michael clayton

• george clooney in kariyerinin zirvesine ciktigi harika bir filmdir. diyologlardaki gerceklik ve temponun bir an bile dusmemesi ile yonetmen tony gilroy taktirimizi kazanmistir.
• 9 kasım 2007'de türkiye'de gösterime girecek olan yönetmenliğini tony gilroy'un yaptığı film..
  
  venedik film festivali'nde altın aslan ödülü'ne aday gösterilmiş ancak ödülü se, jie'ye kaptırmıştır..
• clara claytonın abisi.
• hukuk okuyanlar için sakıncalı filmlerden biri avukat. heyecana kapılıyoruz.
  (bkz: adliye)
• 23.11.2007de vizyona girecek olan ve başrolde george clooney'in olduğu gerilim drama karışımı bir sinema filmi.
  
  konusu:
  michael clayton (george clooney), new york’un en büyük şirket hukuku firmalarından birinde sorun çözücü olarak çalışmaktadır. eskiden savcı olan ve polis bir aileden gelen clayton, firmanın kurucu ortaklarından marty bach’ın (sydney pollack) emrinde, kenner, bach & ledeen firmasının en kirli işlerini halletmektedir. clayton müşterilerin pisliklerini temizler, arabayla vurup kaçma olaylarını örtbas eder, basında çıkan kötü haberleri düzeltir, müşterilerin mağazada hırsızlık yapan eşlerinin ya da kirli politikacıların olaylarının gizli kalmasını sağlar. clayton işinden çok bunalmış ve hoşnutsuz olmasına karşın, kenner, bach & ledeen firmasına sıkı sıkıya bağlıdır çünkü bir boşanma, kumar alışkanlığı ve başarısız bir iş kurma girişimi onu dağ gibi bir borçla baş başa bırakmıştır. öngörülemeyen bir felâketi düzeltmesi için görevlendirilen michael clayton, bu süreçte nasıl bir adama dönüştüğü gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalır.
• beyazperde'ye göre 23 kasım 2007'de gösterime giren film.
• hikaye olarak bize damages gibi dizilerden birakin fazlasini o kadarini bile sunamamasina ragmen, tom wilkinson, tilda swinton ve george clooney'in oyunculuklarindan en az ikisinin oscarlik oldugu film.
• "büyük amerikan şirketi halka zararlı işler yaparken kahramanımız bunu karşılaştığı bütün zorluklara rağmen ortaya çıkarmaya kararlıdır" konulu the insider, the rainmaker, erin brockovich tarzı filmlerden belki senaryo olarak daha bile hafif olmasına rağmen aşırı gerçekçi ve abartısız anlatımı ve üst düzey oyunculuklar sayesinde son derece başarılı bulduğum film.
  
  tom wilkinson ve tilda swinton çok çok başarılılar ama esas oğlan george clooney'den apayrı bahsetmek lazım. clooney uzun zamandır oyunculukta başka bi boyuta geçtiğinin sinyallerini veriyordu ^*** ama ben kendi adıma clooney'in michael clayton'daki performansını kilo alıp tipini toptan değiştirdiği ve oscar aldığı syriana'dakinden bile daha başarılı buldum. clayton rolünde clooney'nin arkasına saklanacağı bir sakal veya alınmış kilolar ya da ocean's eleven'da seyrettiğimiz "ultra cool" imajından farklı bir görüntüsü yoktu ama amerikan filmi tarzı hazır cevap esprilersiz, kağıttan okunuyor gibi durmayan diyolaglarsız nasıl oyunculuk yapılabileceğini her dakika gösterdi. daha filmin açılış sahnesinde clooney'in her zamanki imajına rağmen yüzündeki ifadenin farklılığından etkilenmiştim, film boyunca da her duyguyu ve anı başarıyla yansıttı. kendisini tebrik ediyor başarılarının devamını diliyorum.
  
  --- spoiler ---
  michael clayton: i'm not the guy you kill. i'm the guy you buy off! are you so blind that you can't see that? i sold out arthur for 80 grand. i'm your easiest problem and you try to kill me?
  --- spoiler ---
• george clooney'in aslında iyi olduğunu bildiğimiz oyunculuğundan yeni birşey göremedigimiz, çok enteresan bir konusu olduğunu bile söyleyemeyecegimiz halde, bourne üçlemesinden tanıdığımız yönetmen tony gilroy'un basariyla kurgulamış olmasından dolayı çok güzel kotarılmış film. oyunculuktan bahsedilecekse clayton'un psikopat arkadasi rolünde izlediğimiz tom wilkinson üzerinde durulmalı.
• kopuk gibi gözüken olayları bağlayabiliyorsanız kesinlikle sıkılmadan izleyeceğiniz bir film.ilk başta ağır bir temposu olsada filmin sonuna doğru yakaladığı sürükleyicilik filmi daha da güzel yapmaktadır.
  ha bide insanlar film bitmeden çıkmasalar daha çok sevinirdim.tamam konu bitmiş olabilir ama george hala ekranda ve arkadaşa soruyorum çektin mi diye,o ekran gitmeden kalkmam işte yerimden.ben izlemeye geldim oraya bide şaşırıyorlar ekran kararmadan kalkmalarına kızdım diye.hıh