sözgelimi
-
sözgelimi
bir cenaze törenine
katılır gibi yürüyorum sokaklarda
ve iğneyle tutturulmuş
çocukluk fotoğrafım
gülümsüyor ceketimin
yakasında
son dileği
asılacağı ipin üstünde
yürümek olan
bir cambazım sözgelimi
cellatın düğümleyerek
boynuma geçirdiği ip
düşürüyor sonunda beni
her gösteride alay ettiğim
yaşamdan
bir mehteranım sözgelimi
çalgılar arasında
yürürken savaş alanına
üç adımda bir
geriye döner
ve yaşlı gözlerle anarım
sevgilimi...
- sunay akın - -
muhabbeti acmak, cesitlendirmek, somutlastirmak amaciyla kullanilan, ornegin ve mesela kelimelerinin es fonksiyonlusu kelime... "diyelim" versiyonu da vardir. orn: "diyelim savastasin..."
-
çok zorlama bir kelime. bir tek çavdar tarlasında çocuklar'da sırıtmadığını gördüm.
-
aynı zamanda sevdiğim bir kelimedir. bakın bakalım nerede geçiyor bu kelime:
"sözgelimi, sen öğleden sonra saat dörtte geleceksen ben saat üçte sevinmeye başlarım." -
neredeyse bütün hukuk ders kitaplarında kullanılan kelime.
-
hasan ali toptaş’ın sıklıkla romanlarında kullandığı kelime. mesela manasındadır. hasan ali hoca gerçekten çok seviyor bu kelimeyi. kendisi ile, oturup sohbet etme fırsatı bulduğumda ilk sorduğum şey bu olmuştu. hocam bana, sözgelimi kelimesini sevdirdiniz demiştim, gülmüştü. işin garip tarafı sohbet ederken hiç ama hiç kullanmadı bu kelimeyi. mesela dedi örneklem verecekken hep.
-
tdk'ya göre ayrı yazılması gereken ancak şahsımın bu kelimeleri ayırırken seven kalpleri ayırıyormuş hissine kapılmasına neden olan kelime. nasıl ayrı olabilirler ki bunlar, nasıl? birlikte bu kadar güzellerken :(
edit: yazarken aynı hissi yaşadığım diğer bahtsız aşıklar, aşıklarımız: boşver, hoşgeldin, önsöz. -
sözgelelim. gelgelimi.
"bir türlü akıl edemediğim en düz, en olağan çözüm yollarını ondan öğrendim ben: (günümü o odada geçirirdim olur biterdi sözgelimi)." tomris uyar - ipek ve bakır
"sözgelimi, ortada gözle görülür hiçbir aksaklık yokken, durup dururken stop ederdi şavruli." tomris uyar - yürekte bukağı
"biliyorsun bazen kendime söylüyorum, eğer insan her bir gün, hep aynı saatte aynı tekil eylemi, değişmeyen, sistematik bir ritüel gibi gerçekleştirirse, dünya değişirdi. evet, bir şeyler değişirdi. değişmek zorunda kalırdı. kişi her sabah, sözgelimi tam yedide kalkabilir, banyoya gider, musluktan su doldurur, ve tuvalete boşaltabilirdi. sadece bu! " andrey tarkovski - offret
(ilk giri tarihi: 11.10.2017)
(bkz: söz gelimi), söz gelişi
(bkz: söz temsili), laf temsili, örneğin, örnekse
(bkz: gelgelelim)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap