• pasolini'nin yine toplumsal sorunlara değindiği, eski hayat kadını bir anne ve oğlunun nasıl saklanmaya çalıştıkları ve onları takip eden eski,yeni sorunları anlatan ve geleceğe ışık tutan filmi.
  • pasolini'nin mamma roma'sı, accattone'si ve fellini'nin le notti di cabiria'sı aynı gece üç film izleyelim diyen insanevlatları için güzel bir kombinasyondur.

    accattone bir pezevengin, diğer ikisi hayat kadınlarının hikayesidir. pasolini'de sokaklar sert ve acımasızdır, insanların yaşamak zorunda bırakıldıkları koşullar onları sert ve acımasız olmaya zorlar. karakterleri stratejik düşünürler. fellini'de hayat acımasız olabilir ama umut kaybedilmez, cabiria hayal kurar, azizlerin ruhuna dua eder, saftır, inanır, aldatılsa ve yerlerde sürünecek hale gelse bile gözyaşlarını silip tekrar gülümser.

    fellini'de dünya masalsıdır, cabiria bir geceliğine külkedisi olup zengin bir film yıldızının evine girer, sabah güneş açarken yalınayak evine yürür. ama bir geceliğine ve sonunda hüsrana uğrasa bile bir masal dünyasına girer.

    pasolini'de insanlar tıkıldıkları şartların içinden çıkamazlar, duvarlarla örülüdür etraf.

    pasolini'yi izleyince topluma isyan eder insan, fellini'yi izleyince insanlara sevgi ve güven duyar.
  • en hikayeli passolini sineması. öteki filmlerinden, rengarenk üçlemesi dahil, daha film. aşık türkan şoray'lı türk filmlerinde eksik olan, sistemden çok hükümet eleştirisini de yapan sıcacık passo filmi.
  • mamma roma bir fahişenin sınıf atlamaya çalışmasının trajik hikayesidir… yaşı hayli ilerlemiş ve biriktirdiği paralarla kendine iyi muhitte ev satın alarak o çevreye kendini kabul ettirmeye çalışan ancak hayata karşı tamamlayamadığı eksiklikleri yüzünden kaderinden kaçamayan bir kadının dramıdır da aynı zamanda…

    16 yaşındaki oğlu ettore’yi yanına alarak yeni, temiz ve lekesiz bir hayata başlama hayalleri kuran mamma roma bunun ilk ayağını başarıyla geçer. tek sorun ettoredir ve ettore için uygun bir iş arama endişesi de mamma roma’ya düşer. bin bir düzenbazlık ve numaralarla oğlunu bir işe yerleştirir. mamma roma başarmıştır adeta…hayatındaki tüm olumsuzlukları geçmişini geride bırakmış oğlu da gelecek vadeden para kazanacağı bir iş bulmuştur… ancak geçmişin keşmekeşinden kurtulmak bu kadar basit olmayacaktır … kısa bir süre sonra sorunlar baş göstermeye başlar…

    ettore eski hayatındaki gibi haylaz serseri arkadaşlar edinmiş ve zaman zaman hırsızlıkta yaparak para kazanma yolunu çoktan bulmuştur. bunlardan habersiz mamma roma kendi sorunlarıyla boğuşmaktadır… eski hayatındaki pezevengi çıkagelmiş, ne olursa olsun para bulmasını aksi halde geçmişini ettoreye anlatacağı tehditlerini savurmaya başlamıştır. tüm yaşananlar yaklaşmakta olan kaderin onlara getirmekte olduğu felaketlerinin de habercisi gibidir… kaçış yoktur…

    roma açık şehirden tanıdığımız anna magnani harikalar yaratmış filmde o kahkahaları doğal oyunculuğu dörtdörtlük bir performans sergilemiş… (söylemeden geçemeyeceğim özellikle filmin başlarında bir sahne vardı düğünde tarafların birbiriyle şarkılı atışmaları izleyen arkadaşlar bilir bence filmin en güzel karelerinden biriydi harikaydı hatırladıkça gülerim)

    pasolini bu filmde bildiğimiz pasolini değil ne kiliselerle uğraşıyor ne papazlarla ne de sistemle belki biraz sisteme dokundurmaları var ama o kadar özellikle bir mesaj verme gayesi yok şaşırtıcı bir pasolini filmi. pasolini’nin eleştirilerini nüktelerini dokundurmalarını, saldırganlığını, şiddetini, nefretini, erotizmini seven arkadaşları şimdiden uyarayım hiçbiri yok bu filmde sade bir dram var karşımızda sosyal bilinci tamamlamadan sınıf atlamak istemenin acı sonucunu gösteriyor pasolini aynı zamanda da filmografisinin en önemli filmlerinden birine imza atıyor... pasolini kamerasından farklı ve güzel bir film izlemek isteyenlere...
  • anna magnani' nin kendisine aşık ettiği film .filmin başında ki düğünde başlayan mamma roma' nin kahkahaları filmde sık sık yer alır.
    sahi aşk bu kadar akıllı bir kadını bile aptallığa sürükler mi diye de düşündüm filmi izlerken ve violino tzigano çaldığı sıralarda mest oldum. filmden aklımda kalanlar bunlar olmuş izledikten 2 yıl sonra.
  • yaaa, bu mamma roma (1962) daha başında üzdü, hüzünlendirdi. kırda veya daha pastoral bir şehirde büyüseymişim, istanbul'un karanlık koridorlarında değil açık alanlık genç olsaymışım. aynı kırsal açıklığı, sertlikle bezeli sıcaklığı çocukluktan biliyorum. ama bu gençlerin görüntüleri onların geçmişini benim kayıp cennetim yapıverdi. cız etti. bir edebiyat eseri gibi başlangıç bölümleri.

