32 entry daha
  • mevlana olarak bilinen celâleddîn-i rûmî’nin sağlığında oğlu sultan veled veya bir başka müridi tarafından kaydedilen sohbetlerinin vefatından sonra derlenmesinden meydana gelen ve ‘ne varsa onun içinde var’ gibi bir anlama gelen fîhi mâ-fîh isimli meşhur kitapta kadınlar ile ilgili çirkin ifadelere sıkça rastlamak mümkündür.

    aşağıda görüleceği üzere celâleddîn-i rûmî’ye göre kadın, kendisinden cinsel anlamda faydalanılmak için hertürlü pisliğine ve eziyetine katlanıması gereken, erkeğin ihtiyacını gidermek üzere yaratılmış aşağılık bir varlık olarak resmedilmiştir. öte taraftan kadınla evlenilme nedeni de erkeğin kendi huylarını kadının pislikleri üzerinden temizlemesi olarak gösterilmiştir. çünkü kendi ifadesiyle: “insanların cefâlarına, eziyetlerine dayanmak, kendi pisliğini onlara sürmek gibidir.” dolayısıyla rûmî’ye göre erkek kendini temizlemeye bakmalı ve kadını da kendi pisliğini onunla temizlediği bir çaput olarak görmelidir:

    “gece-gündüz uğraşıyor, kadının huylarını güzelleştirmeye çalışıyorsun. kadının pisliğini kendinle temizlemedesin; kendini onunla temizlersen daha iyi olur; çünkü onu da kendinle temizlemiş olursun. kendini, onun için temizle; ona doğru git. sence olmayacak bir söz bile söylese doğru söylüyorsun de. kıskançlığı bırak. kıskançlık, erkek huyudur amma şu bir tek iyi huyla birçok kötü huylar peydahlanır sende. tanrı rahmet etsin, esenlikler versin, peygamber, bunun için “müslümanlıkta keşişlik yoktur” buyurdu; keşişler yalnız yaşarlar, dağlara çıkarlar, evlenmezler, dünyadan vazgeçerler; bunlar yoktur müslümanlıkta. tanrı rahmet etsin, esenlikler versin, peygamber’e ince, gizli bir yol gösterdi yüce, büyük tanrı. nedir o yol? kadınların cefâlarını çekmek, olmayacak sözlerini dinlemek, onlara üst olmak, kendi huylarını temizlemek, güzelleştirmek için evlenmek. insanların cefâlarına, eziyetlerine dayanmak, kendi pisliğini onlara sürmek gibidir. senin huyun, onların kötülüklerine dayanman yüzünden güzelleşir, iyileşir; onların huylarıysa bu saldırma, bu haddini aşma yüzünden kötüleşir. bunu bildin ya, kendini temizlemeye bak. onları, kendi pisliğini onunla temizlediğin bir çaput bil. nefsini yenemezsen aklını başına devşir de tutalım, aramızda nikâh yok; başıboş bir sevgili o; istek üstün olunca yanına gidiyorum de; kızgınlığını, hasedini, kıskançlığını bu yolda yen, gider kendinden; onların cefâsına dayanmak, olmayacak şeylerine tahammül etmek tadını alıncaya dek bu dersi ver kendine. ondan sonra artık bu ders olmadan da dayanmaya başlarsın, kendine zulmetmeye alışır gidersin; çünkü artık faydanı, apaçık bunda görürsün.” (mevlana celaleddin, fîhi mâ-fîh, inkılap yayınları, istanbul 2009, s. 74)

    yine bu eserde, sahabe eşleri ile ilgili son derece yakışıksız bir rivayete yer verdiği görülmektedir. aynı zamanda kendileri de sahabe olan kadınlara yönelik bu türden çirkin iddia ve iftiralar yenilir yutulur, kabul edilebilir şeyler değillerdir. kadını imani ve akli açıdan zayıf gören ve saptırıcı bir varlık olarak konumlandırarak onu aşağılayan zihniyetin haklı ve masum görülebilir bir tarafı yoktur. söz konusu rivayet kitapta şu şekilde geçmektedir:

    “rivayet etmişlerdir; tanrı rahmet etsin, esenlikler versin, peygamber, sahabeyle bir savaştan gelmişti. bu gece şehrin dışında yatacağız, yarın gireceğiz şehre diye davul çalın buyurdu. a tanrı elçisi dediler, sebebi ne? olabilir ya dedi, kadınlarınızı yabancı erkeklerle buluşmuş görürsünüz; canınız sıkılır; bir fitnedir, kopar. sahabeden biri dinlemedi; kalkıp gitti; karısını bir yabancıyla buldu.” (mevlana celaleddin, fîhi mâ-fîh, inkılap yayınları, istanbul 2009, s. 74-75)

    rivayetten de görüldüğü gibi kadınlar, kocalarına ihanet etme potansiyeli taşıyan sadakatsiz ve cinsellik düşkünü varlıklar olarak gösterilmeye çalışılmakta, rûmî’de bunu alıntılayarak kadınlara yönelik aşağılayıcı ifadelerini destekler mahiyette bir tavır sergilemektedir. oysa inanan bir insana yakışan, kadınları bu tarzda iffetsiz ve basit konuma sokan rivayetlere karşı bunların güvenilmez ve uydurma rivayetler olduğunu söyleyebilmektir. allah’ın bu konudaki kesin uyarıları boş yere değildir: "o birşeyden habersiz iffetli mümin kadınlara iftira atanlar, dünyada da âhirette de lanete çarptırılmışlardır. büyük bir azap vardır onlar için." (nur 23). "inanan erkekleri ve inanan kadınları yapmadıkları bir şeyle (suçlayıp) incitenler bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir." (ahzab 58).

    kuran’daki bunca apaçık uyarıya rağmen âlemlere rahmet peygamberimiz hz.muhammed’in ağzına bu türden çirkin söz ve iddiları koyanlar, hesap günü ahirette allah’ın huzurunda nasıl duracaklar?

    (bkz: mevlana'nın kadın düşmanı olması)
    (bkz: mesnevi'deki kadın düşmanı sözler)
15 entry daha
hesabın var mı? giriş yap