• 1935 doğumlu italyan aktör.

    accattone'yi canlandırdığı aynı adlı filmle başlayan beyazperde serüveninde yine pier paolo pasolini'nin filmleri önemli bir yer tutuyor.

    (bkz: mamma roma)
    (bkz: edipo re)
    (bkz: i racconti di canterbury)
    (bkz: il decameron)
    (bkz: il fiore delle mille e una notte)

    çalıştığı diğer yönetmenler arasında bernardo bertolucci, elio petri, francis ford coppola ve pupi avati gibi duayenler de var.
  • ekşide kendisi hakkında sadece 2 entry girildiğini merak ettiğim sinema oyuncusu. kendisini, sinemaya pasolini kazandırmıştır. hem pasolini'nin hem de citti'nin ilk filmi olan, çok sevdiğim (bkz: accattone!) filmindeki rolünü oldukça başarılı oynamış, hem de başrol oyuncusudur bu filmde. kendisine, adının yerine dilenci (italyanca acattone) denilmesini tercih eder, dilencilik yapmamasına rağmen.

    pasolini, marksist olduğunu bolca dile getiren biriydi. acattone'yi çektiğinde marksistler tarafından, filmde marksizmi övmemesi ile bu filmin bir siyasal sol mesajı kaygısı gütmediği için eleştirilmiştir ama filmde, 2. dünya savaşı ve faşist yönetim sonrası italya'da kapitalizm ile yükselen ekonomik problemlerin, halkı; yaşamak için hayat kadınlığı, hırsızlık, mafya adamlığı ya da pezevenklik yapmaya zorladığının gösterilmesi, statüko ve kapitalizm eleştirisi değil de nedir?

    filmde yer yer dini değerlerin, hayatın yok olduğu, hayatta kalmak için insanların ne yapacağını şaşırdığı bir ülkede insanlarca kutsallığını yitirdiği ve insanların gözünde değerini yitirdiğini de gösterir bize pasolini.

    "diğer yandan filmde hristiyanlığa, daha doğrusu dine esaslı dokundurmalar var. en başta, accattone’nin pazarladığı ilk kadının adı maddelena. sanıyorum ki bu isim mary magdalena’yı, yani bizim bildiğimiz adıyla mecdelli meryem’i çağrıştırmakta ve böylelikle meryem’in fahişelikten vaz geçerek isa’nın yanında yer almasına bir yollama niteliğinde. ayrıca filmin bir çok sahnesinde “açları himaye eden bir aziz yok mu? varsa 200 liret versin” veya “bu açlığa dayanamıyorum, isa bile olsa dayanamazdı” gibi sözlerle dine giydirmeler de var.

    ancak öyle gariptir ki bütün bunlar kiliseyi ayağa kaldırdığı gibi, marksistlere göre olaylara dinsel bir bakış açısı getirdiği yolunda eleştiriler almış. bunlara katılmak ve pasolini’nin marksistliğini veya ateistliğini böyle sorgulamak mümkün değil."
    (tırnak içinde yazılan son pasaj, oldukça beğendiğim bir inceleme yazısından alınmıştır.)

    görsel

    incelemenin tamamını okumak isterseniz: sinsinsinema
hesabın var mı? giriş yap