*

  • tenten'in uzakdoğuda geçen ilk macerasi... bu maceranin anlam ve önemi mültimilyoner film yapimcisi silah kaçakçisi uyuşturucu taciri genelev mamasi rastapopoulos ile tanişilmasidir... bunun dişinda eminönü - sultanahmet'ten çikma portekizli tüccar oliviera ve hatta dupont dupond biraderlerle ilk kez tanişilmasidir...
  • tenten bu macerasinda olaylara bir kih - oskh isimli bir firavunun mezarini arayan deli - amnezik profesör philemon siclone sayesinde karişir...ayrica ilginç olarak bu macerada dupond ve dupont maceraya komiklikler katan iki şaklaban değil, becerikli iki polistirler, hatta tenteni cizlami çekmekten bile kurtarirlar...
  • tenten bu macerasinda karizmasinin bokunu çikarir "filce konuşmayi" ögrenir... agactan yonttuğu bir flut sayesinde filce konusur, ve derdini anlatir, duş falan yaptirir...
  • kih - oskh'un isareti diye bağirir tenten ağaçlarda ya da purolarin üzerinde ya da firavun mezalarinda bir çember ve ortasindan geçen bir çizgi ve yarim dairelerde birer noktadan oluşan sembolu gördüğünde...
  • şimdi, burada ilginç bişey daha var... tenten bir ara çölde bir arap emir'in tutsaği olur... amca buna adini sorar, bu da "bana ülkemde tenten derler" cevabini verir... bunun üzerine emir tenten'in sirtina vurur, "tenten! yillardir maceralarini okuyorum!" der, o sirada da adamlarinin birinin elinde objectif lune* isimli macera görülmektedir... ama o zaman tenten daha aya gitmemiştir? yoksa gitmiş midir? ben bilmiyorum, ama ilginç olan tenten sovyetlerde dişinda hiçbir macerada, ki zaten onu ayri tutmak gerekir, böyle bir absürdlüğe rastlanmamiştir... bu daha çok asterix'e yakişir, saygilar...
  • bir tenten macerasi... türkçesinin firavunun purolari olduğunu tahmin ediyorum ama "tenten mumyalara karşi" bile olabilir tabi...
  • dupond ve dupont, dakika bir gol bir hesabı, ilk sahneye çıkışları olan bu bölümde arabistan'da iç savaş çıkarmış(çölde tenten sanıp başına vurdukları adam olayı), tenten ise deus ex'in en abuk örneklerinden birini yaşamış( uçak kazasından sonra ilkyardım çantası ve ardından kullanma kılavuzunun kafasına düşmesi), ve yine türlü olaylardan deus ex ile paçayı sıyırmıştır.
  • tenten'in en enternasyonel macedalarından biridir... mısır, arabistan ve hindistan'da geçer.

    ayrıca, bu macerayı okuyan bunu da okudu: (bkz: mavi lotus)
  • öncelikle bakınız #19573284

    tenten kitaplarının değişime uğramaya başladığı macera “firavunun puroları”dır. ileriki maceralarda da karşılaşacağımız rastapopulos, alan thompson, de figuera ve en önemlisi düpon’larla bu kitapta tanışıyoruz. yolculuğu sırasında tanıştığı profesör filemon siklon , tenten’i firavunun mezarını aramaya davet eder ve teklifine olumlu cevap alır. mezara girdiklerinde profesör gizemli bir şekilde kaybolur ve tenten mumyalanmış arkeologların olduğu bir oda bulur. mısır mezarlarını açan arkeologların lanetlendiği sıklıkla kullanılan bir klişedir ve saygısız mezar yağmalamacıları etki-tepki sonucu, “doğu”nun mistisizmine uygun bir şekilde cezalandırılırlar. mezarda bulduğu bir puronun üzerinde firavunun sembolünü gören tenten iz sürmeye devam eder ve puronun içinde uyuşturucu olduğunu ortaya çıkarır. sonrasında arap uyuşturucu çetesini çökertir. bu kitap da, hergé’nin ilk işleri gibi sonradan tekrar çizilmiş ve renklendirilmiştir. fakat diğer kitapların aksine, bu maceranın senaryosunda da ciddi değişiklikler yapılmıştır. örneğin ilk versiyonda tenten’in gittiği arap şehri açıkça mekke olarak belirtilmiştir ve tenten, müslüman olmayanların girmesinin yasak olduğu bu şehirde beyazlığını gizlemek için makyaj yapar. yeni versiyonda tenten’in hangi şehre gittiği açıkça belirtilmemiştir. yine ilk versiyonda de figuera avrupa’yı “büyük bunalım” sebebiyle terk ettiğini açıklarken, yeni düzenlemede sebebe yer verilmemiştir.

    düpon’lar gittikleri coğrafyada dikkat çekmemek için yerel kıyafetler giymeleriyle ünlülerdir. bu macerada da port-said limanında feslerle geziyorlar, bir sahnede de çarşaf giyiyorlar. çarşaf giydiklerinde onları tenten de tanıyamıyor. çünkü çarşaf içine girenler kimliksiz oluyorlar. bu coğrafyada geçen maceralarda çarşaf, çok iyi bir gizlenme ve kanundan kaçma aracı olarak kullanılır.

