necati doğru ^*

• geçtiğimiz günlerde sabah gazetesinden yine ayrılan yazar. sebep olarak göbek sayfada yer alan köşesinin, kendisine sorulmadan değiştirilmesi ve uyarılarına karşın eski yerine iade edilmemesi doğru'yu kızdırmış, yüklü maaş^**ından vazgeçerek istifa etmiştir.
• 26, 27, 28, 29, 30 ve 31 ekim tarihlerinde dubai towers hakkında ilkokul kompozisyonları yazarak maaş alan gazeteci. hastasıyım böyle bir konu tutturup da 250 yazı çıkaranlarınn. (bkz: meral tamer/@fair) (bkz: yiğit bulut/@fair)
• nihayet basından birinin bu çin graniti işine uyandığını gösterip, sevindiren kişidir:
  
  http://haber.gazetevatan.com/…&categoryid=4&wid=108
  http://haber.gazetevatan.com/…&categoryid=4&wid=108
  http://haber.gazetevatan.com/…&categoryid=4&wid=108
  http://haber.gazetevatan.com/…&categoryid=4&wid=108
• 16 mart 2006 tarihli vatan gazetesi'ndeki köşesinde "generali suçlayan bir savcı size de lazım olabilir!" başlıklı yazısıyla takdir edilmesi gereken kişi.
  
  işte yazısından kısa bir alıntı. (yazının tümü http://www.vatanim.com.tr/…482&categoryid=4&wid=108 adresinde okunabilir.)
  
  "şimdi aynı savcı kara kuvvetleri komutanı'nın adını, harp akademileri kurmay başkanı'nın adını, 23. jandarma sınır tümen komutanı'nın adını, jandarma genel komutanlığı harekât başkanı'nın adını, 21. dağ komando jandarma tugay komutanı ile hakkari il jandarma alay komutanı'nın adını iddianameye alıyor ve onları "çete kurmak... görevini kötüye kullanmak... sahte belge düzenlemek... kaçakçılık yapmak... güneydoğu'daki ağalardan ve iş adamlarından rüşvet almak... sınırdan geçirilen silah ve bombalara menfaat karşılığı göz yummakla..." suçlayan ifadeler, mektuplar, ihbarlar koyuyor.
  gerçekten yürek ister.
  sivil özgüven ister.
  rafine yurtseverlik ister.
  bu ülkede adalet varsa.
  bu ülke birinci sınıf olacaksa...
  kurumlar hakkıyla çalışıyorsa...
  bu ülkede generaller de... tümgeneraller de... albaylar da... yargı önüne çıkarılabilir. çıkartılmalıdır. apartmandan bozma adliye binalarında, merdiven atlarında; izbe, karanlık odalarda, dökülen sandalyeye oturmuş, gıcır - gıcur sallanan masada; eski bir daktilo ile "taka... tuka... taka... tuka..." iddianame yazan, ezik, bezgin, korkutulmuş, bağımsızlığı elinden alınmış savcı tipinden buraya geldik. veya mafya babalarının, hayali ihracatçıların, eroin kaçakçılarının eğlence masalarında, nikâh törenlerinde, iftar sofralarında çekilmiş hatıra fotoğraflarından aşina olduğumuz savcı tipinden general ismini iddianameye koyabilen savcı tipine ulaştık."
• sozlukteki olagan milliyetcilik hezeyani sirasinda orhan pamuk'la ilgili yazdigi muk kem mel kose yazisi sebebiyle link verilmis kendisine. ama ne yazmis, kose yazisi mi, verse-verse-chorus-verse-chorus-repeat duzenlemeli pop sarkisi mi, haiku mu anasini satayim? orhan pamuk hakkinda yazdigi icerikle ilgili yorum yapmayacagim, zaten su iki gunde bu konuyla ilgili yazilmis 10 tane kayda deger yazi belki okumusumdur, ama arkadas hala bu adamlar bu isten para mi aliyor diye kendi kendime dertlenmeme vesile oldu aksamustu aksamustu.
• http://w9.gazetevatan.com/…118&categoryid=4&wid=108
• iflah olmaz bir orhan pamuk hayranı değilim. necati doğru'ya da herhangi bir antipatim yoktur. ancak orhan pamuk ile ilgili kaleme aldığı, anında meşhur olmuş yazısı tek kelime ile terbiyesizliktir, ahlaksızlıktır, ve hatta mide bulandırıcı bir yazıdır. her hakaretini geçtim, bahsettiği kitabı eline almaya tenezzül etmeden, içeriği hakkında fütursuzca atıp tutmak nasıl bir gazeteciliktir, anlayamadım. yok kitap porno içerikliymiş, yok cihangir'in dertli fakirlerinin hayatını anlatıyormuş gibi cümlelerle kitap eleştirmek, hele ki eline almadan kitap eleştirmek, ipe sapa gelmez cümlelerini çift satır atlayarak sıralamak suretiyle köşe doldurmak ne tür bir gazeteceilik, ona hiç girmiyorum. kitabı beğenmedim de, ucuz aşk romanı de, orhan pamuk vasat bir yazar de, ama bunları yazarken önce bir oku, ağzından köpükler saça saça saldırmadan bir nefes al...
  
