• zafer, nusret, aydınlığa çıkma, sıkıntılardan kurtulma gibi açılımlara sahip sözcük. kullanıldığı cümlelerde, genellikle 'ferec ve mahreç*' kalıbına şahit olunur.
  • ikiçeşmelik mi desem, tilkilik mi desem, na oralarda bir yerde, kiloyla defter satan bir tükan. yıllar yılı perec diye okudum ismini... tükanın camekanına yapıştırılmış fosforlu harflerden yanlış okumuşum heral... otobüsle gelip geçerken o kadar dikkat ediliyor, ben ne yapayım sözlük!
  • hakkarili bir grup gencin kurduğu, ilk kürtçe heavy metal müzik grubu.
  • kürtçe; gün doğumu, şafak, şafak yıldızı.
    (bkz: daystar)

    hakkarili heavy metal grubu, hakkari'nin yüz akları, albümle aynı ismi taşıyan şarkının sözleri;

    helikopter

    hatin, hatin, hatin!
    bi kincén xaki postalén reş
    bi rüye reş serleşkér
    dike géri
    rahat! hazrol! nişan al!
    rahat! hazrol! nişan al!

    hatin, hatin, hatin!
    bi kincén xaki postalén reş
    bi rüye reş serleşkér
    dike géri
    rahat! hazrol! nişan al!
    rahat! hazrol! nişan al!

    em hé zar bun, ne fahma bun
    em hé zar bun, ne fahma bun
    me di list em bi hev re yar bun
    me di list em bi hev re yar bun

    em hé zar bun, ne fahma bun
    em hé zar bun, ne fahma bun
    me di list em bi hev re yar bun
    me di list em bi hev re yar bun
    me di list em bi hev re yar bun
    me di list em bi hev re yar bun

    (li) jér helikoptér, (li) jor helikoptér
    bi ev ta béjin helikoptér, helikoptér, helikoptér!

    desté şewqet ket ser welat
    tanq u panzer ket ser welat
    xort u ciwan kom bun zindan.

    ketin daré! ketin daré!
    ketin daré! ketin daré!

    zarok séwi ketin daré... zarok séwi ketin daré...
    zarok séwi ketin daré... ketin daré, daré!

    payiz ilon hézén beraz
    çardeh sali xistin daré
    seré beraz dike qéri
    rahat! hazrol! nişan al!
    rahat! hazrol! nişan al!
    rahat! hazrol! nişan al!
    rahat! hazrol! nişan al!

    edit: haha şarkı sözlerinin nesini kötülediniz? anlamadığınız bir yer varsa çevireyim sizin için... iyi ki varsın ferec. *
  • hakkari'de öğretmen, market işçisi, oto tamircisi ve işsiz olan 4 genç kurdukları 'ferec grubu'yla kürtçe heavy metal müzik yapıyor. ilk albümlerini çıkaran gençler 'isyanımızı en iyi ifade eden heavy metaldir' diyor.

    kürtçe'nin metalikası var

    onlar, hakkari'de yaşayan dört genç insan. 2002 yılından beri hakkari'de ferec adıyla müzik yapıyorlar. hakkari'nin belki de bölge'nin ilk kürtçe heavy metal grubu. grup içerisinde reh olarak anılan grubun solisti fuat taş müzik öğretmenliği yapıyor, grupta baratarna olarak bilinen ve grubun elektro gitaristi ve aynı zamanda ilk albümdeki çoğu şarkıya imzasını atmış cemal kaya ise işsiz, grubun bas gitarcısı afirîş olarak bilinen ismail kurt ise hakkari'de bir markette çalışıyor. ferec'in en genç elemanlarından arkadaşlarının zêde dediği erkan baran ise hakkari'de oto tamirciliği yapıyor. hepsi de çocukluk arkadaşları. birlikte büyümüşler. hepsinde de müzik aşkı çocukluk yıllarında başlamış ve 2002 yılından beri hakkari'de kürtçe heavy metal müzik yapıyorlar. ilk albümleri ses müzik tarafından geçtiğimiz günlerde 'helikopter' adıyla yayınlanan ferec ile hakkari'de heavy metal müzik yapmanın nasıl bir duygu olduğunu ve albümleri üzerine söyleştik.

