• merdan yanardağ'ın son döneme damgasını vuran iktidar ve cemaat ilişkisini incelediği yeni kitabı.
  • merdan yanardağ'ın son döneme damgasını vuran liberal ve sol-liberal yanaşmaların akp iktidarı ve cemaat ile girdikleri onursuz, yüz kızartıcı ittifakı tarihe düştüğü notlarla incelediği, teşhir ettiği yeni kitabı.

    kitabın çok duru bir dili var ve bütün önermeleri kapı gibi medya arşivlerine, yalın gerçeğe dayanıyor. hafızayı diri tutmak için mutlaka okunması, okutulması gereken bir çalışma.
  • "en büyük sahtekarlık, “özgürlük mücadelesi verme” gerekçesi. türkiye’nin gericiliğe teslim edilmesinde belirleyici rol oynayan liberal ve sol liberaller, bugün ortaya çıkan vahim tablo karşısında basit bir “yanıldık” ya da “aldatıldık” gerekçesine sığınmaya çalışıyor. daha da önemlisi, kendilerinin akp iktidarına destek verdikleri dönemde de samimi olduklarını, amaçlarının demokratikleşmeyi sağlamak olduğunu ileri sürüyorlar.

    ihanet ihanettir. hangi gerekçeye dayanırsa dayansın bunun başka bir açıklaması olamaz. cehenneme giden yol da iyi niyet taşlarıyla döşenebilir. kitapta sizin saydığınız isimlerden daha fazlası var. her biri ibret verici bir portre çiziyor. bu yüz kızartıcı ihanetin özneleri, artık hiçbir şey olmamış gibi bu ülkede dolaşamayacak.

    kaldı ki, akp iktidarı, kurulu düzene kapağı atmayı düşünen, küresel kapitalist sistemin safına geçmeye çalışan ve en fazla “iyliksever bir kapitalizm” öneren tükenmiş bazı eski solculara “entegre olma” fırsatını sundu.

    'yanıldık diyenler, salaklıkları için özür dilesin'

    gericiliğin yedeğine düşen sol liberaller, tahtakale esnafı kurnazlığıyla siyaset yapan kasaba yobazlarının izlediği siyasette demokratik gerekçelerle iktidardan pay alma fırsatının önlerine geldiğini gördüler. gericiliğe inanarak, yani samimiyetle hizmet etmek tarih önünde daha ağır bir suçtur. üstelik bazıları kullanıldıktan sonra buruşuk bir peçete gibi bir kenara atıldı.

    “yanıldık” diyenler dönüp toplumdan ve bugüne kadar “ulusalcı, derbeci, ergenekoncu” diye hakaret ettikleri, yani kendileri gibi yanılmayan insanlardan kendi salaklıkları nedeniyle özür dilemelidir.

    örneğin hrant dink ve danıştay cinayetlerinde cemaat'in ve dolayısıyla iktidarın rolü ortaya çıkınca, ergenekon gibi davalarda kanıt olarak ortaya konan akıl ve mantık dışı belgelerin düzmece olduğu tartışılmaz şekilde belirlenince sus pus olan liberallerin, daha ilk günden itibaren bu duruma/gerçeğe işaret eden, bu nedenle rejimin ağır saldırısına uğrayan insanlara bir özür borcu olmalı. ortada tam bir rezalet var."

    http://haber.sol.org.tr/…-gibi-dolasamayacak-101127

    merdan yanardağ'ın son kitabı. sol habere bir de kitabına dair röportaj vermiş.
  • dün mephisto kitapevinden alıp okumaya başladığım kitap .
    başucu kitabı olmaya aday . son zamanlarda yüzsüzlük sınırlarını zorlayıp "yanıldık , aldatıldık" diye kanal kanal gezen tipleri analiz etmeniz için çok yardımı olacağına inandığım bir kitap
  • yazarı merdan yanardağ'ın kitabı üzerine gerçekleştirdiği söyleşiyi aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz. güzel söyleşi olmuş.

    http://www.youtube.com/…lzpxvb3fc4&feature=youtu.be
  • merdan yanardağ'ın "türkiye'de sol liberaller, akp diktasının kuruluşu sırasındaki yoğun gayretlerinden ötürü onlara fazla yüklenmemize kızıyor ve haklarında yargısız infaz yaptığımızı düşünüyor. işte bu kitap yargısız infaz yapılmasın diye yazılan iddianamedir" dediği kitap. sadece kitap değil, belge. koca ülkenin karanlığa teslim edilmesinde payı olan sol liberalleri tek tek ifşa eden, faşist dönüşümü "demokratik devrim" diye pazarlayan sefillerin aymazlığını kan dondurucu biçimde önümüze seren eser. okuyun, okutun, hediye edin, tartışın, tanıtın, tweetleyin, okuyalım, okunsun.

