• insanoğlu olarak biraz salak olduğumuzun herhalde herkes az çok farkındadır. hayatımı bu kritik bilgi üstüne kuran biri olarak sleeper effect beni bile şaşkınlık içinde bıraktı.

    bu moral bozucu etkimizi açıklamak gerekirse; bir konuda güvenilmez olduğunu bildiğimiz bir kaynaktan (biri sözlük mü dedi?) bir bilgi ediniyoruz mesela simit üreticileri derneğinin simitin en komple gıda olduğunu söylemesi [derneği sıktım ama bilgiyi sıkmıyorum, valla vardı böyle bir reklam, hatta anne sütünden sonra bile demiyordu]. ve bu bilgiyi sallamıyoruz. en başta hakikaten de sallamıyoruz. aradan bir kaç ay geçiyor ve bakıyoruz ki bu bilgiye inanıp, kullanmaya, davranışlarımızı buna göre şekillendirmeye başlamışız. simite anlamsız bir sempati duymaya başlamışız. (bu arada simit de iyidir, valla bak)

    peki neden? en başta da söylediğim gibi biraz saflık mevcut. bilgiyi edindikten sonraki aylarda bilgi aklımızda kalıyor, bilinçaltı düzeyde tekrarlıyoruz. ancak bilginin kaynağı unutuluyor. bu yüzden aldığımız anda inanmadığımız bir bilgi, davranışlarımıza yansıyor, bilgiyi kanıksayabiliyoruz.

    amerikan ordusuna hastayım. adamlar alakasız ülkeleri işgal edip, katliam-işkence vb. yapmaktan kalan bütün zamanlarında psikoloji çalışıyor. bu etkiyi de onlar bulmuş. ikinci dünya savaşında avrupa'ya asker gönderecekler ama bakmışlar ki bu askerler birlikte savaşacakları ingilizleri hiç sevmiyor. hemen ingilizlerin ne latif, ne sevimli bir millet olduğu üzerine videolar hazırlayıp askerlere izletmeye başlıyorlar. askerler de mal değil tabi, niyetin farkındalar ve videoları takan yok, kimsenin ingilizler hakkında fikirleri değişmiyor. üst kademe naapalım bunu yapamadık, en azından psikolojik etki bulalım deyip bir kaç ay sonra amerikan askerlerinin ingilizlere karşı olan tavırlarını ölçüyor ve bakıyorlar ki artık askerler ingilizlerin o kadar da kötü olmadığını düşünüyor.

    sonra bu etki bir çok ortamda test ediliyor. görülüyor ki bu etki en çok mesajın kaynağının çok güvenilmez olduğu durumlarda kaynağı bilgiden sonra öğrendiğimizde görülüyor. o kadar güvenilmez olacak ki, ortamdan çıktığımız anda bilgiyi de kaynağı da unutacağız. hiç takmayacağız, kimseyle konuşma gereği bile duymayacağız. ama o kaynağı öğrenmeden önce düşündüğümüz bilgiyi bilinçaltında tekrar ede ede kendimizi inandıracağız.

    ya böyle işte
  • iletisim bilimci caarl hovlandun bilgi ve bilgi saglayici üzerine olan tezi.

    ikinci dünya savaşı sırasında abd ordusunda psikolojik etkinlik konusunda çalışma yapmis hovland. bu teze göre, aktarılan bilgiyi hafızamızda tutar, ama bu bilgiyi bize iletenleri unuturuz. yani hiç de güvenilir olmayan, hatta yalanlarıyla kredisini yitirmiş bir kaynaktan aldığımız bilgiyi hafızamızda tutarken, o bilginin kaynağı hafızamızdan silinir.
    böylece güvenilir olmayan kaynaklardan alınan bilgiler, hafızamızda "gerçek" olarak kalır.

    http://en.wikipedia.org/wiki/sleeper_effect

    (bkz: uyuyan etkisi)
hesabın var mı? giriş yap