    hakkari'de yaşıyorsunuz, müzikle uğraşıyorsunuz; müziğe nasıl ve ne zaman başladınız?

    reh: ben de her insan gibi müziğe annemin karnında, annemin kalp atışlarından aldığım ritim duygusuyla (gülüyor) başladım. aslında ilkokulda başlayan bir müzik sevdam vardı. ilk bağlamamı bana babam aldı. sonra da müzik yaşamım devam etti.

    baratarna: benzer süreçlerden geçtik. ben de çocuklukta başlayan bir hastalığın ürünü olduğumu söyleyebilirim.

    afirîş: ben gitar merakıyla müziğe başladım. aynı merakla da devam ediyorum.

    zêde: beni de reh yoldan çıkardı. grubun en küçüğüyüm.

    hakkari'de sadece müzik yaparak geçinmek mümkün değil. müziğin dışanda her biriniz nelerle uğraşıyorsunuz? yaptığınız başka işleriniz var mı?

    reh: ben müzik öğretmenliği yapıyorum.

    baratarna: ben işsizim

    afırîş: bir markette çalışıyorum

    zêde: ben de oto tamircisiyim.

    nasıl bir araya geldiniz, ferec'i nasıl oluşturdunuz? ferec'in anlamı nedir? grubun oluşum öyküsünü anlatır mısınız?

    reh: aslında ilk başlarda hakkari'de pop rock, anadolu rock ve protest müzik yapan 10 kişilik bir grubumuz vardı. fakat 2002 yılında grubumuz bölündü. biz de şu an ferec'i oluşturan 4 arkadaş kendi müziğimizi yapmak üzere grubumuzu kurduk.

    baratarna: ferec'in türkçe karşılığı 'sabah yıldızı.' tam olarak, güneşin doğuşundan önceki tan kızıllığında görünen son yıldız.

    heavy metal isyandır

    hakkari geleneksel kürt halk müziğinin önemli bir bölgesi. kürt müziğinin bütün renklerini de bu yörede bulmak mümkün. şunu sormak istiyorum neden heavy metal müzik? kürtçe heavy metal müzik yapmaya nasıl karar verdiniz?

    reh: çok değişik formlarda müzik yaparak başladık biz de. bu formlar bilindik ve yeni bir şey üretmeye açık değildi. biz sadece bizi sınırlamayacak bir tarz denemek istedik. içinde kendimizi en iyi ifade edebileceğimiz bir tarz. klasik rock ya da türevleri bizi, anlatmak istediğimizi tam karşılayamıyordu. elbette geleneksel kürt müziğinden kopuk değiliz. biz de annelerimizin ninnileriyle başladık hayata ve tüm bilinen, önemli dengbêjleri bilir ve dinleriz. köklerimizle ilgili bir sorunumuz zaten yok.

    baratarna: hakkari kültürel dokusu itibariyle sizin de belirttiğiniz gibi çok zengin. h‰l‰ bile geleneksel müzik derleyen, kürt müziği üzerine çalışmalar yapanların beslendiği en önemli bölgelerden biri. haliyle kaynağın üretici özelliği çok açık. ama bir yandan da her şekilde ilişkilendiğimiz bir dünya var. başka başka kültürler tanıyoruz bu ilişki yoluyla; başka müzikler dinleyebiliyoruz. sadece geleneksel olana sıkışmak doğru değil inancındayız. öte yandan kürtlerde de kültür dediğimiz şey tek bir blok değildir. kültürel farklar, düşünsel farklar bizde de var.

    afirîş: biz kendimizi kent kültürü içinde tanımlıyoruz. kendimizi ifade biçimlerimiz ve araçlarımız da değişik olabiliyor.

    zêde: biliyorsunuz büyük acılarla yaşayan bir toplumuz. acıya o kadar hapsedildik ki, sabah akşam bu acıları yaşamının dışında başka bir şeyler de yapmak gerekiyordu. hayat bir anlamda direnmekse, müzik de bu direnişin önemli bir öğesi. biz de teslim olmuş ve sadece acıyı vaazeden tarzlardan uzak durmak istedik. arabesk de yapabilirdik bu acıya dayanarak. ama acıyı isyana da dönüştürebilirdik. insan çığlıklarımızı ağlamaya değil, haykırmaya yönlendirdik. bunu da heavy metal müzikle bir isyan çığlığı olarak yapmayı uygun bulduk.

    heavy metal müzik sizin için ne ifade ediyor?

    bu soruna grubun tüm üyeleri isyan olarak yanıt verdi. isyan!

    halkımızdan kopuk değiliz

    şarkılarınızı nasıl oluşturuyorsunuz? geleneksel kürt müziğinden yararlandığınız oluyor mu? örneğin dengbêjlerin müziği de biraz protest müziğe yakın. takip ettiğiniz, dinlediğiniz dengbêjler var mı? bu sizin müziğinize nasıl yansıyor?

    reh: elbette ki geleneksel kürt müziğinden çok yararlanıyoruz. aslında günümüz kürt müziğinde çok ciddi bir ifade ve söz kısırlığı olduğunu söyleyebiliriz. bu müziğin üreticileri arasında yaşamı kürtçe ile yaşayanların azlığı kürt müziğini ifade anlamında da daraltıyor. bugün türkiye'de üretilen kürt müziğinin hiçbir icracısının aslında kürt müziğine katkıda bulunduğuna inanmıyorum. ama hayatı kürtçe'yle yaşayan ciwan haco gibi, şivan perwer gibi (ki başka isimler de saymak mümkün) değerli bulduğumuz müzik insanlarımız da var. bunların ifadeleri, içerikleri çok sağlam müzikleri var. bu tamamen dille olan ilişkimizle ilgili.

    baratarna: biz kendi toplumunun dışına düşmüş, halkından kopuk müzik yapan bir grup değiliz. mehemed arif, tehsîn taha, şakiro gibi ve adlarını sayarsak belki sizin de ilk defa duymuş olacağınız dengbêjleri dinleyerek kendi sözlerimizi, içerik olarak yaratıyoruz. kopuk değiliz köklerimizden. sadece hakkari için konuşursam eğer, gelişen bir topluluğun kentli üyeleriyiz.

    ilk albümünüz ses müzik'ten yayımlandı. albüm kaç yıllık bir çalışmanın ürünü?

    reh: albümün hazırlıklarına 2004 yılında başladık, 2008 yılında stüdyo çalışmalarımız bitti. bir yıllık bir gecikmeyle bu yıl, ekim ayının başında albümümüz yayınlandı.

    albümün adını neden helikopter koydunuz? bunun özel bir anlamı var mı?

    reh: albümün adını helikopter olarak seçmemiz çok zor bir karar olmadı. tüm hayatlarımızı özetleyen bir şey helikopter. şarkı zaten 12 eylül'ün çocuk gözüyle anlatılması. bir yanıyla da çocukluk yıllarımızdaki yanılsamalarımıza ve bu yanılsamaların aslında ne kadar önemli olabildiğini işaret ediyor bu şarkı. çocukken bir oyundu helikopter bizim için ama büyüdükçe çocuk yanılsamalarımızdan sıyrıldık ve helikopterin aslında savaş, yıkım ve ölüm olduğunu fark ettik. yaşamlarımızın yanılsamalı yanına işaret ediyor bu şarkı. diğer her şey gibi.

    başlarda yadırgandık

    koma wetan'ı saymazsak, bölge'de gençler arasında bile heavy metal müzik pek yaygınca dinlenen bir müzik değil. siz heavy metal yapmaya başladığınızda ne gibi zorluklarla karşılaştınız? ailenizden, yakınlarınızda ve çevreden ne gibi tepkiler aldınız?

    reh: elbette yadırgandık ilk başlarda. aslında eline bir enstrüman alan herkes ilk olarak yadırganmıştır. bu olağan bir tepki. çünkü zaten geleneksel bir toplumuz ve doğrudan üretimin dışındaki her şey yadırganır, gereksiz görülür. anlam verilemez. ailem hiçbir aykırı tepki göstermedi bana. hatta dediğim gibi ilk enstrümanımı bana babam aldı. tarzımızı metal olarak kesinleştirdikten sonra elbette daha çok yadırgandık. ama hem buna gerçekten gönül vermiş olmamız, hem de iyi bir iş yaptığımıza dair inancımız, bizi kalıpları kırma konusunda daha da hırslandırdı. bugün albümümüze ve konserlerimize gelen tepkiler, insanların yüzlerindeki hayret ve hayranlığa bakınca, kırılmayacak önyargı olmadığını daha bir iyi görebiliyoruz.

    hakkari kürt sorununun bütün sıcaklığıyla hissedildiği bir bölge. bugünlerde ise gerilla grupları barış elçileri olarak geri döndüler, kürt açılımı adı altında kürt sorunuyla ilgili birçok şey tartışılıyor? bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?

    evet savaşı en yoğun yaşayan bir kentte yaşadığımız doğru. bu nedenle savaşın ne kadar kötü bir şey olduğunu en iyi bilenlerdeniz. barışın, vicdana, insan olmaya dair sorunu olanlar dışında kimse için itiraz edilecek bir şey olduğunu sanmıyoruz. bu süreci yadsımak mümkün mü? bundan daha güzel bir şey olamaz. onurlu bir şekilde yurduna dönebilen insanların barışından daha değerli ne olabilir? (bu soruya grup ortak görüşleri olarak böyle yanıt verdi.)

    barış hayatı güzelleştirir

    bölge'de heavy metal müzik yapan kişiler olarak kürt sorunu sizin müziğinize nasıl yansıyor?

    baratarna: şarkılarımızda da görülüyordur. helikopter çok açık bir savaş karşıtı şarkı. yine çine, yakılmış yıkılmış bir yurdun yeniden diriltilmesiyle ve bunun mücadelesinin gerekliliğini anlatan savaş karşıtı bir şarkı. kürt sorununun müziğimize yansımaması zaten doğaya aykırı olurdu. bu toplumun dışında kendimizi tanımlamıyoruz zaten ve elbette içinde yaşadığımız toplumumuzun sorunları da yansıyacak müziğimize.

    son olarak 25-30 yıldır devam eden bir savaşın içinde büyüdünüz ve kayıpların, ölümlerin, acıların yaşandığını gördünüz, yaşadınız ya da tanıklık ettiniz.

    reh: evet ölümlere de tanıklık ettik, kayıplara da. yaşanan hiçbir acının dışında değildik. hâlâ da değiliz. ama biz hayatı yeniden yeşertelim istiyoruz. hayatın bize sonsuz olanaklar verdiğini ve sadece bir olanağa takılıp kalırsak, gelişemeyeceğimizi düşünüyoruz. hem kişiler olarak bizler için geçerli bu, hem de toplum olarak. barış olanaklarımızı çoğaltacak bir şeydir. tercihlerimiz olabilecektir en azından. oysa savaş bize zorunlu olarak dayatılan bir şey oldu. herhalde savaştan daha çok insan hayatını köreltecek bir şey yoktur. o nedenle de savaşın bitmesi mümkünse, ki bu gereklidir, kişilerin, acılarına saplanıp kalmaması, kazanılacak güzel bir gelecek varken, bunu sağlayacak bir barışı reddetmemesi gerekiyor. acılarımız çok fazla elbette, ama hayat affetmekle, barışmakla güzel.

    bayram balci

    http://www.gunlukgazetesi.com/…er.asp?haberid=81927

    edit: nasıl bir kafanız var sizin? yazar tarafından sıfır yorum içeren bir röportajı bile kötülemişsiniz.
  • ‘we do not want to ideologize our traumas’

    özgür öğret
    istanbul - hürriyet daily news
    four young men from the southeastern city of hakkari formed the first kurdish metal band and named it ferec. the band is a global pioneer. they recently released their debut album ‘helîkoptêr’ in their native tongue to mark their coming. daily news spoke to their frontman reh fuat on music and beyond

    ferec

    the kurdish word “ferec” means, “the last shining star in the sky at dawn; the eve of light after darkness,” according to reh fuat, vocalist for the kurdish metal band of the same name.

