hüdayınabit
-
kendi kendine biten bitki...
-
(bkz: nabit)
-
bak sen su allahin isine tarzinda yetişmiş bitki
-
ekilmeden biten ot veya ağaç.
hiç bir talim ve terbiye görmemiş adam.
http://www.maxtr.com/icerik/osmanlica/h.html
bir zamanlar yeşil kod adlı mahmut yıldırımın söylediği laf. -
eğitim görmemiş, kendi kendini yetiştirmiş kimse.
-
süleyman çobanoğlu'nun mükemmel şiirlerini barındıran kitabı.
http://www.dunyabizim.com/news_detail.php?id=2074 -
başucu kitabımdır. uykuyu reddettiğim gecelerde üzerinden bir fasıl geçtiğimdir. kaleyi ta içten fetheden şiirlerden mürekkep, şiirler çağla ile başlayan süleyman çobanoğlu şiiriyle ünsiyetimin -dilerim şimdilik - son burcu kitap.
ismet özel dedi diye sevmiş, bağlanmış olabiliriz ama benim için ibrahim tenekeci'nin süleyman çobanoğlu şiiri için attığı işaret fişeği de çok önemlidir. yıllar evvel, kırklar'ın arka kapağında, şairin kendi resminin altında "bir sırçadır her şiir, ağır gülleler taşır, / kalın kesikler bağlar ince ibrişim bağla / çünkü yürek yangını kirli buzla dalaşır / şiirler çağ'la"
satırlarını görmüş olmamız yetmişti. hüdayınabit o vakit ekilen tohumun bu zaman yeşermesi gibi açıyor içimizde.
peki namutenahi cizgi bugün buralara nerelerden geçerek geldi? kimsenin kalbi'nden elbette... -
devlet içinde, hesap vermeyen, başına buyruk, müstakil bir kurum ya da birim.
ilgili kavram: (bkz: accountability)
tema:
(bkz: siyaset bilimi/@derinsular)
ilgili diğer tema:
(bkz: osmanlıca/@derinsular) -
anlamı itibarıyla benim çok içime dokunan farsça sözcük. öyle kendi kendine yetişen, kendi kendine hayata tutunan, tek başına ayrık kalanlara söylenir.
sanırım birebir kelime çevirisi "hüda + nebat" yani "allah'ın otu"... :)) -
kendi kendine yetişen bitki anlamında bileşik kelime. bileşenlerine bakalım:
huda: farsça tanrı
nabit: nebat kelime kökünden; bitki
ayrıca (bkz: aramaya inanmak) (bkz: hüdayınabit)
ukteyi veren unbeknown the black
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap