goodness gracious me

• britanyadaki asyalıların (özellikle hint ve pakistanlı) kendileriyle dalga geçtiği kült bbc dizilerinden.
• sophia loren ve peter sellers in beraber söyledikleri bir şarkı.
  şarkıda sellers in hint aksanı da dikkati çekecek niteliklerdir.
• cuma geceleri saat 01:00'de bbc'de oynayan, küçük skeçlerden oluşan, söylenen herşey anlaşılamasa da insanı gülmekten kırıp geçiren komedi dizisi.
• bir ülkenin azınlıklarının kendileriyle dalga geçebileceklerini bize gösteren, diğer bir örneğinin belki de in living color olabileceği skeç programı. hintlilerin aile değerleri, ingiltere'de yaşadıkları kültürel afallamalar vs. harika bir biçimde tiye alınmaktadır. bizde bir benzeri yapılsa memleket iç savaşa sürüklenir.
  
  bir de ingiltere'de yaşayan hintli baba oğul muhabbeti vardır bunda. baba hint kimliğini elden bırakmamak için çocuğa sürekli herşeyin hindistandan çıktığını savunur.
  
  -baba çok zor bir karar verdim. ben hıristiyan olcam.
  -aferim çocuğum, seni alkışlıyorum bu kararında.
  -(dumur) nasıl yani?
  -e oğlum bildiğin gibi isa hintliydi
  - ??
• 1960 yapimi "the millionairess" isimli filmden bir sarki. sophia loren ve peter sellers'in birbirlerine ilan-i ask ettikleri andir filmde
• sinema tarihinin gelmiş geçmiş en eğlenceli düetlerinden birisidir, hastasıyım. insanın doktorculuk oynası geliyor mirim;
  
  loren: oh doctor, i'm in trouble
  sellers: well, goodness gracious me
  loren: for every time a certain man
  is standing next to me
  sellers: hmmmm?
  loren: a flush comes to my face
  and my pulse begins to race,
  it goes boom boody-boom boody-boom boody-boom
  boody-boom boody-boom boody-boom-boom-boom,
  sellers: oh!
  loren: boom boody-boom boody-boom boody-boom
  sellers: well, goodness gracious me
  sellers: how often does this happen?
  when did the trouble start?
  you see, my stethoscope is bobbing
  to the throbbing of your heart
  loren: what kind of man is he
  to create this allergy?
  it goes boom boody-boom boody-boom boody-boom
  boody-boom boody-boom boody-boom-boom-boom,
  sellers: oh!
  loren: boom boody-boom boody-boom boody-boom
  sellers: well, goodness gracious me
  sellers: from new delhi to darjeeling
  i have done my share of healing,
  and i've never yet been beaten or outboxed,
  i remember that with one jab
  of my needle in the punjab
  how i cleared up beriberi
  and the dreaded dysentery,
  but your complaint has got me really foxed
  loren: ohhh!
  loren: oh doctor, touch my fingers
  sellers: well, goodness gracious me
  loren: you may be very clever
  but however, can't you see,
  my heart beats much too much
  at a certain tender touch,
  it goes boom boody-boom boody-boom boody-boom
  boody-boom boody-boom boody-boom-boom-boom,
  sellers: i like it!
  loren: boom boody-boom boody-boom boody-boom
  sellers: well, goodness gracious me
  sellers: can i see your tongue?
  loren: aaah!
  sellers: nothing the matter with it, put it away please
  loren: maybe it's my back
  sellers: maybe it is
  loren: shall i lie down?
  sellers: yes
  loren: ahhh
  sellers: my initial diagnosis
  rules out measles and thrombosis,
  sleeping sickness and, as far as i can tell,
  influenza, inflammation,
  whooping cough and night starvation,
  and you'll be so glad to hear
  that both your eyeballs are so clear
  that i can positively swear that you are well,
  ja-ja, ja-ja-ja-ja^*
  loren: put two and two together,
  sellers: four,
  loren: if you have eyes to see,
  the face that makes my pulses race
  is right in front of me
  sellers: oh, there is nothing i can do
  for my heart is jumping too
  beraber: oh, we go boom boody-boom boody-boom boody-boom
  boody-boom boody-boom boody-boom-boom-boom,
  loren: goodness gracious,
  sellers: how audacious!
  loren: goodness gracious,
  sellers: how flirtatious!
  loren: goodness gracious,
  sellers: it is me
  loren: it is you?
  sellers: ah, i'm sorry, it is us
  beraber: ahhh!
• (bkz: great balls of fire)^***
• bbc'de dizi olanının bir bölümünde şöyle bir diyalog geçer:
  
  kadınla erkek bir restoranda yemektedirler:
  
  e: do you believe in pre-marital sex?
  k: sure..
  e: ok..i'm getting married next week, can we shag now?
  
  türkçesi:
  
  e: evlilik öncesi cinsel ilişkiye inanır mısın?
  k: (biraz şaşırarak) tabii..
  e: harika. ben haftaya evleniyorum şimdi sikişebilir miyiz?
• hayatimda hic pakistanli, hintli arkadasim olmamasina ve britanya'da bulundugum sure toplami 10 gunu gecmemesine ragmen gulmekten aglamama neden olan dizi.
  
  yine her yurdum insani gibi tuvalette dusunurken aklima bu diziyi turkiye'ye uyarlayip cekme fikri geldi. hani gocmen komedisi degil de azinlik komedisi yapilabilir mi, diye dusundum. ne bileyim ermeniler, rumlar, museviler, hadi olmadi aleviler, olmadi kurtler, o da olmazsa lazlar vb. kendi kendileri ile dalga gecseler filan. sonra bi anda ayildim. direkt ic savas cikar herhalde.
  
  boylece bir fikrimin ustune daha sifonunu cekerek dizinin orijinali ile yetinmeye karar verdim.
• (bkz: sanjeev bhaskar)