• chp milletvekili mustafa özyürek'in kızı esra öyürek'in kitap olarak yayınlanmış doktora tezi.

    --- spoiler ---
    esra özyürek yurtdığında eğitim görüyor. türkiye'ye geliyor. o sırada da başbakan erbakan. ailesi ile birlikte eve giderlerken babası esra özyürek'e; ülke ne hale geldi ah kızım vah kızım diyor.

    ülkenin içinde bulunduğu kötü durum ise; bazı arabaların arka camlarında yazan "huruz islamda", "kurtuluş islamdadır" yazıları ve bazı arabalarda görülen başörtülü sürücüler. bu durum babasının çok zoruna giderken esra özyürek bunları normal karşılıyor.

    sonra eve gittiklerinde evin baştan aşağı atatürk resimleriyle donatıldığını görüyor. bunu garipsiyor. çay bardaklarında bile atatürk resmi olmasını sanki araba arkalarına yazılan islami yazılara bir gönderme olduğunu düşünüyor.
    --- spoiler ---

    bir sürü örneklerle, röportajlarla bu ruh halini anlatıyor kitap.
  • "a totalitarian leader, a contemporary to others" üzerinden ataturk'e 'totaliter' diye tanımlamasını geçtim, yatismamış olacak ki, bir de 'a contemporary to others' diyerek hitler ve mussoloni'yi cagiriyor ingilizce konusan dunyanin zihnine sayin esra özyürek.
    (nostalgia for the modern sayfa 107 -h.karaveli'den alintilandi)
  • kitabı okurken aldığım notlardan ufak bir kısım;

    1990'larda türkiye'nin de parçası olduğu yeni uluslararası düzende, milliyetçi ve kemalist ideolojinin temel kalkış noktaları değişiyordu. dolayısıyla cumhuriyetin ilk 10 yılına duyulan nostalji, kuruluş ilkelerinin tehdit altında olduğu bir dönemde anlamlı hale gelmişti. nostaljik kemalizm, türkiye'de 1930'lara yoğun bir ilgiyi ifade etmesine karşın klasik anlamda kemalist ilkelerin hegemonyasının sonuydu. kemalizm artık kadir-i mutlak ve hegemonik değildi, aksine yurttaşların korumasına ihtiyaç duyan güçsüz bir ideolojiydi. bu noktada kemalist yurttaşlar, artık kemalist ilkelerine göre hareket etmediğine inandıkları yozlaşmış devlet görevlileri tarafında kirletilmesini engellemek için ideolojilerini, ritüellerini ve sembollerini kurumlarının ve evlerinin mahrem alanlarına taşıdılar.
    nostaljinin en ateşli destekçileri 80'lerde ekonomik liberalleşmeden en çok canı yananlardı. cumhuriyetin ilk yılları kendi bürokratik elitini yaratmıştı. daha önemlisi, bu bürokratların kitleler üzerinde sembolik bir gücü ve otoritesi vardı. 80'lerde ise türk hükümeti önceliklerini değiştirdi ve desteğini memurlardan, ihracata yönelen iş adamlarına kaydırdı. değişen ekonomik yapı eski cumhuriyet eliti ve bunların çocuklarını olumsuz olarak etkiledi. nostaljik yurttaşlar, özelleştirmenin getirdiği yeni meşruiyetten yararlandılar ve devletin kurumsal sınırları dışında örgütlenip türkiye cumhuriyetinin “özgün” ideolojisinin propagandasını yapacak özel kurumlar oluşturdular. 1990'ların sonunda cumhuriyet tarihinde ilk kez onlarca bağımsız kurum ve örgüt ve bunların ülke çapındaki yüz bini aşkın üyesi kemalist ideolojiyi şahlandırdı * * türkan saylan, çydd gibi yeni örgütlerin takipçilerine “bu zamana kadar sessiz ve bireysel kalan ama neden sonra içlerindeki gizli gücü yani mustafa kemal'in gücünü keşfeden eğitimli genç insanlar” olarak tarif ediyordu.
  • tam ismi "modernlik nostaljisi: kemalizm, laiklik ve gündelik hayatta siyaset". türkçe çevirisinin kapağı da çok ilginç.

    yazar temel olarak 1990'lı yıllarda kemalist elitlerin ve sıradan vatandaşların cumhuriyetin ilk 10 yılına dair nasıl bir nostalji duygusu kurguladıklarını etnografik olarak araştırıyor. cumhuriyetin ilk dönem vatandaşlarının model olarak gösterilmesi, atatürk rozetlerinin, imzalarının, tişörtlerinin, fotoğraflarının günlük hayata dahil olması, arabaların arkasına atatürk imzası atılması vs. bu nostaljinin temel unsurları. özyürek'e göre güçlenen bu nostalji duygusu, cumhuriyet ideolojisinin özelleşmesini (privatization), atatürk kültünün metalaşmasını ve bir tüketim nesnesi haline gelmesini temsil ediyor. yazara göre 1990'lı yıllarda bu nostalji gitikçe güçlenen islamcı ve kürt siyasetine karşı stratejik bir araç olarak kullanılmaya başlandı.

    özyürek 90'lı yıllarda sivil toplumda (başını çydd ve add'nin çektiği dernekler ve bunların desteklediği kemalist aydınlar vasıtasıyla) cumhuriyetin ilk yıllarına ve atatürk kültüne olan artan ilginin bireylerin kemalizm ile doğrudan/özel/gönüllü bir şekilde bir bağ kurmasına yardım ettiğini söylüyor. daha önce devletin resmi/ideolojik propaganda aygıtlarıyla kurulan bu zoraki bağ artık bireylerin kendi iradeleriyle gönüllü bir şekilde kuruluyor. bütün bunlara rağmen bu yeni kemalizm ve atatürk algısı, her ne kadar, bireysel/gönüllü bir şekilde kurulmuş gibi görünse de otoriter türk devleti imajını daha da güçlendiriyor. bunun da en görünür örneği atatürk kültünün toplumda farklı bir şekilde tekrardan üretilmeye başlanması. 1990'lı yıllardan önce bu kült "tanrısal" bir bakış açısıyla dikilen heykeller ve somurtkan/ciddi/askeri üniformalı/halkını sürekli bakışlarıyla teftiş eden atatürk büstleri ve portreleriyle inşa edilmişti. 1990'larda ise özellikle sivil toplum aktörlerinin inisiyatifiyle sivil/güler yüzlü/halkın içinde bir lider olarak bu kült tekrar inşa edilip yaygınlaştırılıyor. daha önceden sadece üstten bakan atatürk kültü artık vatandaşların cebine, günlük eşyalarına kadar giriyor. kitaba göre bu değişim ve dönüşüm neo-liberal ekonomi modeli içerisinde devletin otoriterliğinin gizli bir şekilde meşrulaştırılmasını ve ideolojik devlet sembollerinin bireylerin en mahrem alanlarına kadar girmesini temsil ediyor.
hesabın var mı? giriş yap