*

  • bir heinrich schütz bombası, aslında bir lahit müziği. o mu ne demek, biraz sabır lütfen. kimilerine göre başyapıt olan eser üç bölümden oluşmakta. başyapıt mı bilemiyorum yalnız bestecinin oldukça önem verdiği belli zira kendi elcağızı ile opus numarası vermesi, bunun göstergesi. pek yapmadığı bir şeyi yapmış besteci ama niçin...
    daha ilk dinlediğinizde zaten içinizde bir şüphe uyanıyor. farklı bir şey ile karşı karşıya olduğunuzun komutu beyinden yayılıyor vücudunuza. ister istemez, aralıyorsunuz hikâyesini...
    evet bir lahit müziği dedim zira birisinin anısına bestelenmiş, heinrich posthumus reuss adlı bir alman prensine. şimdi siz, etli butlu, olmadı kocaman topraklı bir adam bekliyorsunuz ama değil. efendim o kadar büyük bir prens değilmiş rahmetli lakin zamanının sanat çevrelerinde pek sayılırmış. işte prensimiz, herhâlde azrail'in kapıda beklediğinden hareketle, son senesini ölümünü planlamaya adamış. bakır bir lahit yaptırmaya başlamış. bunu süslemek için açmış incilini, yummuş gözlerini. bölüm bölüm seçmiş, lahitimin üzerine yazıla diye emretmiş. müzik olsun istemiş, cenaze merasimini planlamış...
    3 aralık 1635'de akşam dokuzda gözlerini yummuş prens. saati 1635 gera il yıllığından aldım, üzerine spekülasyonlar yapmayınız. prensin, göçmesiyle beraber eşi de, schütz'ten bir eser rica etmiş ve olaylar gelişmiş...
    aslında bu madalyonun bir yüzü, ya da hikâyenin kabul gören tarafı. bir de başka iddialar var ki... anlatmaya çalıştığım gibi ölümünü ve ölümünden sonrasını santim santim planlayan prensin, bu eseri sağken dinlediğine dair tevatürler muhtelif. bunların tamamen hikâyeyi ballandırmak için yaratıldığı da anlatılıyor, yazılıyor bazı çevrelerde. lakin bir gerçek var o da eserin üç bölümden oluştuğu ve sözlerinin büyük bir bölümünün prensin lahitinin üzerinde yazdığı...
    adam sağken seçmiş sözleri. dediğim gibi tam güfte yazarı olmasa da, seçicisi adeta. arada bestecinin ekleri de olmuş tabii ancak dediğim gibi çoğunluk rahmetli prensin. posthumus tabii...
    birinci bölüm. birinci bölüm "concert in form einer teutschen begräbnis-missa" adını taşımakta. evet alman mezar missası formunda konçertomuz, biraz uzun sürüyor. varsın, sürsün diyorsunuz ya dinler dinlemez neyse. öncelikle burada ziyadesiyle eklemeler yapmış besteci rahmetli prensin metnine. adeta almanca kyrie eleison yaratıp eklemiş metne. yarattığı da bir alman missası tadını yakalıyor vallahi. yoksa siz de mi seviyorsunuz ein deutsches requiem'i...
    swv numarası 279 bu ilk bölümün. evet her bölümün bir adet katalog numarası mevcut lakin eser bu üç bölümden mürekkep. bendeniz bu yüzden biraz mürekkep harcadım, nasıl yazayım diye zira pek de alışık olmadığım bir biçimde inşa edilmiş anlatmaya çalıştığım gibi lakin varsın, edilsin. tek başlıkta karar kıldık diyerek devam edeyim...
    ikinci bölüm bir motet. swv 280 ya da bilinen adıyla "herr, wenn ich nur dich habe" iki koro için yazılmış. johann sebastian bach'ın manevî dedesi, iki kere açılmıştı italya'ya. ilkinde hukuk fakültesinden sıkılmış, bir limon sıkacağındaki limon misali, ikincisinde otuz yıl savaşlarından kaçan bir insan hâli. ilk seferinde gabrieli'nin talebesi olur, ikinci seferinde monteverdi'nin yamacında. venedik'te öğrendiğini, gera'da satmış anlayacağınız. ilk defa tereyle karşılaşan ahali de zevkle yemiş...
    üçüncü bölüm "canticum simeonis"in katalog numarası 281. bu bölüm, gerek katolik, gerekse de protestanların aşık attıkları dini metinlerden seçilmiş. aynı metni schütz efendi üç değişik eserinde kullanmış, bilmem anlatabiliyor muyum. hele bir de sonunda selig sind die toten çıkmıyor mu, keyfimden küp oluyorum; sonu ile brahms'ın ein deutsches requiem'nin sonu çakışıyor. almanlar iki yüzyıl arayla buluşuyor. sevdiklerim bir araya gelince de, bana gitmek düşüyor...
    (bkz: vade in pace)
hesabın var mı? giriş yap