• sade'ın justine erdemli kalmayı öyle abartır ki bir yerden sonra "orospu olsa daha iyi" diye geçirirsiniz içinizden. nedense bana sevimsiz gelmiştir.
  • marquis de sadein en onemli romanlarinda biri olan ve sosyal ogreti, ahlak, aile kurumu gibi bi takim degerleri iyiden iyiye dusunmemize sebep olan yapit. romanin icerdigi siddetin boyutlari bazen kitabi okumama istegi uyandirsada justinin* ile kadresinin sectigi ve birbirine taban tabana zit iki yol ve bunlarin hangisinin toplum tarafindan erdemli bulundugu ve mahremin igrencliklerinin kimi zaman nasil mesrulasabilecegi uzerine ilginc gondermeleri olan kitap. ozellikle neitzchenin ahlak ustune soylemis olduklari esliginde okunup dusunulurse daha bi farkli hale gelebilir.
  • ulan bu kadar da erdem düşkünü olunmaz ki, bu kadarda tanrı sevgisi olmazki bi insanda -sen salaksın kızım.. kitabı okurken en çok güldüğüm kısım -gülme yanında yuh ulan şimdi sırası mı dediğim therese*in kilise diye gittiği daha sonra ordaki şehvet düşkünü keşişlerin inziva evine düştüğü yerde bir keşişle aynı oda içerisinde - ki bu keşiş en sadistleri, sopayla felan girişiyo- keşiş therese ile başka bir hatunu döverken birden therese bir soru sorar erdem ile ilgili.. işte bu anda keşişe nolduysa artık sen işini, gücünü, zevkini bırak hatunla kırk saat diyaloga gir, rahat bi 6 sayfa vardır herifin konuşması acayip baydıydı. böylede bir anektodu vermeden geçmiyim dedim. ii mi oldu bilemem.
  • kız arkadaş tavsiyesi ile okuduğum, hassiktir sözleri ile irkildiğim kitap.
  • kitap sade'in "justine" isimli eseridir aslinda. yeni cevirisini kitapcilarda bulmak mumkundur ki bu bahsi gecen versiyonuyla acinacak derecede alakasizdirlar. yine de ben severim hani o ince uzun komik versiyonu da... ayri bir tadi vardir, ucuzluguyla...
  • sade, justine'yi ilk yazdığında kitabın alt başlığı bu imiş. lakin kitap toplatılıp yakılınca markinin kafası fena atmış, kitabı yeniden yazmış, daha bir hard yapmış, "beni can vermek zorunda kalacağım hayaletler yaratmaya ittiniz" diye not düşmüş. yeni justine'nin alt başlığı "erdemin getirdiği felaketler" olmuş.
  • en ufak bir acıma, en ufak bir merhamet göstermeden beynimin ırzına geçildiği dakikalar-saatler boyunca içimdeki erdemi besleyen iyimserliği kaybetmeden sükunetimi korudum. bugüne kadar henüz görmediğim, duymadığım ve en önemlisi okumadığım bir dünyanın varlığı ya da varolma ihtimali zihnimin karanlık dehlizlerini daha da karanlık kılarken ilahi adaletin komedisini sanki bir kabareymiş gibi canlandırdım zihnimde.

    zavallı insanların nasıl daha da zavallılaşabildiğini duygusuzca izlediğim o anlarda engelleyemediğim tahrik oluşumdan utanmamayı öğrettim kendime. tam da onun, yani marquis de sade'ın istediği gibi erdemli olmanın taşıttığı yükü, bir kırbaç darbesiyle kopardım sadece iki günlüğüne.

    şu anda ise kendimden iğrenmemden almayı başarabildiğim bedensel hazzın yavaş yavaş etkisinden çıkarken, bu hasta ruhluluğun haketmiş olduğu belayı acı bir şekilde tatmış olduğu gibi, onu hunharca mahkum edenlerin ruhlarını selamlıyorum. asıl kahramanlar onu yaşatacak ortamı sağlayanlardır.
  • marquis de sade, bu kitabın bir yerinde, yazıldığı 1787 yılından ziyade daha çok günümüz dünyasını tasvirleyen, uygarlık ve doğanın beraber oluşturduğu parabolün insanoğluna getirileri ve götürüleri ile ilgili bir tasvir çizmiş.

    buyrun bir de oradan yakınlaşın dünya düzenine !

    "şunu da iyice kafana sok, uygarlık doğanın kuruluşlarını alt üst ederken yine de haklarını elinden almadı, doğa temelde güçlü ve zayıf kişiler yarattı, amacı bunların güçlüye bağlı olarak yaşamasıydı, her zaman kuzunun aslana, böceğin file boyun eğdiği gibi, insanın yeteneği ve aklı kişilerin durumlarını değiştirdi. artık toplum sınıflarını saptayan fiziki güç değildi, bunun yerini zenginlik almıştı. en zengin adam en güçlü adam oldu, en yoksuluysa en zayıf insan oldu, bunun yanısıra kudreti, güçlünün zayıf üzerindeki önceliği her zaman doğanın yasaları arasında yer aldı, zayıfı köle eden zincirin en zengin ya da en güçlünün elinde olması ve en zayıf ya da en yoksulu ezmesi onun için hiçbir şey değiştirmez."

    -bu havalar bizim memleketi de andırmıyor gibi değil-
  • "justine, ou les malheurs de la vertu"
    marquis de sade'in "justine: erdemle kırbaçlanan kadın" adlı romanının tam adı.
    (bkz: justine)
  • sade'ın, " justine ya da erdemle kırbaçlanan kadın"ı.
    bastille'de yazmaya başladığı kitap...
    serbest bırakıldığında paris’te yayımlanır.
    kitap imzasız olarak basılır fakat "bunu olsa olsa sade yazmıştır" dendiğinden olsa gerek, yazar tutuklanır.

    http://desade.free.fr/justine/justine.html

    edit: bi yerini bulamadı bu entry de.. kardeşim kurcalamasanıza alalalaaa.
hesabın var mı? giriş yap