• (bkz: ragga)
  • dini icerikli hint muzigi. uzun jam sessionlarda soylenir, saatlerce surer.tabla, sitar,sarangi kullanilan temel enstrumanlardir.
  • bir de raga rock dedikleri bir nane var..
  • (bkz: ragas and sagas)
    (bkz: saga)
  • (bkz: hindustani)
  • hint muziginde bes, alti veya yedi sesten olusan muzikal mod. tonal bati muzigindeki major ve minor skalalara benzer ama bu sefer notalarin sirasi da onemli (ornegin a'dan sonra illa ki b gelecek). ayrica kimi zaman "c'yi cok nadiren kullan" gibi detaylar da var.

    "ulan bu kadar kural koyup yaraticiligi sinirlandirmanin alemi ne" dememeli hemen, cunku bu kurallar icracinin bazi seyleri otomatige takmasini temin edip dogaclama esnasinda kolaylik sagliyor.

    ragalar gunun saatlerine gore ayriliyor: sabah, ogleden sonra, ikindi ve gece. gece ragalari cok kasvetli olurken sabah ragalari daha bir genis, daha bir engin izlenim birakir insanda.
  • hint klasik müziği makamları ve melodi bilgisidir. sanskritçede renk, ruh hali, güzellik, melodi, armoni anlamları taşır. raag veya rag diye de yazılabilir.
    özellikle kanada raga ailesinden darbariçok acayiptir, tehlikelidir.
  • üstad burada nasıl bir şey olduğunu anlatıyor. sabah ve akşam örneklerinden bir potpuri sunuyor.
    aslında söze pek gerek bırakmamış.

    http://www.youtube.com/watch?v=xy7p1qfhave

    edit: link düzeltildi.
  • kanımca hint müziğini döndüren kavram.

    otun bokun başına raga koyuyorsun türkü oluyor.
    'raga adana' bile var olm ne diyorsun?
  • güney demek karnatik demek, karnatik demek raga demek, raga demek melodi demekmiş okuduğumu anladığım kadarıyla. bu yüzden de ragalar ritimle değil, melodiyle açılıyor. melodi hint klasik müziğinin merkezi kavramı olup, ragalar hint klasik melodi ilkelerini temel alarak organize oluyor. merkezin harmoni olması yani düzen olması ne güzel.

    ragalar en az 5 notadan oluşuyor, belirlenmiş diziler (dizilerin permütasyonları matematiksel olarak hesaplanıyor ve sistematik biçimde tanımlanmış) inişler ve çıkışlar halinde yapılandırılıyor. iniş ve çıkışlar aynı değil. yani üç indi diye üç çıkması gerekmiyor. bu haliyle linear değillerdir. bu özelliği sayesinde dizinin değiştirilmesi veya yeni bir nota eklenmesi halinde yeni bir raga ortaya çıkabiliyor ki sanırım beni alttan alta, ben bunları bilmezken ama anlarken cezbeden özellik bu. dinamik sistemlerde sistemin bir elamanın değişimi artık başka bir sistem olmasını sağlıyor. tek değişkenle dünya yaratabilen sistemlere hayran olmamak elde değil.

    ritme gelince tala, tal veya taal denilebiliyor. belli sayıda vuruşun ritmik devri: usul yani. belli bir tali birleşik isim gibi düşünebiliriz. istersek iki kelimeyede bölebiliriz. gök yüzü gibi. hem gökten hemden yüzden istersek yüzlerce kelime daha yaratabiliriz yani elinizde bir ritim varsa genişletebildiğin kadar genişlet. klasik formlar genelde 10-12 vuruş kullanıyor ama 14 kullanan da var. yuh.

    ragaların bir dizi düzen içinde ilerliyor. önce açılış ki buna alap diyorlar raganın özünü yansıtıyor. bence tüm ragaların dinlenmesi en zor bölümü bu. büyük bir kısmı anlamayla geçiyor. melodiyle açılıyor ve herhangi bir ritm kullanmadan sizi dinleyeceğiniz raganın modu hakkında bilgilendiyor. ikinci harekete jor diyorlar. burada artık ritm devreye giriyor ve bir enstrüman bağlamı oluşuyor ancak hala vurmalı ritimler yok. sonraki gelişme vurmalıların girmesi ki buna jhala diyorlar. son hareket hızlı. işte burada inişler ve çıkışlar oluyor. şarkının güfteli kısmına ise pallavi diyorlar.