    “we believe that we have reached the end of the darkness we had to live through, too,” said fuat at the beginning of our discussion about the first metal album in kurdish, titled “helîkoptêr” (helicopter).

    ferec was founded by four musicians who split from a folk band that played at weddings and bars.

    another thing that reh fuat, guitarist kaya baratarna, bassist afirîş and drummer zêde have in common is they all started playing music with the “baglama,” a traditional folk instrument of anatolia.

    while the quartet was in search of new horizons in terms of music, they found a mix tape that introduced them to the world of heavy metal. “we knew that [metal] was what we wanted to do but we did not know what it was before that tape,” said fuat. unfortunately, they lost that tape since and the identity of the band or artist who sparked the flame for ferec remains unknown.

    the band has gone down in history as the first band to release a metal album in kurdish but they are also the only one in existence as well, according to fuat. “there was koma wetan, a band from armenia, which was not playing metal, but hard rock. we can say they influenced us. however, there are no bands playing this style in kurdish except us.”

    the people of hakkari must have found it odd that they were playing heavy metal. “everything that is not directly related to material gains is considered odd in a place where life is very hard,” said fuat, adding that what the band was doing was first perceived as “unnecessary” at best. fuat said it is hard for metal music, which is a product of western industrial society, to exist in a traditional society where individuality hardly exists. “but we are aware that humanity is getting closer to forming a single community. just because this isn't so visible in hakkari, doesn't mean it's not important to us.” the band believes that the concept of individuality will evolve faster among kurds today because individuality is on the agenda both locally and internationally. “we are trying to form a connection with the world that is apart from just being kurds, or alongside that, but one that features our individuality, too,” fuat said.

    the booklet of their album lists “hevalno,” a song by international kurdish musician şivan perwer as the opening track but the song is not on the cd. “we could not reach şivan perwer because he lets his lawyers handle the royalties,” fuat said. the band was disappointed with the lawyers for asking for such a high price from a band that used a bank loan to record their album because they could not initially afford it. according to fuat, “hevalno” is kept in the booklet as a reaction. he said they still play the song live onstage.

    one look at the album cover is enough to capture the political content of the songs if you are familiar with the kurdish problem in turkey, but that is not all. ferec has songs about love, too. “it is not just about politics here. we fall in love, we fight, too,” said fuat. their lyrics are rebellious, but not pessimistic. the line “çi bikin warê me hemû sotin” (what can we do? they have burned all of our houses down), is followed by “tev werin warê xwe nûda xemlînîn” (come on let us beautify our houses once more). “being optimistic is the most important part of our perception on life,” said fuat. “we are trying to produce hope. we do not cry out just to resist, we do not just swear. we also have hope that the world can be a better place. it is probably because we are from a region where you cannot stay on your own two feet without hope. we do not want to ideologize our traumas. we believe that we must think of tomorrow, too.”

    on the other hand, ferec is a metal band and anger is an important element in the music. anger is a clear emotion, which is audible in the title track of the album about helicopters. as kids, the band members thought the helicopters represented games, but soon realized it was all too real. the chorus, which includes the only turkish words of the album, goes: “serleşker dike qêrî” (the commander shouts) “rahat hazır ol nişan al” (ready steady aim).

    fuat said hakkari is a very special place for them, not only because they were born and raised there, but also because the town is important as a place where many important names in kurdish literature were born and many different ethnic groups and religious beliefs have coexisted in peace throughout history. the band does not like the term “tolerance,” because it does not believe that people “tolerate” each other. instead, ferec’s uses the definition of “the culture for living together.”