    mamma roma'nın diğer roma filmlerine nanik yaptığını bilemiyorum. özyaşamöyküsel tarafı pasolini ile annesinin yakınlığı, iç içeliğiyle bezeli. çocukluğunun kırlarını da o kayıp cennet olarak yaşıyor; açık şehir, yıkık sur (kırık fallus?) roma 1962'de büyük oranda kırmış. dramatik gerilim accattone'de daha fazla; bu film daha çok şiir, ağıt, anılar ağıtı. yitip giden öteki yaşama, büyümeye ve pisliğe katılmak zorunda olmaya, kurtulamadığımız geçmişe, bizi ağda tutan dinamiklere. ölen genç çocuk olduğu kadar annesi. anna magmini elbet güzel oynuyor. accatone'nin oyuncuları burada da da yarıdan fazla rolü paylaşmışlar. genç erkek ettore garofolo özellikle başarılı. bir öne çıkan da ilk aşk bruna karakterinde silvana corsini. anna magnani'den rol çalmış diyecek kadar beğendim. ayrıca hayırsız baba, accattone'den beri düzey düşürmeyen ve hala pezevengi oynayan çok iyi bir oyuncu franco citti.

    filmin adı özyaşamöyküselliğini gayet iyi yansıtıyor. "mamma roma homo-catholicommunism" dese tastamama yakın olurdu. bir başka şiirsel filmi için (bkz: il vangelo secondo matteo).
  • mamma roma rolündeki anna magnani, oğlunun iyiliği için kirli geçmişinden kurtulmaya çalışan orta yaşlı bir hayat kadınını canlandırıyor. güçlü italyan yeni gerçekçilik geleneğine bağlı kalarak çekilmiş olan mamma roma, ikinci dünya savaşı sonrası italya’sında hayatta kalma mücadelesine korkusuz bir bakış sunuyor ve yönetmen pier paolo pasolini’nin ötekileştirilmiş ve mülksüzleştirilmişlere karşı hayat boyu duyduğu ilginin altını çiziyor. gösterildiği tarihte müstehcen olduğu gerekçesiyle italya’da yasaklanmış olsa da mamma roma bugün hala bir klasik olduğu gibi sinema tarihinin en büyük aktrislerinden birinin güçlü performansı ile ülkenin, üslubunu bulma sürecindeki en tartışmalı yönetmenine bir bakış sunuyor.
  • anna magnani'nin açılış sekansından filmin son karesine kadar muhteşem oyunculuğunun verdiği haz ile seyirciyi koltuğa mıhlayan film.
  • 1962 yapımı bir film. planlı ekonominin galebe çaldığı, bölgesel farklılıkların venoni planıyla nafile ortadan kaldırılmaya çalışıldığı 1950'li yıllar italya için nasıl ki kalkınmanın ve geleceğe umutla bakmanın devriyse 1960'lar sonundan itibaren tersi yaşanmıştı, yani dekadans. hatta bu döneme özel bir isim de verdiler, anni di piombo olarak adlandırır italyanlar. filmin de böyle bir sosyal ve ekonomik ortamda zuhur ettiği her halinden belli.

    büyük çoğunlukla parco degli acquedotti'de geçiyor. bir hocam nerede eski bir roma fotoğrafı ya da tasviri görse "eskide kalmış bir roma" diye iç geçirir. roma'ya taşınalı alt tarafı bir sene olmuş, yine de filmi izlerken bana da geldi o his.

    ev sahibimin ve genoalı yakın bir arkadaşımın adı da ettore. bu kişileri artık her gördüğümde anna magnani'nin "ettore! ettore!" diye ciyaklamasını hatırlayacağım. yalnız, ben bu ettore'ye neden kafayı sıyırmış muamelesi yaptıklarını anlamadım. çocuk alt tarafı bir saat çalmış. neyse.

    ayrıca o bruna'nın koltuk altı ne pisti öyle yav.

    edit: bu arada kelime sonlarında yaptıkları kısaltmalara bakarak romana diyalektiğini nasıl olduğunu tanımak isteyenler konuşmalara dikkat kesilebilir. bu benim gibi yeni başlayanlar için anlaması kolay bir italyanca değil.
hesabın var mı? giriş yap