*

  • (bkz: ekşi sazlık)
  • sazlıklar ağırlığının 30 katı kadar azotu bünyesine çekebilirler.
  • kenan hulusi tarafından yazılan, metin erksan tarafından sinemaya uyarlanan hikaye. şu anda trt1'de yayınlanıyor.
  • zonguldak eskiden sazlık, bataklık anlamındaki zongalık sözcüğüyle anılırmış.

    dökülelim ki içimizdeki rahipten özgürleşelim. kuyulara itiraf edelim ki ekinler gizle kavrulsun, olgunlaşsın, ötsün. sazlıklar neye çalarken.

    "bu ülke görmüştü kraliçeyi, üstünde, eskiden,
    eurotas'ın hışırdayan sazlıklarında,
    kabuğunu kırıp ortalığı aydınlattığında,
    soylu anasının, kızkardeşlerinin
    kamaştırdığı dönemlerde ışığı." goethe - faust (çev. ismet zeki eyuboğlu)

    (bkz: kamışlık), kalamış
    (bkz: eurotas/@ibisile)
  • rüzgarlı istanbul bugününde balkonda duran limon ağacına gözüm ilişti az evvel. rüzgarın ağacın dallarına nasıl adeta yeri öptürdüğünü ve yaprakları nasıl evirip çevirdiğini, esmeyi durdurduğunda ise her şeyin nasıl -bana göre- eski haline döndüğünü seyrettim. aklıma abant'ta dakikalarca seyrettiğim sazlıkları getirdi bu manzara. onlar da rüzgarın gücü karşısında eğilip bükülüp yeniden doğruluyordu, otları suya girip çıkıyordu. sert olmanın güçlü olmak manasına gelmediğinin, güçlü olmanın kolay parçalanmamayı ve zaman zaman esneyebilmeyi gerektirdiğinin nişanesiydiler.. oysa ki olduğu gibi değil göründüğü gibi olmaya çalışmak insanın belini büküyor.. göründüğü gibi olmaya çalışma zorunluluğunu kaldıramayan insanın içinde çatlaklar, sızıntılar meydana geliyor. o "güçlü" baraj titriyor..

    sazlıklardan ilham almak lazım..
  • uzun otlarla kaplı sulak alan ve su içerisinde yetişen bitki örtüsüne verilen isim.

    içinde hep kurbağaların, yılanların zarar verebilecek envai çeşit hayvanın yaşadığını düşünürüm ama kenarında oturup rüzgarda otların çıkardığı sesleri dinlemek de öyle hoşuma gider.
hesabın var mı? giriş yap