• gerçekliğin suistimal edilmesidir. uzun uzun anlatıp bir sürü kelimeyi suistimal etmenin anlamı yoktur. zaten öyledir, çünkü öyledir.
  • dil ve dil felsefesi ile ilgilenen kişilerin okumaktan zevk alacağını fakat özenilerek çevrilmediğini düşündüğüm bir locke kitabı.
  • tanım: john locke'ın 17. yy'da yazdığı insanın anlama yetisi üzerine bir deneme isimli eserinden derlenen kitap.

    çok basit bir dili var. çevirisi büşra erdurucan hanımefendiye ait. tek oturuşta okunabilecek hatta ikinci okuması yapılabilecek kitaplardan...

    locke'ın hoşgörü üstüne bir mektup isimli eseriyle birlikte elimde bulunan iki kitabından biri aynı zamanda.

    kitabın birkaç sayfasını yazı defterime geçirdim ve geçirmeye devam ediyorum. bazı duyguların tanımının yapıldığı bölüm ise çok net ve açıklayıcı. olduğu gibi aşağıya aktarıyorum;

    neşe , bir şeye sahip olmanın veya sahip olacağımızı bilmenin bize verdiği keyiften doğar o şeyi elde ettiğimiz zaman istediğimizde kullanabiliriz. mesela açlıktan neredeyse ölen bir insan bunun sona ereceğini düşündüğü zaman bile neselenebilir. aynı şekilde çocuklarının iyi olmasından keyif alan birisi bunu düşündüğünde neşelenir.

    keder daha uzun bir süre sahip olunabilecek bir şeyin yok olmasını düşünmekten veya var olan bir kötülükten meydana gelen rahatsızlık hissidir.

    umut herkesin kendinde bulduğu keyif veren bir şeydir ve gelecekte sahip olunacağı düşünülen hazlar üzerinedir.

    korku gelecekte başımıza gelebilecek kötülükleri düşünmekten dolayı ortaya çıkan rahatsızlık hissidir.

    umutsuzluk herhangi bir iyiliğin elde edilemez olduğunu düşünmektir. bazen rahatsizlik hissine veya acıya bazen de huzur ve uyuşukluğa sebep olur.

    öfke bir hasardan dolayı rahatsız ve sinirli olmaktır ve intikam hissi uyandırır.

    kıskançlık arzuladığımız bir şeyin bizden önce elde etmeyi hak etmediğini düşündüğümüz biri tarafından elde edildiğini gördüğümüzde duydugumuz rahatsızlık hissidir."

    önemli görüp altını çizdigim diğer bölümler;

    "bazen bedendeki bir rahatsızlık bazen de akildaki düşünceler keyif ya da acıya sebep olur."

    "arzu ne kadar fazlaysa rahatsızlık hissi de o kadar şiddetlidir."

    "yokluğu hoşnutsuzluğa veya acıya yol açmayan bir şey için kimse çaba harcamaz, bu şey en fazla geçici bir heves olur."

    "sadece aldığımız keyfe göre severiz, arzulariz, neşeleniriz ve umutlanırız."

    "keyif veren bir şeyin kaybolması acıya sebep olur."

    "eğer anlaşılmak istemezseniz önemsenmezsiniz de."

    "dili görevleri fikirlerimizi başkalarına iletmek, bunu rahat ve kolay bir şekilde yapabilmek ve bu yolla bilgi aktarımı yapmaktır. eğer bunlardan biri gerçekleşmiyorsa dil kusurludur veya suistimal edilmektedir."

    "fikirlere sahip olup fikirlerin isimlerini bilmeyenlerin kullandığı kelimeler anlamsızdır ve sadece boş sesler çıkarırlar."

    "mecaz anlamda kullanılan kelimeler ne kadar sanatsal ve övgüye değer olsalar da amacı bilgi vermek olduğu düşünülen tüm konuşmalarda onlardan uzak durulmalıdır."

    "mecazi konuşmaların bu kadar çok öğretilip beğenilmesi insanların kandırmayı ve kandırılmayı ne kadar sevdiklerini açıkça göstermektedir."

    "akıcı konuşmanın akılla alakalı ve çok konuşanların çok bilgili olduğunu düşünen birisi de muhtemelen çok zeki değildir."

    "kelimeleri açık ve düzenli bir şekilde kullanmayanlar sadece kendilerini ve diğerlerini yanlışlığa sürüklerler."

    "kullandığı terimleri belirsizlikten arından birisini gördüğümde bilgi, barış, gerçeklik konusunda hırslarına ve gururuna yenik düşmemiş bir lider olarak sayacağım."

    "anlaşılmak her zaman iyi bir şey olmasa da suç, konuştuğu dili bir şeyleri anlamaya yetecek kadar bilmeyen insandadır."
  • şuan okumakta olduğum ve kişisel gelişim anlamında insana birçok farkındalık kazandıracağını düşündüğüm kişisel gelişim başyapıtı bir kitap. yazar john locke - çeviri: büşra erdurucan
  • john locke'un önemli eserlerinden parçalar içeren, dil ve manipülasyon üzerine vurgu yapan ve ingilizce of the abuse of words ismiyle yayınlanan kitabı.

    "kitaba adını veren 'kelimelerin suistimali' başlıklı bölüm, dilin fikirlerin ta kendisi olduğunu ve insanın fikirleri nasıl elde edip özümsediğini açıkladıktan sonra, bunun aslında nasıl suistimale açık olduğunu da gözler önüne serer. böylece okuyucu, hem dilin insanın anlaması ile bağlantısını, hem de bunun yanlış kullanımının kitleleri nasıl gerçekten ve doğrudan uzaklaştırdığı hakkında fikir sahibi olur." (locke, j. 2017, kelimelerin suistimali, çevirmenin önsözü, b. erdurucan (çev.), istanbul: tefrika)

    ingiliççesi olanlar ve okurken kör olmayı göze alanlar için, kendisiyle alakalı şöyle bir metin de mevcut.
hesabın var mı? giriş yap