  http://w9.gazetevatan.com/…138&categoryid=4&wid=108
• durmuş bir saat bile olsa günde iki kez doğruyu göstermeyeceğine yürekten inandığım kişi. bugün orhan pamuk hakkında bir yazı yazmış ki akıllara zarar. çok açık ve net olarak iddia ediyorum ki, necati doğru, bırakın masumiyet müzesi'ni hayatı boyunca masumiyet müzesi kalınlığında kitap okumamıştır.
  
  insan hayatı boyunca sırf sürücü kursu hazırlık kitabı bile okusa böyle bir yazı yazmaya cesaret edemez.
  
  orhan pamuk'u kendisine karşı savunmaya bile lüzum görmüyorum öte yandan. hazret, o kadar fantastik argümanlarla yola çıkmış ki, ne içtiyse aynısından ben de istiyorum sadece.
  
  (bkz: cahil cesareti)
• orhan pamuk hakkında yazdığı yazıdan sonra aldığı tepkiler üzerine kitap okuduğuna, hem de çok taşaklı kitaplar okuduğuna milleti ikna etmek için "mine çiğdem tugay ile mehmet selim tugay adlı iki araştırmacının yazdığı “izzetabad kasrı-akıntıburnu’ndan akıp geçen zaman” isimli bir kitap tavsiye etmiş kişi.
  
  masumiyet müzesi, şişirme bir aşk romanı olup hazretin tavsiye ettiği kitap hakiki bir aşk romanıymış. yazının sonuna da "edebiyat amigoluk sevmez" diye iliştirmiş. edebiyatçı bile diyemediği kişilerin (araştırmacı demiş) yazdığı tarihi anekdotu bir roman diye tavsiye etme kolaycılığına mı güleyim, adım gibi eminim ki, masumiyet müzesi'ni okumadan oturduğu yerden salladığı füzelere mi güleyim bilemiyorum.
  
  masumiyet müzesi cinsel romanmış gibi karacaoğlan'ı edebiyatta cinselliğin nesnesi yapma girişimini, porno okumak istiyorsanız nasreddin hoca'yı alın okuyun demesini mevzu bahis dahi etmek istemiyorum ama demiş adam.
  
  ben bu adamı ciddiye alıp düzenli okuyan insanlara acıdım şimdi. gerçekten çok acıdım. muhtemelen, karacaoğlan yahut nasreddin döneminde yaşasa onların başının vurulmasını isteyen taifeden olacaktı bu kişi.
  
  en çok üzüldüğüm bu adamın bu zırvalar karşılığında para alıyor olması. bunun tek bir izahı var: (bkz: gizli işsizlik)
  
  bu memlekette günlük ve iyi tirajlı bir gazetede böyle şeyler de yazılabildiğini görmek için:
  
  http://w10.gazetevatan.com/…86&categoryid=4&wid=108
• hakkında sözlük formatına uygun tanım bulamadığım birisi. vatanda yazıyormuş, arada alsam da görmedim okumadım. geçenlerde masumiyet müzesine vermiş veriştirmiş. bunun hakkında iki kelam etmiştim (http://rasyo.blogspot.com/…-saat-8de-ie-geldim.html) (bkz: blog unun reklamını yapmak)
  
  bugün sözlükte yeni ne laflar var bakiim derken don t feed the troll lafıyla karşılaştım (geriden takip ediyorum sanırım sözlüğü). eh kafamda bu bey hakkında bir tanım yarattı sağolsun bu kavram laf.
  (bkz: troll)