    turkey has come a long way since the official policy of the government towards kurds and the days of “there are no kurds, there are mountain turks.” the members of ferec certainly believe the “kurdish initiative” by the current administration is a positive thing. fuat said the highest ranks of the government speaking about the past injustices, and the torture and cruelty of the past as if in apology, is progress, but that it is not enough. “other citizens of turkey, the ones who were militarized, were made into enemies of the kurds. they suffered similar traumas to ours and deserve an apology, too. the people of turkey must be told: ‘we have deceived you for 90 years. we made enemies of your brothers and we are apologizing for that, too.’”

    http://www.hurriyetdailynews.com/…as8217-2009-11-24
  • kürtçe de 'karanlıktan aydınlığa geçişin arifesi' anlamına gelen ferec grubu, ilk kürtçe metal albümü 'helîkoptêr'i yayımladı. grubun vokalisti reh fuat, 'biz de yaşadığımız karanlığın sonuna geldiğimiz inancındayız' diyor

    özgür öğret (arşivi)

    istanbul - ferec, farsçada ‘acılardan kurtulmak, rahata ermek’ manasına geliyor. kürtçe anlamı ise ‘sabah, tan kızıllığında güneş doğmadan önce gökte görülen son parlak yıldız; karanlıktan aydınlığa geçişin arifesi’. aynı zamanda bu tanımları bana veren reh fuat’ın vokalisti olduğu, ilk kürtçe metal albümü ‘helîkoptêr’i yayımlayan grubun adı. “biz de yaşadığımız karanlığın sonuna geldiğimiz inancındayız” diyor fuat.
    ferec kafelerde, düğünlerde ve barlarda protest müzik ve anadolu rock yorumları yapan 10 kişilik bir gruptan ayrılan elemanlarca kurulmuş; reh fuat, kaya baratarna (gitar), afirîş (bas) ve zêde (davul). hepsinin müziğe başlama noktası küçüklüklerinden bu yana gelen bağlama tutkusu. müzikte farklı arayışlar içersinde oldukları bir dönemde bu dörtlünün eline içindeki müziğin kime ait olduğunu bilmedikleri çekme bir kaset geçmiş ve böylece metal ile tanışmışlar. “yapmak istediğimizin bu olduğunu biliyorduk ama o albüm elimize geçmeden de bunun ne olacağını bilmiyorduk” diyor fuat. bu mühim kasedi kaybettiklerinden hangi metal grubunun ferec’in temelini attığını bugün bilemiyoruz.

    bize gereksiz dediler
    ilk kürtçe metal albümünün sahibi olarak müzik tarihine geçtiler ama ilk oldukları gibi tekler de mi acaba? “metal değil ama hard rock yapan, ermenistan kökenli bir kürt rock topluluğu olan koma wetan vardı” diyor fuat ama metalde ilkler. metal yapıyor olmaları muhtemelen yadırganmıştır da. “yaşamın bu kadar zorlu olduğu bir yerde yaşamın doğrudan maddi üretimine dayalı olmayan her uğraş yadırganır” diyor fuat; ilk başlarda en kibar tabirle ‘gereksiz’ olarak algılanmışlar. bir endüstri toplumu ürünü olan metal müziğinin birey kültürünün olmadığı geleneksel bir toplum içinde var olmasının zorluğundan bahsedip devam ediyor fuat: “fakat biz insanlığın giderek bir topluluk olduğunu biliyoruz; bunun maddesel temellerinin hakkâri’de olmaması aslında çok belirleyici değil”. yaşadığımız çağda sadece yerel değil global bir gündeme de sahip olmamızın bireyselleşmeyi hızlandıracağına inanıyorlar.
    albümün kartonetinde açılış şarkısı bir şivan perwer bestesi olan ‘hevalno’ fakat cd’de yok. şivan perwer’in kendisine ulaşamamışlar ve avukatları telif için çok yüksek bir bedel istemişler. ‘hevalno’ buna tepki olarak albümün açılış şarkısı gibi görünüyor ve konserlerde çalmakla yetiniyorlar. “helîkoptêr”in kapağına baktığınızda çok sert bir politik içerik bekliyorsunuz, ki mevcut, fakat bu kadarla kalmıyor; ferec’in aşk şarkıları da var. “sadece siyaset yaşanmıyor buralarda; aşık da oluyoruz, kavga da ediyoruz” diyor fuat. şarkı sözleri isyankâr ama karamsar değiller: “çi bikin warê me hemû sotin” (ne yapalım evlerimizi hep yaktılar) satırını “tev werin warê xwe nûda xemlînîn” (gelin beraber evlerimizi yeniden süsleyelim) takip ediyor. “iyimser olmak bizim dünyaya bakışımızın en önemli parçası” diyor fuat. “biz umut üretmeye çalışıyoruz. sadece itiraz etmek için haykırmıyoruz, sadece küfretmiyoruz, dünyanın iyi olabileceğine ilişkin umut da besliyoruz. umutsuz ayakta kalmanın çok zor olduğu bir coğrafyada olmamızdan olsa gerek. travmalarımızı ideolojileştirmek istemiyoruz.” diğer yandan ferec bir metal grubu; öfke de müziklerinin bir parçası. çocukken oyun gibi gördükleri askeri helikopterlerin ne anlama geldiğini çok da büyümeden anlamalarının bir ürünü olan ‘helîkoptêr’ şarkısının bir satırı da türkçe olan sözlerine bakmak yeterli: “serleşker dike qêrî” (komutan bağırıyor) “rahat hazır ol nişan al”.

