkışıp kalmış olduğu” görüşüne de ben hiç katılmıyorum. içimizden bazılarının kendi ülkelerine gerçekten de pek dostane bir yaklaşımda olmadıkları açıkça görülmektedir.

    örneğin yazılarımda birkaç kez adı geçen fatma müge göçek dün londra’da (eğer bir aksilik olmadıysa) bir konuşma yapmış. “hangi göçek” demiyorsunuzdur artık umarım ama hâlâ diyenler varsa küçük bir hatırlatma yapayım;

    “1915’te ermenilere yapılanlardan dolayı suçlu değilim ama sorumluyum” incisini patlatan ve michigan üniversitesi’nde sosyoloji profesörü olan göçek... sadece bu cümleyle bile “ne olacak canım, iddia osmanlı dönemi’ndeki olaylarla ilgili, bizi neden ilgilendirsin ki” diyenlere gelecekle ilgili ipuçları veren şahıs... michigan üniversitesi’nde sosyolog ama maşallah benim diyen ermeni tarihçi, ermeni soykırım iddiasını onun kadar ateşli savunamaz.

    ben size onun çalışmaları (!) ve konuşmaları hakkında bilgi aldığım kaynaklardan ikisini son yazılarımda vermiştim ama okurlarımızdan biri; gökçen taner onun hakkında yeni bazı bilgilerle birlikte haberler de göndermiş. bunlardan biri yukardaki haber; fatma müge göçek’in abd’deki faaliyetlerden sonra avrupa’ya da uzanarak londra’da bir konferans vermiş olması.

    karar ver artık!
    royal society of medicine’de yapılan konuşmanın detayları konferans öncesinde şöyle anlatılmış;

    michigan üniversitesi sosyoloji doçenti fatma müge göçek; (prof. değil miydi o, bir yerde prof. bir yerde doçent geçiyor) bize katılarak etkileri bugüne kadar devam eden ve sürekli olarak inkâr edilen tarihî bir şiddetin öğretilmesinin önemini anlatacak. yakında çıkacak olan kitabının adı; “inkârın şifresini çözmek: türk devleti ve 1915’te ermenilerin etnik temizliği”

    vay vay vay! hanımefendi gerçekten de tarihi; hem de daha birkaç yıl öncesine kadar aynen meslektaşı elif şafak gibi “hiçbir şey bilmiyordum” dediği tarihi önce konferanslar, röportajlar verecek kadar ve şimdi de tarih kitabını emin bir dille yazacak kadar öğrenivermiş.

    neymiş demek ki “tarih tarihçilere değil, sosyologlara bırakılmalı”ymış. (acaba içinde herhangi bir belge var mı? varsa bunlara vahakn dadrian’ın ne ölçüde yardımı olmuştur?)

    tabii “türk devletinin ısrarlı inkârı” türü suçlamaların kendi vatandaşları tarafından yapıldığı bu konuşmalar sadece o salonlarda kalmıyor, ermeniler tarafından ınternet sitelerinde, kitaplarda, konuşmalarda bol bol kullanılıyor. örneğin “2015 yılına kadar soykırımın türk devleti tarafından tanınacağına inandıklarını” söylemeleri gibi... örneğin elif şafak’ın “inkâr duvarındaki çatlak” yazısı gibi... bu “inkâr duvarı” ve “çatlak” meselesinin ermeni diasporasına ait kişilerin konuşmalarında, türk destekçilerini tanıtımlarında geçmesi çook ilginç...

    göçek, şafak ve akçam’ın ucla konferansını düzenleyen hovannisian’ın cümlesini yazmıştım;

    “resmi türk inkârının duvarını çatlatmayı amaçlayan türk aydınları...”

    oğlu raffi hovannisian’ın ermenistan’daki yerkir gazetesindeki bir cümlesinde bu kez sessizlik duvarındaki çatlak olarak geçiyor: “devletin sessizlik duvarında açılan bu çatlak başlangıçlarıyla yavaş yavaş ermeni soykırımı dört yol ağzına yaklaşıyor.”

    2000 yılında chicago üniversitesi’nde düzenlenen ve taner akçam, halil berktay, f. m. g (onun adını kısaltalım, çok uzun), selim deringil gibi türklerle, libaridian, bardakjian, vahakn dadrian, aram arkun gibi ermeni akademisyenlerin katıldığı bir seminer yine bir ermeni olan vincent lima tarafından; “sessizlik duvarında bir başka çatlak” başlığıyla yazdığı yazıda anlatılmış.

    sakın gülmeyin!
    hepsi bu kadar da değil, bunların benzeri çok.

    ortada bir çatlak var ama kim acaba?

    her neyse gelelim şu “1,5 milyon ermeni” hikâyesine... fatma müge göçek, londra’da dün yaptığı konuşmanın tanıtımında geçen, ermenilerin yazdığı “yaklaşık 1 milyon ermeni...” cümlesinin aksine uzun zaman (yani birkaç yıl) önce “1,5 milyon ermeni”yi telâffuz etmeye başlamış. ve sakın gülmeyin, tabii günün birinde, bir röportajda kendisine “bu rakamı nereden bulduğu” sorulunca şöyle cevap vermiş:

    “agos gazetesinden hrant dink özellikle bu konuyla ilgilidir; benim söz ettiğim 1-2 milyon rakamı onunla yaptığım konuşmalardan çıkmıştır. henüz öğrendim ki ‘1,5 milyon civarında böyle aile olduğu’ tahmini türk-ermeni entelektüel etyen mahcupyan’a aitmiş.”

    ah canım, ah canım, göçek hanımın ne kadar bilimsel verilere dayanarak konuştuğunu görüyor musunuz?

    yalnız o değil, temel’in trafik fıkrasında olduğu gibi “hepisi, hepisi” böyle... ben şimdi orhan pamuk’un “1,5 milyon” lâfını düşünüyorum. tarih bilmediğine göre o da etyen mahcupyan veya hrant dink’ten duymuş olmalı.

    durun gülmekten yazamıyorum artık, rahat bırakın beni!"

    http://www.gazetevatan.com/…--l- fi-kimden-cikmis-/

    ruhat mengi
hesabın var mı? giriş yap