• absürt bir tutumla karşı karşıya kalmış sanatçı. fena.

    marmara üniversitesi'nde öğretim görevlisi olan ressam ve sanat eleştirmeni; bosphorus sanat gazetesi yayın yönetmeni ümit gezgin'in başından geçen olay ''güler misin, ağlar mısın?'' kıvamında:

    ''sanatçı düşmanı pastane... kalamış'taki soley pastanesinde resim yasak! geçenlerde bu pastaneye oturdum. burada resim çizmenin yasak olduğunu nereden bilebilirdim. dahası böyle bir şeyi düşünmek bile mümkün değil.. ama maalesef öyle değilmiş. oturup, çayımı söyledikten sonra, resim defterimi de çıkardım, bir şeyler çizmeye başlamıştım ki...pastane sahibi ensemde bitti:

    ''beyefendi'' dedi, ''burası atölye değil, resim çizmek yasak..müşteriler rahatsız olabilir.''

    bir anda şoka girdim! ''ne münasebet?'' dedim. ''sizi belediyeye şikayet edeceğim'' dedim; umursamadı. çevrede oturan sosyetik bay-bayanlar da, sadece aval aval baktılar...

    doğru kadıköy belediyesi'nin yolunu tuttum. şikayet dilekçesi yazdım, kabul etmediler, başlarından savdılar. netice...bir sanat hocası ve sanatçı olarak hakarete uğramıştım. ve kadıköy belediyesi de buna çanak tuttu. sonra belediye başkanı aykurt nuhoğlu'na durumu özetleyen bir dilekçe yazdım. sümen altı ettiler, cevap alamadım...''

    buyrun
  • anlamadığım şey, resim çizmenin nasıl çevreyi rahatsız edeceği? insanlar neden bundan rahatsız olsunlar? fotoğraf çekmiyor ki, ay fotoğrafta biz de çıkmayalım, ne yapıyor bu gibisinden bir tepki verilsin ya da heykel yapmıyor ki ya da ne bileyim müzik falan icra etmiyor ki, resim çiziyor, deftere. yazı da yazabilirdi. bu da mı yasak? deftere yazılan, çizilen bir şey neden yasak olsun yahu? ya da neden böyle bir yasak var? oraya resim çizmek için gelen çok mu kişi oldu ve çevreye nasıl bir rahatsızlık verdi de yasak oldu. yoksa o an için uydurulmuş bir yasak mı bu? eğer öyleyse neden böyle denildi. yahu resim çiziyor, ne var bunda? adam içeceği çayın resminin üzerine dökülebileceği gibi bir şeyi düşünmeyip çiziyor. bir zarar gelecekse kendisine gelir. size ne gibi bir zararı olacak? aklım almıyor, cidden almıyor.
  • ama selfie cekmek serbesttir kesin. oyle degil mi?
  • evet biz öyle bir toplumuz ki resim çizen birinden rahatsız olabiliriz.

    acı ama gerçek. şaşırdınız mı? halbuki şöyle bir düşününce resim çizen bir insandan daha zararsız ne olabilir ki? adam resim çiziyor yahu.

    fakat bizim içimiz pis. ruhumuz o kadar kirlenmiş ki "acaba benim mi resmimi çiziyor bu adam" diye düşünebilecek kafa yapısına sahip insanlar var aramızda. yahu sen kimsin? ne sanıyorsun kendini? öldükten 3 ay sonra çocukların bile unutacak seni.

    aha buraya yazıyorum kesin o kafada biri şikayet etmiştir,kraldan çok kralcı işletme sahibi de sanata ve sanatçıya saygısı olmayan kaypağın teki olduğu için gelip uyarmıştır aklınca.

    bir de demiş ki "burası atölye değil" bak bak.. ulan senin kıçı kırık pastanen atölye olabilir mi zaten? o şerefe nail olabilecek tek bir pastane göstersene bana istanbulda.
  • (bkz: 2 çayla 4 bucuk saat masa işgal eden fularlı)

    edit: profiline baktım harbiden fularlıymış
  • sanata ve sanatçıya verilen değer gözlerimi yaşartıyor

    (bkz: 24 haziran izmir metro heykel saldırısı)
    (bkz: sanata ucube diyen başbakan)
    (bkz: nilüfer belediyesi'nde heykele saldırı)

    ve kim bilir daha niceleri...
  • ya yok arkadaş siz böyle şeylere inanıp kanada'ya göç etmek istiyor olabilirsiniz ama benim gerçek hayatımda karşılığı yok böyle hikayelerin, kimse kusura bakmasın.
    denildiği gibi, hiç bir mekan sahibi gelip çay söyleyip resim çizmeye başlayan müşterisini durup dururken "burası atölye değil" diyerek kovmaz. bu filmi gözümün önünde oynatamıyorum aga.
    bu olay 1 haftadır her gün tekrarlanıyor ve 1 çayla 5 saat geçiriliyor olabilir; sürekli belli bir noktaya bakılıp oradakiler rahatsız edilmiş olabilir,vs. bunlar ilk aklıma gelen seçenekler. bunlar da gayet normal ve olabilecek şeylerken, yanlış anlaşılmamak adına izin istenmesi gerekir. çünkü istenmediği taktirde o lafı söyleyen işletmeciden çok daha kaba bir davranış olur. yoksa olay bu kadar o-la-maz! net!

    bir de hocam; allah aşkına şu okumuş-etmiş insanların kendileri için "sanatçı" ve "aydın" gibi kavramları kullanmaları hiç hoş olmuyor. bırak çevren söylesin sana, bırak halk taksın o sıfatları sana. 2 uyduruk karalama yapan herkes "sanatçıyım" demesin kendine yahu! senin durumun tabi ki böyle değil; ama işte sonra "fularlı" olursun. deme işte "sanatçıyım" diye! bırak başkası desin sen gururlan. hem de "sanat"ı basite indirgeme.
  • kadıköy belediyesi'ni böyle konularla yormamak gerek. daha bağdat caddesi'ndeki dönüşümün ekmeğini bile tam yiyemedi adamcağızlar. fikirtepe'de kentsel dönüşüm sonunda kadıköy'de yeni bir izole burjuva semti yaratmayı kenara bırakıp sizin resminizle pastanenizle mi uğraşacaklar?

    ha bir de önerim, bence bu hoca okuldan öğrencilerini alsın, basına da durumu haber versin, geçip pastanenin karşı kaldırımına şovalelerini kurup pastaneyi kendi yorumlarıyla topluca resmetsinler.
  • ressam abimiz buyuk ihtimalle resim defterine kalemle cizmemis, firca boya takimini masaya cikarmis. yoksa adam neden atölye kelimesini kullansin ki?

    --- spoiler ---

    ''beyefendi'' dedi, ''burası atölye değil

    --- spoiler ---
  • başka bir müşterinin şikayeti de bir olasılık. tabi böyle bir durumda "burası atölye değil" diye davarca laf etmek yerine "rahatsız olan müşterilerimiz var haberiniz olsun" demek yeterlidir. kimse birisini rahatsız ettiğini bilerek çizime devam edemez.
hesabın var mı? giriş yap