    türklerden de özür dileyin
    fuat, hakkâri’nin sadece doğup büyüdükleri yer olduğu için değil pek çok açıdan onlar için çok özel bir şehir olduğunu anlatıyor. önemli kürt edipleri yetiştirmiş olması, farklı etnik grupların ve inançların tarihten bugüne hakkâri’de uyum içerisinde yaşamış olmaları bunun başlıca nedenlerinden. ‘hoşgörü’ tanımını sevmiyorlar, onlara göre bu ‘bir arada yaşama kültürü’. ferec elemanları ‘kürt yoktur’ söyleminden bu gelinen noktayı tabii ki olumlu buluyorlar. devletin en üst düzeydeki isimlerinin yapılan haksızlıkları, işkenceleri ve zulümleri dile getiriyor olmalarını bir özür gibi algıladıklarını söylüyor fuat ama yeterli olmadığını da ekliyor: “kürt düşmanı haline getirilen, militarize edilen, bizimkine paralel travmalar yaşatılan diğer türkiye yurttaşlarından da özür dilenmesi gerekiyor. türk halkına, 90 yıldır sizi kandırdık, kardeşlerinize düşman ettik, sizden de özür diliyoruz denmeli”.

    http://www.radikal.com.tr/…6.11.2009&categoryid=113
  • hevalno (şivan perwer cover);

    http://www.youtube.com/watch?v=9nsvftuefim
  • "hakkâri'den bütün dünyayı görmek ve müzikle tasvir etmek" niyetiyle kurulmuş ferec. grup hakkâri'nin ilk heavy metal grubu.

    beş yıl önce hakkârili dört gencin kurduğu heavy metal grubu ferec, istanbul'daki izleyiciye ilk kez geçen yaz barışarock sahnesinden seslenmişti. albüm kayıtları için istanbul'da yakaladığımız grubun solisti fuat taş, ferec'i anlattı ve dedi ki: "dünyanın herhangi bir yerinden olduğu için insanların yargılanmasını anlamlandıramıyoruz. ama söyleyelim, biz dünyanın umut tarafındayız?"

    bu tarzda kürtçe söyleyen grup olarak türkiye'de ilk

    "hakkâri'den bütün dünyayı görmek ve müzikle tasvir etmek" niyetiyle kurulmuş ferec. grup hakkâri'nin ilk heavy metal grubu. ferec sadece hakkârili heavy metal grubu olarak değil, bu tarzda kürtçe söyleyen grup olarak da türkiye'de bir ilk. bugünlerde çıkarmayı planladıkları albümle ilgili çalışmaları yürütmek için istanbul'a gelen grubun solisti ve gitaristi fuat taş'la hakkâri ve ferec üzerine sohbet ettik.