    kitapta en sık geçen ve en vurucu cümlelerden birisiyle kapatayım: "hainler herkesi ihanete zorlarlar, çünkü herkesin ihanet ettiği yerde hain de yoktur!"
  • "merdan yanardağ’ın iki ay içinde dördüncü baskıya ulaşan liberal ihanet adlı kitabında teker teker hesaplaştığı isimlerin hemen hemen hepsinin imzasını, geçen hafta gazetelerde yayınlanan bir bildirinin altında gördük.

    ne eksik, ne fazla… tam kadro dizilmişlerdi yan yana!

    geçtiğimiz 12 yıl içinde dolaylı ya da doğrudan “siyasal islâm’a biat edenlerin” hepsi, “yetmez ama evet” diyenlerin tamamı, “bu kadar yeter” bildirisine imza koymuşlardı.

    merdan yanardağ, sol portal’dan zehra güner’e yeni kitabını anlatırken “bu yüz kızartıcı ihanetin özneleri, artık hiçbir şey olmamış gibi bu ülkede dolaşamayacak” demişti bir ay önce.

    aradan bir ay geçti geçmedi; o yüz kızartıcı ihanetin özneleri, gerici/faşist akp despotizminin kurucu asli unsurları, “özgür basın susturulamaz” bildirisinin altına hiç utanıp sıkılmadan, “hiçbir şey olmamış gibi” imza koyuyorlardı! imzanın en pişkini, en yüzsüzü…

    hiçbir şey olmamış gibi…

    laboratuvarların mescide çevrilmesinde, türbanlı rektörler devrinin başlamasında, anaokullarında besmeleli derslerde, milli eğitim müdürlerinin “milli eğitim müftüsü”ne dönüşmelerinde, bu “özgürlük meraklısı(!)” liberallerin katkısı ve imzası yokmuş gibi…

    hiç sıkılmadan, hiç utanmadan “özgür basın susturulamaz” bildirisini imzaladılar.

    “özgür basın” dedikleri de, ülkeyi karanlığa boğan bir iktidarının eski ortağı!

    “özgür basın” dedikleri de, abd himayesinde büyüyüp serpilip kök salan bir cemaatin gazetesiyle televizyonu!

    “özgür basın” dedikleri de, memleketi kopkoyu ve faşizan bir dinsel vesayetin altına sürükleyen kadroların eski iş ortağı!

    sınıfsal bakışı yitiren, tarihsel ilerleme düşüncesinden savrulan, postmodern gericilikle akılları tutulan bünyelerin, nasıl da liberal bir körleşmeye görmez hale geldiklerini kanıtlayan bir belgedir aslında o imzaladıkları!"

    http://haber.sol.org.tr/…-piskini-en-yuzsuzu-103850
  • akp dönemi üzerinden liberallerin foyasını döken kitap. liberallerin iç yüzü ne kadar karanlık, ne kadar aşağılık, ne kadar içten pazarlıklı... aynı zamanda gelecek ne kadar parlak, saf ve ümit dolu... yeter ki türkiye'nin yeniden yalanlarla kurgulanmasına izin vermeyelim. benim bu kitaptan çıkardığım bu.
  • merdan yanardağ'ın ilk baskısı 2014'de kırmızı kedi yayıncılık tarafından yapılan kitabı.

    kitabı okumaya başlamadan önce, liberal ve sol-liberal yazarların, kitapta anlatılan dönemdeki yazılarının didik didik edildiğini düşünmüştüm. kaç yazının-yazarın ele alındığını saymadım ama, yapılan incelemelerin sembolik düzeyde kaldığını görmek hevesimin kursağımda kalmasına neden oldu.

    yanardağ, temsil kabiliyeti yüksek birkaç yazıdan yola çıkarak, liberalizm ve sol-liberalizm üzerine yazmayı tercih etmiş. bu iki ideolojinin tarihlerini, gelişimlerini incelediği sayfalar da son derece yararlıydı. bunun yanında yazar, kitabın önemlice bir kısmını öznel ifadelerine ayırmış. liberallerin ne kötü olduğunu, liberalizmin ne denli zararlı olduğunu tekrar tekrar okumak bir süre sonra yorucu olmaya başladı.
hesabın var mı? giriş yap