• potansiyel kasap dükkanı ismi.
  • (bkz: idare et)
  • apolitik/gore versiyon için:

    (bkz: bertaraf et)
  • karşı cevabı için de:

    (bkz: beni ikna et)
  • bazen karşı çıkılması gerekendir. zor olsa da bu merhamet et diyenlere direnmek gerekir. dileyen merhamete layık olmadıktan sonra..
    "sen bana merhamet et de bir daha görünme, bilinme, yakın olma bana. varlığın incitiyor be insan" denilebilir böylesine.
  • (bkz: no mercy)
  • depresif insanların kullanabileceği kullanıcı adı.

    merhamet@gmail.co.uk vs gibin bir sürü örneği olabilir.
  • yıllar sonra yeniden günlük olarak vapuru kullanmaya başladım ve fark ettim ki o vapurlarda hep 'abilerim ablalarım' tadında bir şeyler olacak..gayretkeş satıcılar (patates soyanlar, limon sıkanlar, tükenmez kalem satıcıları) artık zamanın ruhuna uymadıklarından yerlerini doğuştan ayakları iç içe baktığı söylenen çocuklar için kalem satanlar, evladının haftada iki gün kemoterapi görmesinin zorunlu olduğunu hastane kağıtlarıyla kanıtlayan diksiyonu düzgün olan kadınlar, yeşil kartlı olmasına rağmen devletin kimi harcamaları karşılamadığını söyleyen ve yardım isteyenler ve bu durum için merhamet dileyenlere bırakmışlar..

    kabataş'tan fünikülerle taksim'e geçtim, kalabalıklar henüz meydanı ve caddeyi doldurmamışlar, yürümeye başladım..fransız konsolosluğu'nun hemen başında saçları kirden yapış yapış bir çingene çocuğu yeşil gözleriyle kilitlenecek ve merhamet bağlantısı kuracak birilerini arıyor, elinde kağıt mendiller (selpak al abi)..aslında bu kağıt mendil üreticilerinin merhamet mekanizmasında bir durak vazifesi gördüklerini düşünmekte bir komplo teorisi sezmemek gerekir, ciddi bir potansiyeli değerlendiriyorlar..kimse de elinde permatikle yardım istemiyor, çingene çocuk f-16'ların mig'lere kilitlenmesi gibi gözlerini dikerek yaklaştı; abi noolur mendil al, noolur..( merhamet et de şu yaşımda yardım et bana yüce gönüllü efendim, sevindir beni, tanrı baba da memnun kalır bu iyiliğinden'in çocukcası)

    cadde kalabalık olmaya başladı, şu sokağa sapayım ve caddeye paralel gideyim, hoop bir merhamet istasyonu; kardeşim, bir saniye bakar mısınız? bunu söylemekten hoşlanmıyorum ama bana beş tl verir misiniz? çok açım, merhametli biri olmasanız inanın istemezdim, belli, iyi birisiniz.. ( bölgesel süper güç olmanın etkileri bunlar ahmet, sonda açarak stratejik derinlik katmanında süper güç bulmaya çalışırken merhamet eksikliğine yol açmışsınız epeyce)

    galatasaray' a ulaştım, tünel'e doğru gidiyorum, çok mutlu değilim..burnum akıyor, gözümün biri yanıyor, ben de grip oldum sonunda..çok merhametsiz bir hastalık..'pardon, pardon..doğayı katledenlere dur deyin.. doğa geleceğimizdir, sahip çıkalım..beyefendi, yapacağınız yardımla ..' ( doğanın merhamete ihtiyacı var, açgözlü herif!)

    sonunda tünel'deyim, küçük meydanda kararsızca duruyorum, ee, kararsız durursan kafanda kocaman bir boşluk vardır ve iyilik yaparak bu boşluğu doldurmalısın..sürü içindeki zayıf avını tespit eden bir aslan gibi yaklaşan kişiye gözlerimle eşlik ediyorum: birader, her türlü kağıda mükemmelen yazan şu tükenmez kalemlerden alarak bana yardımcı olur musun? kırtasiyelerde 10 lira olan bu kalemlerden iki tanesini beş liraya satıyorum ve ev geçindiriyorum, buyur bir siyah bir de mavisinden..(alırsanız ailecek minnettar oluruz)

    tornistan, yeniden meydana doğru yürüyüşe geçtim, atladığım merhamet isteyen kişiler bu kadar olamaz, sağ taraftaki incil satan dükkanın vitrininde kafasında dikenli tacıyla acılar içinde kıvranan ve gökyüzüne, babasına merhamet et dercesine bakan isa ile göz göze geliyorum (sana merhamet etmek beni aşar üstat), körler fedarasyonundan birileri org çalarak merhamet hislerini ayaklandıran ve koli kağıdına yazdıkları yardım taleplerini gözlerimize okutuyorlar..meydana yakın bir yerlerdeyim ve sonunda tanrı da işin içine karışıyor; bir kitapçıdan bach sesleniyor bana: erbarme dich!

    erbarme dich, mein gott, um meiner zähren willen, schaue hier, herz und auge weint vor dir, bitterlich..

    kimin yorumu bu acaba, hamari'nin değil..ey merhamet isteyenler, işin içine tanrıyı ve bach'ı da karıştırdınız ve olayları mistik boyutlara taşıdınız..benim kalbim mi mühürlü, sizin ilişkileriniz mi güçlü bilemiyorum ama evet, merhamet etmek iyidir..ve fakat, kişi tüm gün merhamet edemez, bunu da biliniz..
  • [o halde ne yapacağız? tek yanıt, "merhametli ol"dur. kötünün evrenselliği insan merhametini gerekli kılar.] rollo may - özgürlük ve kader
hesabın var mı? giriş yap