*

  • yazar murakami, bir kitaba başlarken sadece cümlelerle başladıgını ve kitap ilerledikçe hangi yöne sapacagını yazarak gördügünü söylüyor; ki bu roman da bir nevi bu durumun ıspatı. oedipus'un laneti ve bilincaltindan durten hayaletlerle ve geldigi gibi giden seks sahneleriyle, metni, direk nüfzeden bir nesneye dönüştürüyor. benim de bunu yazarken midem bulandı. ama onun bulanmıyor. çünkü, analize dayalı degil hayalgücüne yaslanan sahneler akıyor. çok güzel bir kitap degil, ama amerikan vidyo filmlerinin yüksek görüntü kalitesi ile ve herhangi bir bagcıklama mecburiyetine düşülmeden yeniden tüketiciye sunulmasının yarattıgı etkiyi veriyor. odipal cinsellikte ürkek oluşu kötü, masturbasyonda başarılı. duygusal gerilimde çelimsiz, orman ve yalnızlık ve kaybolmak ve izolasyon çözülmelerinde ise enfes.
  • oedipus olayinin biraz fazla abartildigi kitap. kompleksin kendisinin bu kadar acik acik ve cokca vurgulanmasi acikcasi akiciligini azaltiyor bu kitabin. insanin "eh, eytere bea!" cekesi geliyor. halbuki soyle ustu kapali kapali verilse, yavas yavas sezdirilse daha guzel olabilirmis. ayni sey kitabin icinde gonderme yapilan bircok oyku icin de gecerli. murakami sanki begendigi birkac oykuden/efsaneden cumleler toplamis da onlari birlestirmeye calismis gibi. bunlarla beraber metafizigin icine basariyla gomulebildigi romanlardan degil kesinlikle. egreti bile duruyor denebilir.

    yine de guzel kitap, surukleyici. kafka olunasi.

    (bkz: for the time being)
    (bkz: metaphorically)
  • icerisinde "the world is a metaphor" vecizesi gecen kitap.. murakami'nin en iyi eserlerinden biri.. ama yine de benim gonlumde imkansizin sarkisi'ni gecebilmis degil.. ha, zemberekkusu'nun guncesi'yle yarisir.. turkceye bundan sonra cevrilecek murakami kitabi bu olur diye dusunuyorum.. bu kitabin pek leziz bir ingilizce audio book'u da bulunuyor bu arada..
  • ingilizce adı kafka on the shore olan haruki murakami romanı. kafka tamura adındaki ergenin evden kaçarak annesini aramaya başlamasını anlatan, sıradışı bir romandır. murakami'nin 21. yüzyılda şu ana kadar yazdığı en iyi romanıdır.
  • herkesin hayatinda zaman zaman icine cekildigi girdabi su sozlerle cok da guzel anlatmistir murakami.

    "sometimes fate is like a small sandstorm that keeps changing directions. you change direction but the sandstorm chases you. you turn again, but the storm adjusts. over and over you play this out, like some ominous dance with death just before dawn. why? because this storm isn't something that blew in from far away, something that has nothing to do with you. this storm is you. something inside of you. so all you can do is give in to it, step right inside the storm, closing your eyes and plugging up your ears so the sand doesn't get in, and walk through it, step by step. there's no sun there, no moon, no direction, no sense of time. just fine white sand swirling up into the sky like pulverized bones. that's the kind of sandstorm you need to imagine.

    and you really will have to make it through that violent, metaphysical, symbolic storm. no matter how metaphysical or symbolic it might be, make no mistake about it: it will cut through flesh like a thousand razor blades. people will bleed there, and you will bleed too. hot, red blood. you'll catch that blood in your hands, your own blood and the blood of others.

    and once the storm is over you won't remember how you made it through, how you managed to survive. you won't even be sure, in fact, whether the storm is really over. but one thing is certain. when you come out of the storm you won't be the same person who walked in. that's what this storm's all about."
  • ismi "kafka on the shore" olsa da, hatrima deniz kiyisindaki kafka resminden ziyade, nakata ve onun unagi tutkusunu getiren murakami haruki romani.

    “yes, unagi is something special. it is so different from other kinds of fish. there are many kinds of food in the world, but there is no substitute for unagi. nakata thinks there’s nothing better than unagi.”

    "all my siblings live in big houses, and they eat unagi. i’m the only dumb one in my family.”

    "thank goodness, i sometimes get a chance to eat unagi. nakata really loves unagi.”
  • ironiyi şahane bir sekilde tanımlayan kitap.

    “but irony deepens a person, helps them mature. it’s the entrance to salvation on a higher plane, to a place where you can find a more universal kind of hope. that’s why people enjoy reading greek tragedies even now, why they’re considered prototypical classics. i’m repeating myself, but everything in life is metaphor. people don’t usually kill their father and sleep with their mother, right? in other words, we accept irony thorough a device called metaphor. and through that we grow and become deeper human beings.”
  • hayranlıklar içinde okurken kendimi hazırlayıp, genişçe okuyup düşünebilmek üzere sonunu cuma akşamına bıraktığım ve fakat şaşkınlıklar içinde kalakaldığım kitap. zira elimdeki doğan kitap'tan çıkan (asla ve kat'a korsan olmayan) 1. baskı nüshası, 592. sayfanın ardından 609. sayfaya geçiyor. aradaki o çok önemli ve kritik ve tek bir kelimesini bile kaçırmak istemediğim sayfalarda ne oluyor doğan kitap söyle bana!

    elimde canım -ve eksik- kitabımla, yaptığı üretim hatası yüzünden otomobillerini geri çağıran toyota gibi bir muhatapla karşılaşmayı umar halde kalakaldım. hayatımda ilk kez eksik sayfalı bir kitapla karşılaşıyorum. bu gizemli kitabın yazarının bir şakası mı bu? sayfaları eksik olan bir kitap için nereye gitmeliyim? şikayetvar filan gibi bir merciye mi yazsam? doğankitap'tan yeni bir kitap talep edebilir miyim? üstelik bu bir üretim hatasıysa ve defolu olanı verip yenisini vereceklerini vaat etseler, elimdeki bu sayfaları yazılıp çizilmiş ve kişisel tarihçemde artık bir yeri olan nüshayı onlara geri veremem ki?

    kitabı tamamıyla okumayı başarabilseydim daha başka pek çok güzel şey yazacağım, ama şimdilik bunu ertelemek zorunda kaldığım nefis roman. murakami'nin japonlarını ve japonyası'nı daha çok sevdiğim kitap.

    ~doğan kitap'la yazışmalarım sonucunda hatasız bir kopyasını ücretsiz olarak aldım. yayıncıya teşekkürler. şimdi elimde bu kitaptan, bir tanesi 17 sayfa eksik olmak üzere 2 nüsha var. ödünç vereceğim zaman önce ilkini, sonra ikincisini veriyorum sırayla :)
  • resmen kafa yapan kitap. yalnız dikkat, 500 sayfadan fazlası üzerinizde bulunursa başınız belaya giriyormuş.
hesabın var mı? giriş yap