• israilde elçilik yapmakla görevli zatın bilmesi gereken lisanların başında gelen lisanı bilmemesi.
    abesle iştigal olacak olan dil eksikliği. sonra adamlar mazallah ibranice kabalaşmışlar, makara kukara yapmışlar, ibranice bilseydin sana bunu yapamazlardı değil mi. bir ülkenin elçisinin gittiği ülkenin lisanını bilmesinden daha büyük bir zaruret olabilir mi?
  • japonca yada kırgızca bilmeyen elçiden farkı yoktur. büyükelçiler bulundukları ülkede hayat boyu görev yapmazlar bu nedenle her büyükelçi atadığımız yere oranın dilini bilen elçi atamamız mümkün değildir. ha belli bir süre aynı yerde görev yapan büyükelçiler oranın dilini zamanla öğrenebilir bu da zaten hayatın akışına uygun bir harekettir.
  • pek cok dunya devletinin disislerinde, gidecegi ulkenin dilini bilmek bir "tercih edilme" sebebi iken, bizim gibi ingilizceyi fransizcayi hakkiyla (hakkiylanin altini ciziyorum) konusan elemani parmakla gosterilen bir disislerinin israil'e rahatlikla gonderebilecegi elcidir kendisi... vakti zamaninda, babamin anlattigi bir anekdotu da buraya not dusmekte yarar var. gorev yaptigi bir yerde, buyukelcilere verilen yemeklerde, turk ve yunan elcilerinin hep yanyana oturdugunu (muhtemelen oturtuldugunu, protokol diye bir sey vardir herhalde) ve diger elciler, birbirleriyle hem bulunulan ulkenin hem de birbirlerinin dillerinde muhabbet ederken bu ikisinin, sadece kendi aralarinda ingilizce ve az bucuk turkce ile vakit gecirdigini anlatmisti... diger yandan bazi ulkelerin otomatik olarak avantajli oldugunu da belirtmek gerek. ispanyolca, fransizca gibi dilleri bilmek, pek cok ulkenin resmi dilini bilmek anlamina geliyor elbette.
  • o değil de, hadi bilmiyor diyelim, ömür boyu israil büyükelçisi olarak kalacak değil ya -ha bilenlerin arasında seçilse diyecektim ama pardon türkiye'de yaşıyoruz- yanında ibranice bilen bir tercüman da mı yoktu da adam kendisini aşağılarken pişmiş kelle gibi sırıtmayaydı. hani diplomatik teamüllerden, protokollerden anlamam, diyelim yanında tercüman olması yasaktı filan, e bunlar hangi dilde anlaşacaklardı? neyse uzatmayayım, demem o ki kendisi türkiye cumhuriyeti israil büyükelçisidir.
  • başka ülkelere gönderilen elçilerle kıyaslanması abesle iştigaldir. israil'de görev yapan elçi ibranice bilmeli, bilmiyorsa da bu tarz toplantılarda yanına bilen bir görevli almalıdır. yahu hiçbir şey yapamadın, orada konuşulanları anlayacak kadar öğren de rezil rüsva olma...
  • gayet normal sıradan bir elçidir.. örneğin arjantin'de görev yapan kanada'lı bir elçi olabilir bu kişi.. ya da onu da geçtim oğlan tarafınca kız tarafının ağzını yoklasın diye misafirliğe yolladığı bir elçi de olabilir.. adam ibranice bilse ne olur bilmese ne olur.. kızı başlık parası istemeden mi verecekler oğlan tarafının elçisi ibranice biliyor diye.. sonuç olarak dünya üzerindeki bütün elçilerin ibranice bilmesi gerekmemektedir..

    ama israil'de görev yapan bir başka ülke elçisinin ya da özellikle büyükelçisinin ibranice bilip bilmemesi tartışılabilir bir konu tabii..

    (bkz: israil'deki türk büyükelçisinin ibranice bilmemesi)
  • sene 1998 marks and spencer da sütyen sattığım seneler. tunalıdaki şube açılalı daha 6 ay anca olmuş. malum bilimum elçilikler tunalı etrafında konuşlanmıştır.çek büyükelçisinin eşi geldi , kadın almanca biliyor, ben ingilizce işaret dili ile anlaşıyoruz. (almanca bilen part time elemanların o gün dersleri var onlar mağazada değil) sonra devamlı müşterim oldu kadıncağız pek deşeker incelikli bir hanım bir iki kelime öğrenip gelmiş sonraki gelişlerinde kocam türkolog ama ben bilmiyorum şu numaradan şunu ararsan o türkçöe bilir benim siparişim gelince haber verir misin demişti. adamlar türkiye'ye türkçe bilen adam yolluyorlar diye düşünmüştüm. sonuçta 3-5 sene kalıyorlar bilmese bile o süreçte öğrenmemesi ayıp bir elçinin yaşadığı ülkenin dilini.
  • ülkemizdeki yabancı elçilerin yüzde 99'unun türkçe bilmemesi kadar tabiidir.
  • aklima, seneler once mail olarak gelen ve gercekligini o zaman teyit etmedigim, ama simdi de teyit edebilir miyim bilmedigim bir haberi getiren elcidir.

    "isviçre polisi sokakta bagira çagira elele gezen bir gruba ‘izinsiz gösteri’ yaptiklari iddiasiyla müdahale etmis. eylemci sanilanlarin ilo toplantisi için cenevre’ye giden ama dil bilmedikleri ve kaybolmaktan korktuklari için elele gezen türk sendikacilar oldugu anlasilmis…

    (bu arada abd’nin 40, almanya’nin 30 kisiyle katildigi toplantiya bizden … 150 temsilci gitmis.)

    bugün, 22 haziran"
hesabın var mı? giriş yap