    başına aldıkları isimler genelde yapıldıkları yöreyi gösteriyor. mevsimlere veya vakitlere göre ayrılıyorlar. “raga megh” veya “megh malhar” musonlar, yağmurlar yani bulutlarla ilgili. “vasanta” ilkbahar ve gün içi ragası demek. benim tercihim nedense şaşmaz biçimde darbari’ler. gece yarısı ragaları ki bunlara mezar ragaları da deniliyor. çalınan notaların psikolojik özellikleri ragaya cinsiyet de katıyor. yani ragalar havaya, saate ve cinsiyete göre değişiyor. her bir kimsenin ve her bir vaktin ragası başka.

    klasikler kendi içinde ikiye ayrılıyor klasikler ve hafif veya yarı klasikler. hafif klasik olanlar gazel, bhajan ve kalvali. klasikler thumri ve dhrupad. gündelik kullanımda bundan daha geniş sınıflandırmalar da var. artık bunlar dine, yöreye veya müzisyenin kastına göre değişiyor.

    bhajans :bhajanlar en meşhurları. kuzey hint civarlarında daha çok kullanıyor. ben bunları hep bizim mevlüt ilahilerine benzetirdim oysa alakası yokmuş.

    dhrupad : bu en eski vokal formu. lokumdur hakketen. lirik içerik, ritmik kesinlik ve düzgün bir vokal istiyor. 12’li vuruş kullanıyorlar hatta eskiden bundan daha karmaşık kullananlarda varmış. bu besteler genelde tanrılar veya asil aileler için yapılırmış. konularda din, metafizik, erotizm gibi sikim taşağıma denk meseleler hakim. 4 elementten oluşuyorlar: melody (raga), tempo (laya), ritm (tala) ve melodik bileşenler (dhatus). içeriği düşünüldüğünde en karmaşık formlardan biri dhrupad’lar. vokaller çok temiz. ragaların ortak özelliği vokal edepleri bana kalsa. hiç bir insan sesi kendini enstrüman sesinden üstün bellemez ragalarda. hatta hep onlara uyar ana ses verici onlar olduğundan. dolayısıyla bir raga bağıran, ergen çükü gibi öne çıkan, solo atan, gırtlaktan ses patlatan bir ses duyamazsınız.

    dhamar : dhamar aynı dhrupad gibi ancak daha zarif notalar ve 14 gibi geniş geniş vuruşlar var. dagar brothers güzel yapıyor. dinlemesi zordur, yavaş, silik gibi baştan ama dinledikçe çok sever insan. en azından ben pek severim.

    gazel : müslümanların müziği bu, yarı klasik ancak en popüler olanlardan biri. iran edebiyatı ve şiirinden pek etkilenmiş. genelde aşk şarkıları formunda. gazel demek kadına konuşmak demek. ancak devreye tasavvüf girdiğinden dini olabiliyor. ben severim, yanık yanık aradan da oynak olur.

    khyal :burada vokalist vokalistiğini gösteriyor. bildiğin şarkı, türkü işte.

    kriti : bunlar ilahi, tanrılar için yapılıyor. katman katman, saatlerce, günlerce süreni var. kafası oldukça kaçık. destanın müziğe dökülmüş hali gibi.

    tarana : batıdaki be-bop gibi. anlamsız hece tekrarları var ki pek sevdiğim bir formdur, eşlik edebilirsiniz. dabada dabada di. önemli olan bütünlüğü süre boyunca devam ettirebilmek. ravi shankar’ın nefis taranası vardır inside the kremlin’de. o zamanlar bu kayıtlar zor bulunurdu. şimdi ne güzel, her yerde.

    thumri : thumri yine klasik form. ben pek sevmiyorum sanırım. zorluyor dinlerken.

    bunlar konu hakkında her yerde bulabileceğiniz didaktik bilgilerdi, toparladık.
hesabın var mı? giriş yap