mafiş ^*

• kızartılarak yapılan, unlu ve manyak derecede şerbetli bi balıkesir tatlısı.
• (bkz: masif)
• hamuru pisi gibi hazirlanir baklava dilimleri gibi kesilir, kizgin yagda icabina bakilir, hem balikesir'de hemde mugla hemde bozcaada'da unlu oldugu iddea edilir.
• bitmiş tükenmiş anlamı belki de fişsiz kalmıs ^* demeye gelen ma-fiş lafından geliyor olabilir.
• en güzel anane yemeklerindendir. kızartılmış hamura şerbet dökülerek yapılır. erdeke gittiğinde mutlaka anane hazırlamış olur bi tepsi, yumulursun direk. sonra yıllar geçer anane yaşlanır, zor gelir hamur açmak falan daha seyrek yapar, ama yine de yapılan biraz maymunluktan sonra dayanamaz yapar bi tepsi tadından yenmez...
• nefis anneanne tatlidisidr bu. hamur incecik acildiktan sonra dortgen parcalara bolunur. bu parcalarin ici yol yol kesildikten sonra, en basta kalan kenar bu yollarin altindan ustunde gecirilerek en sondaki kenara yapistirilir. sonra bu geometrik hamur parcasi kizartilip serbete batirilir. uzerine bolca ceviz ve/veya hindistan cevizi serpilip afiyetle yenir.
• cümle içinde kullanalım:
  
  bir iki üç dörtten sonra manita oldu mafiş
  ben ise bomba
  bu kadar heyecana vallahi pes pes!
  
  (bkz: cartel)
  (bkz: evdeki ses)
• yumurtalı ve hafif hamur tatlısı
• saplı, yıldız biçiminde metal bir kalıbı da olan tatlı.
  yumurtalı, boza kıvamında hazırlanan hamura daldırılan kalıp kızgın yağa batırılınca, hamur kendini yağa atar ve yıldız şeklinde kızarırdı. yağdan alınır alınmaz soğuğa yakın ılık şerbette dinlendirilir ve çekilmiş ceviz ile sunulurdu. cocukluğumda hayranlıkla izlediğim bu seramoniden geriye ne o kalıp kaldı, ne de yapan sevgili anneannem.
• (bkz: uştipak)