    hakkâri istanbul'dan göründüğü kadar uzak bir yer değil aslında. hem kültürel olarak hem de yaşam biçimleri anlamında yeniliklere oldukça açık bir şehir. cazdan rock'a her tarz müziği dinleyen genç bir kitlenin yanı sıra, icra eden gruplar da var. pek çok farklı etnik yapının birarada yaşadığı da bir şehir. dolayısıyla farklı kültürler iç içe bulunuyor. bu aynı zamanda şehrin kozmopolitliğini de ortaya koyuyor. orada yaşayan herkes kendini giyimiyle, yaşam biçimiyle ya da ferec gibi, müziğiyle ifade edebiliyor. hakkâri halkı büyük şehirlerden göründüğü gibi yenilikleri yadsımıyor, destekliyor.
    'biz dünyaya açığız'

    fuat taş, hem orada yaşayan insanların hem de grubun yaşam biçimini kendi yorumuyla anlatırken, "bizim bütün derdimiz kürt olmak değil. öncelikle insanız. hakkâri'de insani durumlar da yaşanıyor. orada da insanlar âşık oluyor, hastalanıyor, her gün dükkân açıyor, aralarında tartışıyor, hatta birbirlerine kazık atıyor ya da kazıklanıyorlar. yani yaşama dair birçok sorun ve güzellik hayatlarımızda çok daha gerçek" diyor. "hakkâri yıllar boyu göç vermiş bir şehir. ancak hiçbir yerde hakkârili gettosu görülmüyor. biz dünyaya açığız" diye de ekliyor.
    "insan denen üst başlık"

    ferec'in elemanları farklı aşiretlerden çocukluk arkadaşları. onların heavy metale duydukları ilgi ise, nereden bulduklarını bilmedikleri, hatırlayamadıkları bir kasetle olmuş. en sevdikleri ve idol olarak aldıkları grupların başında metallica ve rammstein geliyor. taş, "beş yıl önce bu grupları bilmiyorduk" diyor: "yapmak istediğimiz müziğin ne olacağını biliyorduk. biz bu müziği metal yapmak adına yapmıyoruz. ama birileri bunun heavy metal olduğunu iddia ediyor. bu müzik bizim kendimizi ifade etme biçimimiz"

    şarkılarının içinde aşk şarkısı da, yaşanmış olaylar üzerine yazılmış şarkılar da var. jiyan (yaşam) bunlardan sadece biri: "min ne pereye ku reya te da bikim gul (yoluna gül gibi serecek param yok) / ne jzserte da bkim guregur (başından dökecek altınlarım da) ez hes dikim ez û tu bi hevre bibin dost (seviyorum dost olalım istiyorum) / ddkeç maçek bide vi rebenher (hadi kız, şu ufacık garibe bir öpücük ver)".

    taş, ferec'in manifestosunu "biz hakkâri'den dünyaya bakıyor, bu dünyaya ait olduğumuzu hissediyoruz. itiraz edecek çok şeyimiz olduğunu görüyoruz. dolayısıyla insana dair her sorun aynı zamanda bizim de sorunumuz. dünyaya bakarken sadece acı da değil gördüğümüz. acıyı görüyor olsak arabesk karikatürler olurduk. biz dünyanın umut tarafındayız. kürt olmamız bizim için sıradan bir durum olsa da istanbul'da istanbul için bir sorunmuş gibi görünüyor. dünyanın herhangi bir yerinden olduğu için insanların yargılanmasını anlamlandıramıyoruz. bildiğimiz, içine doğduğumuz dilimiz ve kültürümüz bizi dünyayla bir şekilde ilişkilendiriyor. bu ilişki yoluyla dünyayı anlıyoruz, anladığımızı paylaşmaya çalışıyoruz. kendimizi bir kalıba sokup daraltmaya itiraz ediyoruz. biz afrika için de haykırıyoruz. bu şekilde kendimizi insan denen üst başlığa yakınlaştırıyoruz" diye özetliyor.

    http://www.yuksekovahaber.com/…etal-grubu-10664.htm
hesabın var mı? giriş yap