    maceranın geçtiği bölge yine başarılı bir şekilde resmedilmiş ve yorumlanmış. arabistan’da geçen kısımlarda arka planda, disney’in “alaaddin” filminde görülen mimari yapının aynısı görülebiliyor. sıvaları dökülmüş, çatlak duvarlı evler. çoğunun balkon çıkıntıları var. çizilen mimari yapılarda çokça sütun kullanılmış. büyük camlar ve minareler var. kahire’ye, bir arap’ın çektiği eşek üzerinde gidiyorlar. mısır’daki firavunun mezarında ise duvarlarda hiyeroglifler ve mızraklı, oklu, at arabalı savaşçı çizimleri görülüyor. çölde geçen sahnelerde deve kervanları var ve karakterlerin “allah seninle olsun muhammed…” benzeri cümleler kurduklarına tanık oluyoruz. tenten’i denizden kurtaran gemide zenci köleler çalışıyor.

    hikayenin arabistan’da geçen kısımlarında, o bölgeye ait pek çok prototipe ve “batı”lı önyargıya rastlamak mümkün. bir sahnede tenten, bir kadının imdat çığlıklarını duyuyor. iki arap’ın kadını kırbaçladıklarını görüyor ve “batı”lı kurtarıcı kimliğine bürünüp onu kurtarmak üzere olay yerine koşuyor. ancak çok geçmeden işlerin göründüğü gibi olmadığını ve bir film çekimi yapılmakta olduğunu anlıyor. filmin prodüktörü ise ileriki maceralarda, çekimini bölen tenten’in başını epeyce ağrıtacak avrupalı iş adamı rastapopulos. o coğrafyadaki barbar erkeklerin egemenliği ve kadının dayak yiyip ezilmesi gibi klişeleri kullanan bir gişe filmi olan “arap’ın nefreti”ni çekmekteler. ilginç bir karakter olan lizbonlu oliveira de figueria “sizin için batı ülkelerinin en müthiş zenginliklerini getirdim. sizi onları görmeye davet ediyorum,” diyerek araplara sabun, çaydanlık, bebek arabası ve benzeri ürünler satıyor. tenten de bu müthiş satıcının büyüsüne kapılıp bir sürü gereksiz eşya satın aldıktan sonra böyle kişilere karşı dikkatli olunması gerektiğini, yoksa çok fazla harcama yapılabileceğini belirtiyor. arap müşterilerden biri sabunun ne olduğunu bilmediğinden onu yemeye kalkıyor ve büyük bir sinirle figueria’nın yanına geliyor. böylece bir arap’la ilgili “batılı”nın aklına gelen ilk önyargı gözler önüne serilmiş oluyor: pis olmak ve sabunun bile ne olduğunu bilmemek. zaten arap karakterlerin hepsi koyu tenli, sakal ve bıyıkları var ve sarıklılar. pusuya yatıp adam kaçırıyorlar. aşiretler arası şeyhlerin öldürülmesinden dolayı savaş çıkıyor ve genel seferberlik ilan ediliyor. böylece aynı dine mensup olsalar bile, kendi içlerindeki aşiret bazında bölünmeler yüzünden barış işinde yaşayamadıkları gösteriliyor. arap uyuşturucu kaçakçıları askere bile sızmışlar ve tenten’in idam cezası almasını sağlayabiliyorlar. arap bilinçaltında yer alan bir korku da bu kitapta yer alıyor: tenten kaçarken bir arap askerine milu’nun kuduz olduğunu söylediğinde arap’ın büyük bir korkuyla kaçtığını görebiliyoruz.

    tenten, uçakla kaçarken hindistan’a düşüyor ve maceranın bu coğrafyadaki kısmı başlıyor. elbette ki hint fakiri klişesi hemen kullanılıyor ve bir fakir, tenten’in oradaki baş düşmanı oluyor. üstelik bu fakir’in mesleği üzerine diploması var. bu bilgiyle, “doğu”da eğitimin saçma sapan konular üzerine gerçekleştirildiği gösterilmeye çalışılmış. tenten bu macerada doğaüstü bir iş yapıp “doğu”lunun uzun zamandır başaramadığı bir şeyi “batılı” becerisiyle gerçekleştiriyor: fillerle konuşmak için bir borazan icat ediyor. vahşi filin kendisini yıkamasını sağlıyor, ona söz geçiriyor, onu eğitmeyi başarıyor. milu ise kutsal bir ineği ısırınca “yıkıcı siva”ya kurban edilmek üzere bağlanıyor ve neyse ki düpon’lar tarafından kurtarılıyor. “batı”nın “doğu”yla etkileşime geçerken ısırmaması, daha ılımlı olması gerekiyor ki sonrasında kendi başı derde girmesin. tenten, ravhajputallah mihracesi tarafından kurtarılıyor. afyon kaçakçısı çetenin bir üyesi mihracenin danışmanı, diğer bir üyesi ise fakir. tenten’in mısır’da firavunun mezarında gördüğü sembolün üzerinde olduğu, ku klux klan tarzı kıyafetler giyen tarikat üyeleri afyonu puroların içine saklıyorlar. tenten bu çeteyi çökertmeyi başarıyor ancak liderleri bir uçurumdan düşüyor, fakat cesedi bulunamıyor. hindistan’da tenten için, süslenmiş fillerle yol alacağı bir geçit töreni düzenleniyor.
hesabın var mı? giriş yap