• berlinale 2016da altın ayı ödülünü almış belgesel tarzı bir film.

    yönetmeni gianfranco rosi "düşüncelerim şu anda lampedusa'ya ulaşamayan insanlarda. bu ödülü lampedusa'daki insanlara adamak istiyorum. 20-30 yıldan beri oraya insanlar geliyor. lampedusa'daki insanlar bu diğer insanlara kalplerini açtılar." sözleriyle bir merak uyandırdı. benim için en kısa zamanda izlenmesi gerekenlerde başı çekiyor.
  • türkçe'ye denizdeki ateş olarak çevrilen kurgu-belgesel film... etkileyici sahnelere sahip ödüllü bir film olmakla birlikte eleştirmek isterim. yönetmen muhtemelen çıplak gerçeği sunduğunu düşünerek ayrıca bir hikaye anlatma ihtiyacı duymamış. fakat bu sefer de, birer istatistikten öteye geçemeyen mültecileri bir kez daha, görseller üzerinden nesneleştirme hatasına düşmüş. çok sayıda kaçak göçmen görüyoruz filmde ama hepsi bu... hatta bir kısmının cesetlerini görüyoruz ki, bilmem bu cesetler göçmenlere ait olmasa bu kadar kolay, tartışmasız sunulabilir miydi bir gösterimde... öyle sanıyorum ki, bu küçük adadaki birbirinden kopuk paralel yaşamları da göstermek istemiş yönetmen ama ortada bir hikaye olmadığı için eklektik bir sunumdan öteye de geçememiş sanki. nihayetinde filmde de olduğu gibi, bir radyoda iki şarkı arasında verilen sayılardan ibaret olan kaçak göçmen meselesine o radyo haberi kadar uzak kalmış.

    eleştirilerim baki ama berlin'den büyük ayı ödülü ile döndüğünü bir kez daha hatırlatmalı...

    edit: büyük ayı --> "altın ayı" elbette. (teşekkürler kahmut)
hesabın var mı? giriş yap